Milli Eğitim Bakanı Özer, ”Yunus Emre Yolunda Genç Gönüllüler Buluşması” etkinliğinde konuştu:
”Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak sadece gelişmiş bir ülke olmak istemiyoruz, biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak aynı zamanda barışın, esenliğin, selametin dilini de dünyaya tanıtan bir ülke olmak istiyoruz. Bunu yapabilecek müktesebatımız da var, medeniyet erlerimiz de var” ”Son 20 yıl bir taraftan eğitimde inanılmaz devasa bir dönüşümle okullaşma oranları artırılırken aynı zamanda toplumun tüm taleplerinin dengeye oturduğu, topluma duyarlı bir yönetim anlayışının gerçekleştiği bir döneme tanıklık ettik”
ANKARA (AA) Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak sadece gelişmiş bir ülke olmak istemiyoruz, biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak aynı zamanda barışın, esenliğin, selametin dilini de dünyaya tanıtan bir ülke olmak istiyoruz. Bunu yapabilecek müktesebatımız da var, medeniyet erlerimiz de var." dedi.
Bakan Özer, ÖNDER İmam Hatipliler Derneğince Kızılcahamam ilçesinde bir otelde düzenlenen "Yunus Emre Yolunda Genç Gönüllüler Buluşması" etkinliğinde yaptığı konuşmasına, gönüllerin mimarı Yunus Emre'nin yolunda olan gençlerle buluşmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
Sürdürülebilir iyi şeyleri devam ettirebilmenin büyük emek gerektirdiğine işaret ederek, 5 yıldır gençlerle buluşma etkinliği düzenleyen ÖNDER İmam Hatipliler Derneğini kutlayan Özer, derneğin gençlere rehberlikte başarılı çalışmalar yürüttüğünü anlattı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının hedef kitlesinin gençler olduğuna işaret eden Özer, gençleri bir yandan dünyadaki akranları ile rekabet edebilecekleri becerilerle donatırken, bir taraftan da sporla, sanatla, kültürel etkinliklerle buluşturmaya destek olduklarını dile getirdi.
"Bu topraklar, sadece ilmin, eğitimin olduğu topraklar değil irfanın da olduğu topraklar, ilimle irfan medeniyetinin harmanlandığı topraklar ve bu mayalanmada çok önemli gönül erleri görev yaptı." diyen Özer, Yunus Emre'nin bu gönül erlerinin en başında gelen isimlerden biri olduğunu vurguladı.
Merhamet dilinin inşa edildiği bu topraklarda yetişenlerin "insanların en hayırlısının insanlara en faydalı olanıdır" düsturunu içselleştiren mayalanmış bir medeniyetin insanları olduğunu anlatan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onun için özellikle savaşların, göçlerin kıtlıkların yaygınlaştığı bir dönemde bu merhamet diline, bu geçmişimizin gönül coğrafyamızın erleri ile bir araya gelmeye, onların eserlerini tefekkür etmeye her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak sadece gelişmiş bir ülke olmak istemiyoruz, biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak aynı zamanda barışın, esenliğin, selametin dilini de dünyaya tanıtan bir ülke olmak istiyoruz. Bunu yapabilecek müktesebatımız da var, medeniyet erlerimiz de var. Bize düşen bu medeniyet erlerimizle daha çok vakit geçirmek, onları anlamak, onların görüşlerini günümüze uyarlamak ve yeni bir dil inşa edebilmek."
Özer, bu sürecin kolay olmadığının altını çizerek, başkasına yapılan iyiliğin başkasının hayatını kolaylaştıran şeylerin aynı zamanda cennetin de yolu olduğu bilincinin "modern dervişlik" yolu olduğunu ifade etti.
"Gözleri parıldayan aydınlık bir gençlik var"
Bakan Özer, etkinliğe 81 ildeki imam hatip liselerinden öğrencilerin katıldığını, bir taraftan eğitim alan bu öğrencilerin bir taraftan da üzerlerindeki sorumluluklarının bilinciyle ülkenin genç nesli olmaya talip olduğunu vurguladı.
Eğitim istatistiklerini de paylaşan Özer, 2000'li yıllarda ortaöğretimde okullaşma oranlarının yüzde 44'ler seviyesinde iken yüzde 90'lar seviyesine ulaştığını aktardı.
