TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Başkanı Veysel Eroğlu, müsilaj sorununda atıklara dikkati çekti:
”Marmara Denizi’nde salyanın oluşması için 9 sebep var. Şehir atık sularına çok iyi bakılması lazım. Sanayi atıkları kontrol edilmeli. Çöp meselesi var ama bazı atıklar derelerden Haliç’e geliyor. Derelerde kirlilik var. Küresel iklim değişikliğinin rolü var... Bunların hepsi önemli. Bu kirlilik Marmara’da önlendiği zaman bu sorun da yok alacak” ”(1994 sonrasında) İlk defa tünel açma makinasını biz kullandık. O zaman tünel falan açılmıyordu. En ileri tünel açma sistemini, en ileri su arıtma tesisini kurduk. En gelişmiş bilgi işlem merkezini kendi öz kaynağımızla kurduk” ”Haliç’e bir gram kirli su girmeyecek şekilde arındırdık. 5 milyon metreküp çamuru da Haliç’ten taşıdık”
İSTANBUL (AA) TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, "Marmara Denizi'nde deniz salyasının oluşması için 9 sebep var. Şehir atık sularına çok iyi bakılması lazım. Sanayi atıkları kontrol edilmeli. Çöp meselesi var ama bazı atıklar derelerden Haliç'e geliyor. Derelerde kirlilik var. Küresel iklim değişikliğinin rolü var...Bunların hepsi önemli. Bu kirlilik Marmara'da önlendiği zaman bu sorun da yok alacak" dedi.
Veysel Eroğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığında, İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu'nun katılımıyla "Marmara ve Haliç Gerçekleri" konulu basın toplantısı düzenledi.
AK Parti hükümetlerinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı da yapan Eroğlu, Bakanlık ve İSKİ Genel Müdürü olarak görev yaptığı yıllarda İstanbul'un su ve çevre meselelerinin çözümü için hayata geçirdikleri projeleri ve Marmara'da yaşanan musilaj kirliliği problemini anlattı.
Müsilaj sorununun, Marmara Denizi geneline hakim olan kirlilik ve atıklarla doğrudan bağlantılı olduğunu anlatan Eroğlu, İSKİ Genel Müdürü olduğu dönemdeki çalışmaları hatırlattı.
1994'te göreve gelmeden önce İSKİ'nin tamamen iflas ettiğini belirten Eroğlu,"İSKİ 1,5 milyar dolar borcu olan, su veremeyen, atık su arıtma su tesisi olmayan, arıtma tesislerinin içinde otların bittiği bir kurumdu. Lağım suları derelerden akardı. Atık sular Haliç’e, Marmara’ya akardı. Atık suların sadece yüzde 5’i kısmi olarak temizlenip atılıyordu. Atık su tüneli ve benzeri hiçbir teknik, teknoloji yoktu" diye konuştu.
İSKİ’ye geldikten sonra büyük projelerin startını verdiklerini anlatan Eroğlu, şunları ifade etti:
"Geldiğimizde maalesef hiçbir çalışma yapılmayan bir kurum teslim aldık. O zaman İSKİ kamyon yedek parçalarının atıldığı bir yerdi. Müteahhitler sırada bekler, banka, elektrik borçları, SSK borçları ile iflas etmiş bir kurumdu. Firmaların aldığı paralar binaların altına giderdi. Yolsuzluklar yapılmış, öyle paralar dönmüş ki İSKİ’de hiçbir yatırım yapılmamış.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı olduğu dönemde öncelikle su meselesini halletmeyi istedi. Biz öncelikle bilgi işlem merkezini düzenlemek istedik. Çünkü çok yolsuzluk vardı. Bunları hatıralarıma yazıyorum. Veznelere para yatıran vatandaşlar, para cebe atılıyor, senet yazılıyor senetler çuvala atılıyor. Makbuzları sonra araştırdık, çuvallar içinde senet bulduk. Nakit yerine sahtekarlar senet koymuş. Bunları tespit ettik. Trilyonlarca lira böyle. Senet yolsuzluğu."
"1100 kilometre boru ile sistemi yeniledik"
"İstanbul'da şebeke sularının yüzde 65'i kayboluyordu" diyen Eroğlu, "Bütün şebekeyi yenilemek istedik. O dönem dünyada bir yılda en fazla boru döşeyen kurum olarak tarihe geçtik. 1100 kilometre boru ile sistemi yeniledik. Önceden borular döşenmiş bağlantıları yok, atıl vaziyette. En ileri bilgi işlem merkezini kurduk" ifadelerini kullandı.
Haliç'in durumu
O dönemde Haliç'in durumuna da değinen Eroğlu, Haliç'in 1994 öncesinde "bir bataklık ve lağım çukuru gibi" olduğunu hatırlattı.
Eroğlu, arıtma tesislerine de büyük önem verdiklerinin altını çizerek, "Baltalimanı’nda önemli bir arıtma tesisi açtık. Rahmetli Necmettin Erbakan ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte. Hatta o zaman Köln Belediye Başkanı geldi. Onu Baltalimanı’na götürdük, bana şu soruyu sordu: Burayı kaç yılda yaptınız? Ben bir buçuk yılda yaptığımızı söyledim. 'Biz bunu Almanya’da 45 yılda ancak yaparız' dedi. Atık sular böylece kesildi" diye konuştu.
"5 milyon metreküp çamuru Haliç’ten taşıdık"
1994 sonrasında büyük atılımlar gerçekleştirdiklerini dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti:
"İlk defa tünel açma makinasını biz kullandık. O zaman tünel falan açılmıyordu. En ileri tünel açma sistemini, en ileri su arıtma tesisini kurduk. En gelişmiş bilgi işlem merkezini kendi öz kaynağımızla kurduk. En ileri su arıtma tesislerini kurduk. Haliç’e bir gram kirli su girmeyecek şekilde böyle arındırdık. 5 milyon metreküp çamuru da Haliç’ten taşıdık."
Musilaj problemi
Veysel Eroğlu, Marmara'da yaşanan müsilaj sorununa ilişkin ise "Azot ve fosfor konsantrasyonunun artması neticesinde Marmara Denizi'nde alg patlaması yaşanmaktadır. Yaşanan bu alg patlaması neticesinde algler, bir salgı üretmektedirler. Oluşan bu salgı deniz salyası veya müsilaj olarak adlandırılmaktadır" dedi.
12 maddelik çözüm önerisi sunuldu
TBMM İklim Araştırma Komisyonu olarak 12 maddelik çözüm önerisi sunduklarını ve kapsamlı çalışmalara başladıklarını anlatan Veysel Eroğlu, şunları ifade etti:
"Marmara Denizi'nde deniz salyasının oluşması için 9 sebep var. Şehir atık sularına çok iyi bakılması lazım. Sanayi atıkları kontrol edilmeli. Çöp meselesi var ama bazı atıklar derelerden Haliç'e geliyor, derelerde kirlilik var. Benim bakanlığım zamanımda Karadeniz'e atık suları veren ülkelerde toplantı yaptım. Oluşturulan heyetin merkezini İstanbul'a aldık anlattık. Tuna nehrinden kirlilik geliyor, akıntı var. Küresel iklim değişikliğinin rolü var. Bütün partilerin teklifi ve kabulüyle komisyon kuruldu. Sıcaklık arttığı için azot fosfor dengesi bozuluyor, Alg patlaması oluyor. Gemi ve teknelerden gelen kirlilik de var...Bunların hepsi önemli. Bu kirlilik Marmara'da önlendiği zaman bu sorun da yok alacak."
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın