İletişim Başkanı Altun ”Dünyanın Bir Sonraki Hakimi: Yapay Zeka” kitabının takdim yazısını kaleme aldı:
”İletişim savaşları ekseninde dezenformasyon ve manipülasyonla mücadelede yapay zeka yararlı şekilde kullanılabilir” ”Uluslararası düzeyde bir güvenlik tehdidine dönüşen dezenformasyon kampanyalarına karşı dijital platformlar önlem almalıdır” ”Yapay zeka sistemlerinde kullanıcıların mahremiyetine azami hassasiyet gösterilmeli, insanı merkeze alan bir gelişim süreci izlenmeli, tarafsızlık, hesap verebilirlik ve şeffaflık değerlerinden asla taviz verilmemeli”
ANKARA (AA) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, iletişim savaşları ekseninde dezenformasyon ve manipülasyonla mücadelede yapay zekanın yararlı şekilde kullanılabileceğini ifade etti.
Altun, Kazakistan eski Başbakanı Dr. Kerim Masimov'un Rusça ve İngilizcenin ardından Türkçe olarak yayımlanan "Dünyanın Bir Sonraki Hakimi: Yapay Zeka" isimli kitabının takdim yazısını kaleme aldı.
Yazısında modern insanın dijital kuşatma altında olduğuna işaret eden Altun, veri bilimciler ve veri madencilerin büyük veri ekseninde "ikna etme, rıza gösterme, manipüle etme, propaganda, marka iletişimi, dijital aktivizm, pazarlama, göz takibi, nöro pazarlama" gibi kavram ve uygulamalarla teknolojik angajman ve dijital platformlar üzerinden insanları etkileme ve yönlendirme kabiliyetine sahip olduğunu belirtti.
Teknoloji ve yazılım şirketlerinin yapay zeka sayesinde, dijital alandan topladıkları verileri diledikleri gibi işleyerek bunları anlamlandırabildiğine ve kullanıcıların tutum ve davranışları hakkında öngörüde bulunabildiğine işaret eden Altun, şunları kaydetti:
"Yapay zeka ve algoritmalar yoluyla insanların dijital alandaki varlıkları, dijital kimlikleri, yeni teknolojileri kullanım alışkanlıkları ile sosyal medya kullanım alışkanlıkları ve sıklıkları üzerinden makine öğrenmesi ve derin analizler yapılabilmektedir. Bu öngörüler de politika, askeriye, sanayi ürünleri, mikro hedefleme, pazarlama, reklam uygulamaları ve daha birçok alanda kullanıcıların tercihlerini şekillendirmek amacıyla kullanılmaktadır.
21. yüzyılda hemen her alanda yapay zeka teknolojilerinden yararlanılıyor ve küresel ekonomik sistem de bu teknolojiden nasibini alarak köklü bir revizyona girmiş durumda. Üretim kademesinden kurumsal yapılara, sağlık hizmetlerinden perakende sektörüne, eğitimden insansız hava araçlarına, biyomühendislikten robotiğe, bankacılıktan lojistiğe, adalet sisteminden spora kadar insan hayatını ilgilendiren tüm alanlarda yapay zeka gündelik yaşam pratiklerimizi kolaylaştırmakta, verimliliği artırmakta ve yeni mesleklerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır."
İnsanlığın dönüm noktalarından biri olarak değerlendirilen yapay zekanın büyük veri, nesnelerin interneti, ileri algoritmalar, veri analitiği, bulut bilişim, kuantum hesaplama, blok zincir teknolojisi ve sinir bilimle birlikte değerlendirildiğini aktaran Altun, küresel düzeyde milenyumdan bu yana dijitalleşmeyle yaşanan baş döndürücü değişimin yakın gelecekte ve dünyanın 2050 projeksiyonunda yapay zeka teknolojilerinin daha da ivmeleneceğinin öngörüldüğünü bildirdi.
"Dezenformasyon kampanyalarına karşı önlem alınmalı"
Yapay zeka sistemlerinde güven ve toplumsal sorumluluğun iki hayati prensip olduğunun altını çizen Altun, "Yapay zeka sistemlerinde kullanıcıların mahremiyetine azami hassasiyet gösterilmeli, insanı merkeze alan bir gelişim süreci izlenmeli, tarafsızlık, hesap verebilirlik ve şeffaflık değerlerinden asla taviz verilmemeli." ifadesini kullandı.