Salondaki gençlere "2000'li yıllarda iki tane sizin gibi pırıl pırıl gençten bir tanesi liseye gidemiyordu, bugün tüm gençlerimiz lise eğitimine kavuşmuş durumda." sözleriyle seslenen Özer, şunları kaydetti:
"Okul öncesi eğitimde yüzde 14 olan 5 yaş okullaşma oranı yüzde 90'a çıkarıldı, 350 bin derslikten 855 bin dersliğin olduğu bir eğitim sistemine kavuştuk. Şunu hatırlamada büyük fayda var: Gelişmiş ülkeler 2. Dünya Savaşı'ndan sonra okullaşma oranlarını yüzde 100'e ulaştırırken biz bu oranlara son 20 yılda, 70 yıl gecikmeyle erişebildik. Bugün eğitimin kalitesiyle ilgili konuşanların önce şuna cevap vermesi gerekir: Neden bu ülkenin evlatları eğitime erişebilmek için 70 yıl bekledi? Son 20 yıl eğitimde devasa dönüşümler yapılırken aynı zamanda toplumsal taleplere demokratik çözümler üretildiği bir dönem oldu. 1999'da katsayı uygulaması ortaya kondu, bu uygulama imam hatip liselerinin ve meslek lisesi öğrencilerinin yükseköğretime erişimini kısıtladı.
Her iki okul türünü de kurulma amacından, misyonundan uzaklaştıran, tarumar eden bu uygulamaya ülke 10 yıl tanıklık etti. Katsayı uygulamasının ötesinde baş örtüsü yasakları... Bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar, o gün baş örtüsü yasağından dolayı yükseköğretime erişemeyen genç kızlarımızın yurt dışına gittiğinde beyin göçünden veya kadına şiddetten bahsettiklerini hiç duymadık. Aynı zamanda toplumsal talep olarak peygamberimizin hayatı, Kur'anı Kerim, din bilgisi ile ilgili tüm gençlerimizin taleplerine cevap verecek şekilde eğitim sisteminde seçmeli dersler konuldu."
"Bunun için çok güçlü bir liderlik gerekiyor"
Son 20 yıl bir taraftan eğitimde inanılmaz devasa bir dönüşümle okullaşma oranları artırılırken aynı zamanda toplumun tüm taleplerinin dengeye oturduğu, topluma duyarlı bir yönetim anlayışının gerçekleştiği bir döneme tanıklık ettiklerini belirten Özer, şöyle konuştu:
"Elbette bunlar kendiliğinden olmadı, tüm alanlarda devasa yatırımların yapıldığı bir dönüşüm. Bunun için çok güçlü bir liderlik gerekiyor. Bugün bu vesileyle bu güçlü liderlikle siz değerli gençlerin eğitime erişimini toplumsal taleplerinizi karşılamada gece gündüz demeden fedakarlık yapan, eğitim denildiği zaman hiçbir engel çıkartmayan ve eğitime her bütçede, hükümet bütçelerinde en büyük payı veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a en içten şükranlarımızı sunuyoruz. Bir taraftan nereden nereye geldiğimizi bileceğiz, hangi hikayelerle bu noktalara geldik, bunu her zaman hatırlayacağız aynı zamanda bugün ne yapabiliriz nasıl bir bilgi inşa edebiliriz bunun üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor."
Milli Eğitim Bakanı Özer, Bakanlık olarak gençlerin hedeflerine ulaşması için gece gündüz demeden yanlarında olacaklarını sözlerine ekledi.
"Yunus Emre, 21. yüzyılın dervişlerinin yetiştirilmesinde büyük bir örnek"
ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan ise Yunus Emre'nin 1300 yıl önce Anadolu'yu mayalamış ancak öğretisiyle inancıyla bugün halen sadece imam hatip gençliğinin değil Türkiye'de her gencin önünde 21'inci yüzyılın dervişlerini yetiştirmek üzere bir büyük, bir örnek ve bilge olduğunu vurguladı.
Her anı hızla değişen 510 saniyelik videolara hapsolunan bilginin ve bilgeliğin bu zannedildiği bir çağda yaşanıldığına işaret eden Ceylan, "İki gün sürecek etkinlik boyunca gönül dünyamızda Yunus Emre'nin izini arayacağız. Dönüp Yunus Emre'ye baktığımızda öğretisinin yılları aşmasının sebebinin çok temel dayanakları olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Etkinlikte, ÖNDER Gençlik Başkanı Resul Çiftci de konuştu.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın