İçişleri Bakanı Soylu, Interpol 89. Genel Kurulu’nda konuştu:
”Dünya medeniyeti, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO ve uluslararası kuruluşları, uluslararası problemlerde çözüm için inisiyatif almaları için üretti ancak bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki küresel sorunların çözümünün yerelden beklendiğini, bahsettiğimiz uluslararası kurumların Türkiye’deki futbol terimiyle topa girmediğini veya topu ortada dolaştırdığını net bir şekilde görüyoruz” ”Sorunlar küresel ama eğer çözümler yerel olarak üretilirse bilinmesini isterim ki dünyada huzur, güvenlik, kardeşlik, barışın artmasına imkan bulamayabiliriz” ”Sistemimizde kayıtlı 853 şüpheli şahsın parmak izi ve fotoğrafları talep eden üye ülkelere gönderildi. Kriminal Başkanlığımıza son 2 yıl içerisinde 57 ülkeden 86 terör olayına ve 624 adet narkotik, uyuşturucu, organize ve asayiş suçlarına karışan bin 65 şahsa ait parmak izleri ve fotoğrafları gönderildi” ”21. yüzyılı ’Milenyum’ diye karşılarken terör örgütlerinin maket uçaklı bomba düzenekleri kuracaklarını, göçmenlerin denizlerde ölüme terkedileceğini, bebek cesetlerinin kıyıya vuracağını hayal etmemiştik” ”Interpol’den beklentimiz, sadece dosya ve parmak izi paylaşan, bülten çıkaran bir kurum olması değildir”
İSTANBUL (AA) İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO gibi uluslararası kuruluşların uluslararası problemlerde inisiyatif almaları için oluşturulduğunu belirterek, "Ancak bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki küresel sorunların çözümünün yerelden beklendiğini, uluslararası kurumların Türkiye'deki futbol terimiyle topa girmediğini veya topu ortada dolaştırdığını net bir şekilde görüyoruz." dedi.
Bakan Soylu, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol) 89. Genel Kurul Toplantısı'nın açılışında, toplantının Interpol'e, suç ve suçluyla mücadeleye güç katmasını diledi.
Alınacak kararların ve seçilecek yeni yönetimin Interpol ailesine, teşkilata hayırlı olmasını temenni eden Soylu, şöyle devam etti:
"21. yüzyıla girerken 'Milenyum' diyorduk. Ancak üst üste yaşanan birçok krizler, sınır aşan suçlar, vekalet savaşları, iç savaşlar, DEAŞ, PKK, FETÖ gibi bütün dünyayı bambaşka bir sınamaya sokan terör örgütleri bize bu tabiri unutturdu. Ortadoğu'da yaşanan terör ve şiddet, oradaki terör örgütlerinin inanılmaz pervasızca yaşattıkları, trajediler, kararttıkları milyonlarca hayat, uyuşturucunun hem çeşidinin hem de miktarının artması, bize milenyum tabirini unutturdu. Biz 21. yüzyılı 'Milenyum' diye karşılarken terör örgütlerinin maket uçaklı bomba düzenekleri kuracaklarını, göçmenlerin denizlerde ölüme terkedileceğini, bebek cesetlerinin kıyıya vuracağını hayal etmemiştik. Milenyumdan teknolojinin suçu azalttığı bir dünya bekliyorduk. Karşımıza siber suçlar gibi yeni başlıklar, 'Hawala' gibi yeni para gönderme sistemleri çıktı. Milenyumdan yüksek bir medeniyete kapı açmasını beklerken Avrupa'da terör eylemleri, hatta kamyonla bile işlenen maalesef terör eylemleri gördük. Bu ve bunun gibi pek çok gelişme moralimizi bozduğu için olsa gerek, artık milenyum tabirini çok da kullanmıyoruz."
Türkiye'nin 40 yıldır mücadele ettiği terör örgütü PKK nedeniyle 40 bin can kaybı olduğunu, bir diğer küresel terör örgütü DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ın devlet düzenini kısa sürede sarstığını, PKK ile oluşturulan istikrarsızlığın göç tetiklediğini bunun da dünya demografisini etkilediğini kaydeden Soylu, FETÖ'nün de Türkiye'de silahlı darbe yapmaya kalktığını anlattı.
Soylu, şöyle devam etti:
"Ülkenin başkenti savaş uçaklarıyla bombalandı, masum 251 insan hayatını kaybetti. PKK'nın sadece uyuşturucu ticaretinden 2,5 milyar dolar gelir elde ettiği ve Avrupa uyuşturucu ticaretini elinde tuttuğu biliniyor. Bizim narkotik birimlerimiz ve dünyadaki birçok narkotik birimi artık uyuşturucuyu kilolarla değil tonlarla yakalıyor. Dolayısıyla milenyum çağından beklediğimiz şekilde gelişme gösteren neredeyse tek konu, suç ve suçlunun ölçeği olmuştur. Artık neredeyse tüm güvenlik sorunları küreseldir, artık neredeyse tüm güvenlik sorunları büyüktür, artık neredeyse tüm güvenlik sorunları geniş çaplı hale gelmiştir. Dünya medeniyeti, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO ve uluslararası kuruluşları, uluslararası problemlerde çözüm için inisiyatif almaları için üretti ancak bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki küresel sorunların çözümünün yerelden beklendiğini, bahsettiğimiz uluslararası kurumların Türkiye'deki futbol terimiyle topa girmediğini veya topu ortada dolaştırdığını net bir şekilde görüyoruz. Tarif etmeye çalıştığım tablo hiçbir ülkenin tek başına çözebileceği bir tablo değildir. Hatta sadece kendi ülkesine yansımalarını bile çözemez."
"Parmak izi ve fotoğraflar talep eden ülkelerle paylaşıldı"
Interpol'ün beklentileri ve iyimserliklerinin en yüksek olduğu kurumlardan olduğuna, birlikte güzel sonuçlar elde edildiğine değinen Soylu, "Mesela uluslararası düzeyde aranan bir şahıs 2019 yılında Bulgaristan polisi tarafından yakalanmıştı, bu şahıstan alınan parmak izlerine yönelik arkadaşlarımızın yaptığı çalışma sonucunda bu kişinin 20102011 yılında Bitlis'te meydana gelen 5 polis ve 4 sivil vatandaşımızın şehit edildiği, hayatını kaybettiği patlama olayının faili olduğu ortaya çıkmıştı." ifadelerini kullandı.
Üye ülkelerin son 2 yılda ülkelerindeki terör, asayiş ve narkotik olayına karışan bin 37 parmak izini Türkiye'den talep ettiğini kaydeden Bakan Soylu, "Sistemimizde kayıtlı 853 şüpheli şahsın parmak izi ve fotoğrafları talep eden üye ülkelere gönderildi. Kriminal Başkanlığımıza son 2 yıl içerisinde 57 ülkeden 86 terör olayına ve 624 adet narkotik, uyuşturucu, organize ve asayiş suçlarına karışan bin 65 şahsa ait parmak izleri ve fotoğrafları gönderildi. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalar sonucunda bu suçlara karışan 418 şüpheli şahsın kimlik tespiti yapıldı ve üye ülkelere bilgisi verildi. Dolayısıyla sistem önemli anlamda sonuçlar üretmektedir. Ancak ifade etmeye çalıştığım, Interpol'den beklentimiz, sadece dosya ve parmak izi paylaşan, bülten çıkaran bir kurum olması değildir." değerlendirmesini yaptı.
"Tecrübelerimizle rehberlik etmeye hazırız"
Dünyanın pandemi, göç, ekonomik kriz ve enerji krizi ile karşı karşıya olduğunu belirten Soylu, "Sorunlar küresel ama eğer çözümler yerel olarak üretilirse bilinmesini isterim ki dünyada huzur, güvenlik, kardeşlik, barışın artmasına imkan bulamayabiliriz." dedi.
