Erzurum Kongresinde Türk-Kürt Kardeşliği Vurgusu
Pek bilinmez ama Erzurum Kongresi kararları aslında Batılı emperyalist güçlerin icadı olan Ermenistan tehdidine karşı haykıran bir Türk-Kürt kardeşliği bildirisidir. Kongre bugün tartıştığımız sorunların konuşulduğu bir kardeşlik toplantısıyken sansürlenerek ve içeriği boşaltılarak anlatılmıştır kitaplarımızda. Gerçek Erzurum Kongresi’ne vakıf olabilmek için yetersiz de olsa ilk kaynaklara ulaşmamız ve orijinal belgeleri okumamız gerekir.
Özetlersek,
1) Erzurum Kongresi’nde hâlâ “Osmanlı camiası” içindeyizdir,
2) Kongrenin gayelerinden birisi, araları açılmak istenen Kürtlerle Türkleri yeniden birbirine bağlamaktır.
Üstelik birilerinin yamadığı, Türklerin “kurucu ve egemen millet” oldukları türünden bir ifadeyi de bulamıyoruz kongre metin ve tutanaklarında.
O zaman soralım: Yoksa Erzurum Kongresi kararları Kürtlükten arındırıldı mı?
Nitekim Nutuk’ta Erzurum Kongresi kararlarının Kürtlüğe veya Osmanlı’ya delalet edebilecek bütün cümlelerinden arındırıldığı dikkat çekiyor. Zaten Nutuk, yakın tarihi 1927 şartlarına göre -Roland Barthes’ın sevdiğim deyişiyle- “ayarlayan” siyasî bir metindir.
Şunu bilelim ki, Erzurum Kongresi’nin en mühim meselesi, Türk-Kürt kardeşliğinin tesisiydi. Sebep çok basit: Bölgede İngilizler ve Fransızlar tarağından bir Ermenistan mandasının kurulması tehlikesi vardı.
İşte 17 Haziran 1919’da toplanan Erzurum Vilayeti Kongresi’ne sunulmuş ilginç bir rapor, sanki bugünlerde yazılmışçasına güncel bir mahiyet taşıyor.
Rapora göre Doğu Anadolu’da Ermeniler, Avrupalılar ve “şahsî çıkar sağlamak isteyen” bazı kimselerin ortaya attığı bölücü fikirlerin başında “Kürtlük-Türklük meselesi çıkarmak” geliyor. Bunlar Türkler ile Kürtlerin birbirinden nefret etmesini istiyor, bir Kürt yönetimi kurarak Doğu gençliğinin birleşmesine imkân bırakılmıyormuş. Nihayet Kürtler ile Türkleri birbirine düşürerek Ermenilerin hakimiyetleri sağlanmak isteniyormuş.
Raporda halk arasında Kürtlerin aslında Ermeni oldukları yönünde propaganda yapıldığı da kaydediliyor ve bir milleti diğerlerinden ayırt eden vasıfların din, karakter, âdet ve dil olduğu belirtiliyor. Irk fikri tamamen reddediliyor ve Ermenilerin Hıristiyan, Kürtlerin ise Müslüman oldukları üzerinde duruluyor. Karakter bakımından Kürtlerin Türklere Ermenilerden daha yakın oldukları bir grafikle gösteriliyor. Raporda varılan hüküm şudur:
“Türk ile Kürt arasında dinî ortaklıktan başka soy itibariyle de bir bağın varlığını teslim etmek zaruridir.”
Erzurum Kongresi’nden bir ay kadar önce toplanan bu ön kongreye sunulan raporda işlenenler sanki bugünden geçmişin dağlarına çarparak yankılanmış gibidir. Mesela şu satırları okuyoruz:
“Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz yaşayamaz.Geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türk ile Kürt’ün aynı tarih, aynı çıkar, aynı hayat sahibi olacaklarını kabul etmemek mümkün değildir.Bu kadar derin ve esaslı bağlarla birbirine bağlı bulunan Doğu vilayetleri Türk’ü ile Kürt’ünü ayırmak her ikisini de ölüme mahkûm etmek demektir.Bugün gözümüzü açarak yaralarımızı öz elimizle sarmaya çalışır, dışarıdan gelen Kürtlük-Türklük gibi ayrıştırıcı telkinlere kulak asmazsak hem memleketimizi kurtarır, hem de herkesin mutluluğunu sağlayacak esasları hazırlarız.”
Asıl meseleye “Tarihî bir anda bulunuyoruz” diye parmak basan bu müthiş rapor şöyle sürüyor:
“Duygusallığa kapılarak düşmanlarımıza hizmet etmekten sakınma göreviyle mükellefiz. Son fırsat elimizde. Bunu da kaybedersek tarihimizi aşağılanmayla kapamış ve Hazret-i Kur’an’ı elimizle defnetmiş oluruz. Hakkımızda çevrilen entrikaları, düşünülen felaketleri sonuçsuz bırakmak yalnız bir şeye, Doğu vilayetleri Müslümanlarının ittihad (birlik) ve ittifakına bağlıdır.”
Bundan 105 yıl önce serhat şehrimiz Erzurum’da söylenmesi gerekenlere söylenmiş aslında. Alın yukarıdaki cümleleri, Devlet Bahçeli beyin geçen hafta söylediklerinin yanına koyun, ruh, hatta üslup olarak dahi aralarındaki benzerlik hepinizi şaşırtacaktır.
Ey Erzurum Kongresi, seni doğru okuyabilseydik!
Not: Raporu Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayınları’ndan 1969 yılında basılan Prof. Dr. Bekir Sıtkı Baykal’ın Erzurum Kongresi ile İlgili Belgeler’inde (s. 40-52) bulabilirsiniz.
Yorum Yazın