Durmak Yok Yola DEVAM

Erken seçim kararı, isabetli bir karar oldu.

Kendisini dev aynasında görenler bu kararın, İYİ Parti’nin yolunu kesmek amacıyla alındığını öne sürdü.

Gören, duyan da sanır ki, siyasete yeni bir aktör geldi, tozu dumana katacak, müzmin nefret objelerini zorlayan bir rakip olacak.

Onlar sana dursunlar, ana muhalefet, günlerce aday sorunu yaşadı. Olması gereken, K. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı iken, çocukça bir gerekçeyle aday olmayacağı duyuruldu.

Neymiş efendim; partili cumhurbaşkanı olamazmış.

Bunların, sistemin değiştiğinden de haberi yok demeyeceğim. Elbette var da işlerine gelmiyor. Hep yaptıkları gibi tipik şark kurnazlığına başvurarak, zihin bulandırmaya çalışıyorlar.

Acaba bu malum zihniyetin oy verenleri veya aydınları(!) sormaz mı, bu ülkede ne zaman organik bağı olmasa bile partili olmayan bir cumhurbaşkanı oldu.

En objektif ve partisiz olanı onlara göre A.Necdet Sezer idi.

Zaten, bu ülkede tarafsızlığın ve objektif olmanın ilk şartıdır CHP ve onun zihniyetinde olmak.

Mesela, onları savunan medya ve yazarları, objektiftir ama diğerleri yandaş veya kalemşör…

Neyse bu hallerine alıştık artık.

Dönelim seçim sürecine.

Nihayet adaylar belli oldu.

Cumhur ittifakının adayı, Recep Tayyip Erdoğan. Adı marka, bu kadarı yeter.

CHP’nin adayı, rozeti çıkarınca partisizleşen(!) ve “Gel bakayım buraya” diye çağırılan Muharrem İnce.

İYİ Parti’nin adayı, “Bir kadın olarak, adaylıktan çekilmeyeceğim” diye, cinsel kimliğine vurgu yaparken, geçmişinde de şimdi de eril bir dile teslim olmuş Meral Akşener.

HDP’nin adayı, 15 Temmuz gecesi, Kürtlere sokağa çıkmamalarını söylerken, hendeklere canlı kalkan olunmasını isteyen; Kobani bahanesiyle, sokak çatışmalarını körükleyip, Yasin Börü ve arkadaşlarının katline sebep olan, sonra da herkesi aptal yerine koyarcasına inkâr edip, mağduriyet edebiyatı yapan Selahattin Demirtaş.

Medyanın şişirdiği SP’nin adayı, Temel Karamollaoğlu.

Ve Perinçek…

100 bin imzayı toplayanın aday olduğu, ittifakla barajın sıfırlandığı ve zorunluluktan kaynaklı olsa da birbirlerinin sivri yanlarını görmezden gelerek tahammülü öğrettiği, yeni sistem ile seçim gününe doğru gidiyoruz.

Muharrem İnce’nin “Önce 81 milyon iri olacak, diri olacak, bir olacak, beraber olacak.” Derken tebessüm ettirmesi, Meral Akşener’in eski tarz siyasetiyle borçları silmeyi vadetmesi ve hızlı trenin göçü arttırdığını söyleyerek beyin yakan bilge (!) T. Karamollaoğlu ile, renkli, şen şakrak bir seçim sathına girmiş bulunuyoruz!

Her sabah Facebook’u açtığımda güne kahkahayla başlıyorum. Tevekkeli değil, epeydir iş yapmıyor Komedi Showlar!

Ee ekmek elden su gölden!

Nasılsa 16 yıldır, bir sihirli el yönetiyor ülkeyi! Yollar, köprüler, havalimanları kendiliğinden oluyor. Kendiliğinden büyüyor ve gelişiyor ülke! Zaten, bir şey olduğu da yok onlara göre ya! Cumhuriyet, 16 yıl önce kuruldu! Eğitim sistemi hakeza!

Problemsiz, İsviçre gibi bir ülkeydik! Erdoğan bir geldi, Afganistan’a dönmüşüz Yılmaz Özdil’e göre.

Ya şaka ediyorlar ya da bu arkadaşların beyin kortikal bölgeleri büzüşme yapmış. İdeolojik haplarının etkisi olsa gerek.!

Cumhur Adayı, ülke sorunları hatta bölge sorunlarıyla cebelleşirken, diğerleri hala eski Türkiye tarzı polemiklerle meşguller…

Ülke yönetmeye aday olanlara bakıyorum da….

“30 yıllık AK Partili olarak”

Durmak yok, yola DEVAM diyorum…