Altun, tüm vatandaşlar arasında eşitliğin sağlanması ve sürdürülebilir kalkınma hedefi üzerinden hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
İletişim savaşları ekseninde dezenformasyon ve manipülasyonla mücadelede de yapay zekanın yararlı şekilde kullanılacağına dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:
"Uluslararası düzeyde bir güvenlik tehdidine dönüşen dezenformasyon kampanyalarına karşı dijital platformlar önlem almalı. Yapay zeka yardımıyla özellikle sosyal ağlarda daha önce kullanılan görsellerin aynısı, farklı konularda kamuoylarını yanıltma amacıyla kullanıldığında, bilgilendirme ve eşleştirme yapılarak görsel ve metin uyumuna da dikkat edilerek bu içeriklerin yayınlanmasının ve paylaşılmasının önüne geçilmeli. Bu şekilde dezenformasyon tehlikesini en aza indirmek mümkün olabilir."
"Şeffaf bir iletişim stratejisi yürütülmeli"
Bu bağlamda Masimov'un eserinin, yapay zekanın insan hayatına hangi alanlarda ne düzeyde dokunacağı, kullanıcı verilerinin güvenliği ve mahremiyeti hususlarıyla beraber bireylerin karar alma hürriyetlerini ne derecede etkileyeceği konularına hassasiyetle eğildiğine dikkati çeken Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
"20. yüzyılın ikinci yarasında hayatımıza giren yapay zekanın insanlığın geleceğini tehdit ettiği fikri günümüz şartlarında bir çeşit komplo teorisidir. Fakat bir devlet adamı olarak Dr. Masimov'un kitapta belirttiği gibi bu teknolojinin kontrolsüz büyümesi çok ciddi sorunları peşi sıra getirecektir. Burada defaatle üzerinde durulması gereken mesele, yapay zekanın, hangi güçler tarafından ne amaçla ve nasıl kullanılacağıdır. Bu çerçevede, kitapta yapay zeka teknolojisinin daha ileriye taşınması ve bu teknolojinin muhtemel riskleri için uluslararası iş birliğine ve yasal çerçeveye ihtiyaç duyulduğu vurgulanmaktadır. Yapay zekanın getirdiği birtakım riskler doğru analiz edilerek bu teknolojinin oluşturduğu belirsizlikler ortadan kaldırılmalı ve kamuoylarında oluşabilecek zihin karmaşası da küresel çapta dikkate alınarak konuyla ilgili şeffaf bir iletişim stratejisi yürütülmelidir.”
Altun, Hollywood filmlerinin de etkisiyle yapay zekanın bazı toplum kesimlerince yalnızca robotlarla ve robotik gelişmelerle ilişkilendirildiğine işaret ederek, bunun sonucunda insanoğlunun geleceğinin kısmen tehdit altında olduğu algısı oluştuğuna değindi.
Masimov'un kitabının, yapay zeka hakkındaki yanlış ve eksik algıları değiştirmekle birlikte bu alanda entelektüel altyapıyı da inşa ederek güncel gelişmeleri okuyuculara sunduğunu aktaran Altun, çalışmanın temelde, yapay zekanın yaşanılan ve alışılan dünya düzenini nasıl değiştirdiğini ve insanların tercih mekanizmalarında ve süreçlerinde ne tür bir rolü olduğunu betimlediğini bildirdi.
Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in bir pilot proje olan Kazakistan'ın ilk akıllı şehri Akkol'u ziyaretiyle başlayan kitabın, Kazakistan'ın yapay zeka ligindeki vizyonunu ve uygulamalarını da ortaya koyduğunu anlatan Altun, bu çalışmanın, yapay zekayı sağlık hizmetlerinden sanal asistanlara, finanstan akıllı şehirlere, ulaşımdan enerjiye kadar somut örneklerle açıklarken konunun küresel teknoloji şirketleri boyutunu da ele aldığını vurguladı.
Altun ayrıca kitapta, devletler arası düzeyde yapay zekanın nasıl bir mücadele alanına dönüştüğü ve silahlanma meselesinin de işlendiğini kaydetti.
Yakın geçmişin önemli bir siyasal aktörü olan Dr. Masimov'un Türkçe yayınlanan kapsayıcı, anlaşılır ve akıcı kitabının, yapay zeka konusundaki yayınlar arasında yerini alarak başucu eserlerden biri olacağını dile getiren Altun, yapay zekanın kronolojik açıdan gelişim süreci, hayattaki konumu ve faydası ile bu alandaki gelecek öngörülerinin okuyucuların bilgi birikimine işlevsel düzeyde katkı sağlayacağının altını çizdi.
Altun, kitabın, yapay zekaya ilgi duyan ve bu teknolojik sahada çalışmayı hedefleyen, başta gençler olmak üzere tüm hedef gruplara ilham kaynağı olmasını temenni etti.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın