Han Şeyhun’daki kimyasal silah katliamı İdlib’de protesto edildi

İDLİB (AA) Suriye'de Beşşar Esed rejiminin 5 yıl önce kimyasal silah katliamı yaptığı Han Şeyhun'da siviller, saldırıda kaybettikleri yakınlarını andı.

Han Şeyhun ilçesindeki siviller, Esed rejiminin 4 Nisan 2017'de ilçeye düzenlediği kimyasal silah saldırısında hayatını kaybeden 100'den fazla sivili anmak için bir araya geldi.

İdlib kent merkezinde toplanan kalabalık, ellerinde Arapça ve İngilizce dövizlerle katliamı protesto etti.

Göstericiler "Han Şeyhun kimyasal katliamının yaraları hala açık ve suçlular serbest", "Kimyasal saldırının kurbanları hafızalarımızda ve kalplerimizde” ve "Han Şeyhun 04.04.2017 " yazılı dövizler taşıdı.

Göstericilerden Mustafa Hacı Yusuf, AA muhabirine, Esed rejiminin Han Şeyhun’a kimyasal saldırı düzenlediği için adalet önünde hesap vermesi gerektiğini söyledi.

Han Şeyhun ilçesinin kimyasal silahlarla hedef alınmasının 5. yıl dönümü münasebetiyle toplandıklarını belirten Firas Halife de, ‏uluslararası anlaşmalarla yasaklanan silahlarla düzenlenen saldırıda 90’dan fazla sivilin boğularak öldüğünü söyledi.

Halife, "Ölen sivillerin haklarını talep ediyorum. Faillerden hesap sorulmasını, Esed rejimine işlediği suçlardan hesap sorulmasını istiyorum." dedi.

Han Şeyhun'un durumu

İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun ilçesi, 2014'ten bu yana muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrolündeydi.

İlçe, 4 Nisan 2017'de Esed rejiminin kimyasal silahlı katliamıyla 100 kişiyi öldürmesinin ardından dünya gündemine oturdu.

Bunun üzerine ABD, 7 Nisan'da rejime ait Şayrat Askeri Hava Üssü'nü vurarak rejime sınırlı tepki gösterdi.

Türkiye, Rusya ve İran, 45 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında Han Şeyhun'u da içeren alanı İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ilan etti.

Ancak tüm bunlar, Han Şeyhun'u Esed rejimi ve destekçilerinin yoğun saldırılarının hedefi olmaktan kurtaramadı.

Birleşmiş Milletler (BM) ile Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ) ortak soruşturma misyonu (JIM), 27 Ekim 2017'de saldırının rejim tarafından düzenlendiğini doğruladı.

Uluslararası hukuk nezdinde savaş suçu işlediği ortaya koyulmuş olsa da katliamın sorumluları, Rusya'nın engellemesi üzerine Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanamadı.

Esed rejimi güçleri, Ağustos 2019'da ilçeyi Rusya'nın yardımıyla hiç sivil kalmaması pahasına ele geçirdi.