Asayiş sorunlarının arttığı, kritik krizlerin yükseldiği, ülkelerin ve yönetimlerin, rejimlerin çözüm üretemediği her sistemin kaos üreteceğini ve işin polise kalacağını vurgulayan Bakan Soylu, "Onun için küresel ölçekteki güvenlik meselesine küresel bir vizyon ortaya koyan bir kurum olması, Interpol'ün ana ilkesidir. Türkiye olarak terörle mücadele tecrübemizle yüksek miktarlarda uyuşturucu yakalama tecrübemizle kaçak göç tecrübemizle bu vizyona katkı koymaya, hatta rehberlik etmeye hazır olduğumuzu buradan ifade etmek isterim." diye konuştu.
Katkı verme talebinin tek başına anlamlı olmadığını, bir sinerjiyle karşılık bulması gerektiğini ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada umut kırıcı bir trendle karşı karşıya kalıyoruz. Mesela 19962016 yılları arasında 20 yılda 100 kırmızı bülten talebimiz reddedilmişken, 2016'dan sonraki 5 yılda 982 kırmızı bülten talebimiz reddedilmiştir. Yine 20102016 yılları arasında 20 kırmızı bülten iptal edilmişken, 2016'dan sonraki 5 yılda 374 kırmızı bülten iptal edilmiştir. Bu trend, tecrübe paylaşımı konusunda, küresel güvenliği sağlama, işbirliği konusunda umut verici değildir. İşte bu kongreden beklentilerimizden birisi bu vizyonu geliştirmek, birbirimize güvenmek, buradaki her kurumun ortaya koyduğu her talebin suç ve suçluyla mücadele için olduğuna inanmaktır."
"Trafik kazaları kaynaklı can kayıplarını yüzde 50 azaltan iki ülkeden birisiyiz"
Süleyman Soylu, Türkiye'nin maruz kaldığı bütün tehlikelere karşı yüksek bir güvenlik başarısı elde ettiğini, 2016'daki DEAŞ saldırısından bu yana Türkiye'de DEAŞ kaynaklı can ve mal kaybına yola açan herhangi bir terör olayı yaşanmadığını belirterek, "Birleşmiş Milletler'in 20112021 arasında trafik kazaları kaynaklı can kayıplarını yüzde 50 azaltan iki ülkeden birisiyiz. Uyuşturucuya bağlı ölümler 2017'de 941'di, bunu geçen yıl itibarıyla 314'e çekmeyi başardık. PKK terör örgütünün ülke içindeki silahlı eleman sayısını 15 binden 180'in altına düşürmeyi başardık. Bugün bu terör örgütünün kilitlenmiş halde olduğunu görüyoruz. Şehirlerimizde evden hırsızlık olaylarının günlük ortalamasını tüm Türkiye genelinde 284'ten 5 yılda 150'ye indirdik." diye konuştu.
"Bir ülkenin ve bir şehrin güvenliği, onun komşu ülkesinin güvenliği ve şehrinin güvenliğinden başlamaktadır." diyen Soylu, "Eğer Berlin güvenliyse İstanbul güvenlidir, eğer Şam güvenliyse İstanbul güvenlidir, eğer Bağdat güvenliyse İstanbul güvenlidir, eğer İstanbul güvenliyse New York, Londra, Şangay güvenlidir." dedi.
Ülkelerin birbirine ihtiyacı olduğunu, Interpol'ün de "aynı dili konuşabilen" bir teşkilat olduğunu belirten Bakan Soylu, dünya polis teşkilatlarının omuz omuza olmak zorunda olduğunu vurguladı.
Polis teşkilatının demokrasi, hukuk devleti ve rejimlerin koruyucusu olduğuna değinen Soylu, "Dünyadaki polis teşkilatları birbiriyle ilişkilerini hukuk çerçevesinde kurmuş oldukları bağları kuvvetlendirebilirlerse suça ve suçluya aman vermezler, suçu ve suçluyu engellerler. Ülkelerin kendi aralarındaki boşluktan çıkan bir takım sınır aşan suçlar yüz bulamazlar, şımaramazlar, hayat bulamazlar ve üreyemezler." ifadelerini kullandı.
Soylu, görev süresindeki yönetimi dolayısıyla Interpol Başkanı Kim Jong Yang'a teşekkür ederek genel kurulun hayırlı olmasını diledi.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın