Süleymanoğlunun kendini feda etme öyküsünü anlatıyoruz

KIRCAALİ (AA) Naim Süleymanoğlu'nun yaşamını anlatan "Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu" filminin yönetmenliğini üstlenen Özer Feyzioğlu, "Bence 50 yaşında hayatını kaybetmek bir karar değil, bilinçli tercih edilmiş bir yolculuğun neredeyse doğal sonucu. Ağır bir sorumluluğumuz var. Herhangi bir hayatı değil kendini feda etme öyküsünü anlatıyoruz." dedi.

Çekimleri Bulgaristan'da devam eden filmde, kırdığı dünya rekorları ve kazandığı büyük başarılarla yediden yetmişe Türk halkının büyük bölümünün sevgisini kazanan sporcu Naim Süleymanoğlu'nun yaşamı, beyaz perdeye aktarılıyor.

Film setinde düzenlenen basın toplantısında konuşan yapımcı Mustafa Uslu, Süleymanoğlu'nun iki yıl önce 50 yaşındayken hayatını kaybettiğini hatırlattı.

Uslu, Naim Süleymanoğlu'nun henüz çocuk yaşlardayken mucizelerle dolu bir yaşamı olduğunu aktararak, "Aslında onun mayasından belliymiş adam gibi bir adam olacağı. Çok fedakarlıklar yapmış. Halkına evrensel insan haklarını yaşatabilmek, fikirleri, iradeleri hür yaşayabilmeleri, kendi isimlerini kullanabilmeleri, ibadetlerini yapabilmeleri için çocuk yaşta kaldıramayacağı yüklerin altına girmiş. Ama (o yükleri) kaldırdı ve bizi mucizelere alıştırdı. Sadece olimpiyat rekorları, olimpiyat madalyaları bırakmadı. Türk gibi güçlü, 'Cep Herkülü' gibi bir unvan bıraktı dünyaya." dedi.

Süleymanoğlu'nun yalnızca Türkiye'yi değil dünyayı da şaşırttığını dile getiren Uslu, çok özel bir iş yaptıklarını ifade etti.

Mustafa Uslu, şunları kaydetti:

"İnşallah, şampiyonun filmi layık olduğu yeri bulacak. Biz bu filmde Muharrem Süleymanoğlu'nun çocukluk anılarını yazdığı, 'Kardeşim Cep Herkülü' kitabının haklarını alarak yola çıktık. Zaten Muharrem Süleymanoğlu'ndan başka hiç kimse, hiçbir varisi, bize Naim Süleymanoğlu'nun çocukluğunu anlatamazdı."

Yapımcı Uslu, Süleymanoğlu'nun yaptıklarını ve yaşam hikayesini genç neslin öğrenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu ülkenin geleceği gençler, aydınlık fikirler, çocuklar Naim Süleymanoğlu'nu öğrenmeli. Ondaki azmi görmeliler." diye konuştu.

"Bu fedakarlık hepimizi çok etkiliyor"

Yönetmen Özer Feyzioğlu da Bulgaristan'daki çekimler sırasında tüm ekibin duygusal bir yoğunluk içinde olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Bu topraklarda olmak, bu filmi burada çekmek, bu işin süsü değil. Bu çok önemli ve kıymetli bir şey. Buraya geldiğimizden beri duygusal bir durumun içine girdik. Bu durumu yaşatan şey de Naim Süleymanoğlu'nun 19 yaşında, neredeyse çocuk denecek yaşta verdiği kararla insan hakları için hayatını riske atıp, insan hakları konusundaki ihlalleri duyurmak için sporu kullanması. Bu fedakarlık hepimizi çok etkiliyor. Bence 50 yaşında hayatını kaybetmek bir karar değil, bilinçli tercih edilmiş bir yolculuğun neredeyse doğal sonucu. Ağır bir sorumluluğumuz var. Herhangi bir hayatı değil kendini feda etme öyküsünü anlatıyoruz. Bunu layıkıyla anlatabilmek için değerli oyuncularımızın da katkılarıyla canla başla burada çalışıyoruz."

Filmde Naim'i canlandıran Hayat Van Eck, Süleymanoğlu'nun yaptıklarını ilk kez hayat bilgisi dersinde duyduğunu aktararak, "Yaptıkları, verdiği kararlar ve fedakarlıkları inanılmaz. Çok çalışmış, bir tutku ve arzuyla vatan sevgisiyle ailesi, tanıdıkları ve kendi insanları için. Bu kadar yükün altından kalkmak, bunları başarabilmek inanılmaz bir şey. Bunun hakkını olabildiğince vererek ve üstüne yoğunlaşarak, iş birliğiyle gönül birliğiyle sunmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Güzel bir aileyle karşı karşıyayız"

Süleymanoğlu'nun babasını canlandıran Yetkin Dikinciler, oyuncu için senaryonun rehber olduğunu anlatarak, "Buraya geldiğimizde yaşadıklarımız, dinlediğimiz hikayeler, deneyimlerimiz, dostlarından arkadaşlarından, onu tanıyanlardan dinlediklerimiz ile öncelikle güzel bir aileyle karşı karşıyayız. Bunun bu filmde çok önemli bir yeri olacağını düşünüyorum." dedi.

Dikinciler, usta sporcunun bir bayrak taşıyıcısı olduğunu ve o bayrağı sadece kendi dili, dini, kültürü ve toplumu için taşımadığını aktararak, şunları kaydetti:

"Coğrafyaları, sınırları, dilleri, dinleri ırkları aşan şekilde, bir insanın öncelikle ana dilini, kültürünü, değerlerini yaşamaya hakkı vardır. Biz tarihe bir projeksiyon yapıyor, oradan bir şeyler öğreniyoruz. Naim bugün bile bir şeyler öğretiyor. Sadece içinden çıktığı toplum için değil insanı keşfederek insan için konuşmuş oluyor."

Süleymanoğlu'nun annesi Hatice'yi canlandıran Selen Öztürk ise çekimler sırasında rolle gerçeğin birbirine karıştığını söyleyerek, "Bazı şeyler artık oynamaktan çıkıyor. Çok tuhaf duygular yaşadım burada. Mesleğimi mi icra ediyorum yoksa gerçek bir ana mı tanıklık ediyorum? Gittim geldim. Gerçekten mucizevi ve paha biçilmez şeylerdi burada tanıklık ettiğimiz şeyler." ifadelerini kullandı.

Oyuncu Öztürk, Süleymanoğlu'nun çok büyük işler başardığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Çocukluğumdan beri (Süleymanoğlu'nu) biliyor, müsabakalarını da takip ediyordum. Özel bir sporcuydu bizim ailemizde. Ama bir özgürlük savaşçısı olduğunu bilmiyordum. Bu filmle beraber o dünyaya girmiş oldum. Bu kadar büyük bir misyon taşıdığından o kadar haberdar değildim. Şu anda hangi güzelliklere vesile olduğunu insanlarla bire bir konuşup tanışınca anladım. Gerçekten insanlık adına çok önemli bir iş başarmış, sporun da ötesinde."

"2 milyonluk bir toplumun sesi olmuş"

Oyuncu Gürkan Uygun da Süleymanoğlu'nu filmden önce sadece bir halter sporcusu olarak tanıdığının altını çizerek, "Bu konuda çekilen belgeseller de yeterli değil. Bazı şeyleri görmek çok daha etkili. Halterden daha önce aslında 2 milyonluk bir toplumun sesi olmuş, onu gördük. Biz o zaman çocuk yaşlardaydık. Senaryoda birçok detayı görünce onun mücadelesini çok daha iyi anlıyorsunuz." diye konuştu.

Naim Süleymanoğlu'nun halterde kazandığı başarılar dışında görünmeyen bir yaşamı olduğuna da vurgu yapan Uygun, şöyle devam etti:

"Senaryoyu okuyunca aslında, kaldırdığı ağırlıklar çok arka planda kalıyor. Son olimpiyat şampiyonasında onu televizyonda izlerken aldığım hazzı yaşamak istedim. Aslında biraz da yüzden bu işin içindeyim. Çok da keyif alarak çalışıyorum. Sağ olsun Özer de çok hassas çalışıyor."

Senaryosunu Barış Pirhasan'ın kaleme aldığı filmde Hayat Van Eck, Yetkin Dikinciler, Gürkan Uygun, Selen Öztürk, Levent Ülgen, Renan Bilek, Barış Kıralioğlu, Bülent Alkış, Kemal Başar, Maria Rumenova Sotirova, Mehmet Esen, Evren Erler, Mustafa Kırantepe, Uğur Güneş ve İsmail Hacıoğlu rol alıyor.

Film, 25 Ekim'de izleyiciyle buluşacak.