Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 41. İl Müftüleri İstişare Toplantısı Sonuç Bildirgesi’ni açıkladı: (1)
”Son zamanlarda özellikle Hindistan coğrafyasında İslam’a ve Müslümanlara yönelik ırkçı yaklaşımlar ve tavırlar endişe vericidir” ”Hindistan makamlarını ülkede artan İslam düşmanlığı karşısında politikalarını yeniden gözden geçirmeye ve Müslümanlara dini özgürlüklerini temin edecek bir duruş sergilemeye davet ediyoruz”
İSTANBUL (AA) Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, son zamanlarda özellikle Hindistan coğrafyasında İslam'a ve Müslümanlara yönelik ırkçı yaklaşımlar ve tavırların endişe verici olduğunu belirterek, "Rahmet dini İslam'a ve herkes için adalet, merhamet ve özgürlükleri savunmayı inançlarının gereği kabul eden Müslümanlara yönelik düşmanca yaklaşımlar asla kabul edilemez." dedi.
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Ümraniye Elmalıkent Ana Yerleşkesi'nde düzenlenen ve 3 gün devam eden 41. İl Müftüleri İstişare Toplantısı, Prof. Dr. Erbaş'ın başkanlığını yaptığı değerlendirme oturumunun ardından sonuç bildirgesiyle sona erdi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, insanı varlık aleminde seçkin kılan temel yeteneklerinden birinin, onun bilgi sahibi olabilmesi ve bunu kullanabilmesi olduğunu vurgulayarak, "Ancak bilgiyi değerli kılan, onun bir ahlak ve hukuk zemininde üretilmesi, öğretilmesi ve işlenmesidir. Bugün insanın kendisiyle ve çevresiyle yaşadığı sorunlar, bilgi ahlakının ve eğitimin önemini daha da belirginleştirmekte, eğitim kurumlarının ve eğitimli insanların sorumlulukları her geçen gün artmaktadır." diye konuştu.
Bu sebeple güncel ihtiyaçların giderilmesi ve çağın meselelerinin çözümü noktasında eğitim kurumlarının daha fazla inisiyatif alması, hayatın gerçeklikleri ve toplumun pratikleriyle uyumlu bir müfredat geliştirmesi gerektiğini dile getiren Erbaş, şunları belirtti:
"İkincisi günümüzde bilgi ve bilişim teknolojilerinde yaşanan ve insana, hayata, çevreye dair paradigmaların yeniden tanımlanmasına yol açan gelişmeler, bir yandan bilgiye ulaşmayı kolaylaştırırken diğer yandan da bilginin doğruluğu, kullanımı ve bilgi güvenliği hususunda kaotik bir ortam oluşturmaktadır. Geleneksel iletişim ve etkileşim biçimlerini değiştiren bu yeni durum, kültürel dönüşümü ve kültürlerarası etkileşimi alabildiğine hızlandırarak her alanda yoğun bir bilgi karmaşasına ve değer erozyonuna zemin hazırlamaktadır."
Her zamankinden daha fazla dikkat gerektiren gerçekliğin farkında olmanın bugün herkes için ihmal edilemez bir gereklilik olduğunu aktaran Erbaş, "Başta eğitim kurumlarımız olmak üzere kamu hizmeti veren tüm kişi ve kurumların, zamanın gerisinde kalmamak adına hızlı ve planlı hareket etmesi önem arz etmektedir." diye konuştu.
"En fazla İslam toplumları etkilenmektedir"
Küresel düzlemde İslam medeniyetinin etkinliğinin zayıfladığı son iki asırda dünya, siyasi, iktisadi, askeri ve içtimai bakımdan büyük ve hızlı değişimlere sahne olduğuna dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:
"Adalet ve merhamet gibi vazgeçilmez değerlerin bile anlam kaybına uğradığı bu süreçten en fazla İslam toplumları etkilenmektedir. İlgi ve algıların günbegün değiştiği çağımızın gerçekliği iyi okunmadan, teknolojik gelişmelerin sebep olduğu toplumsal değişim süreci doğru değerlendirilmeden, dini ve kültürel köklerimizle günümüz arasında sağlıklı bağlar kurulmadan, İslam coğrafyaları başta olmak üzere, dünyanın, yaşadığı bunalım ve krizleri aşması mümkün olmayacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı hem ülkemizde hem de soydaş ve dindaşlarımızın yaşadığı coğrafyalarda, söz konusu krizleri aşmada sorumluluk üstlenecek her açıdan donanımlı nesiller yetişmesi uğruna tüm imkanlarıyla çalışmaya ve bilhassa eğitim faaliyetlerine katkı sunmaya devam etmektedir."
"Günümüzde bilgi üretimi, kullanımı ve paylaşımı hususunda geleneksel araç ve yöntemlerden uzaklaşılarak büyük oranda dijital mecralara yönelim söz konusudur" ifadesini kullanan Erbaş, bilgi ile bilim dünyası ile kurulan iletişim ve etkileşimin şekli, metodu ve niteliği konusunda kapsamlı bir muhasebe yapılması büyük önem arz ettiğini vurguladı.
Prof. Dr. Erbaş, "İslam'ın hayat veren ilkeleriyle insanlığı buluşturma imkanının bilgi ve eğitimden geçtiğinin bilinciyle, Diyanet İşleri Başkanlığı, bugün hayatın merkezinde yer alan ve her an iç içe olduğumuz dijital dünyanın imkan ve risklerini göz ardı etmeden bu alanla ilişkilerini güncel tutmaktadır. Başkanlığımız, başta dijital yayıncılık olmak üzere çağımızın tüm iletişim ve etkileşim enstrümanlarıyla, basılı, görsel ve işitsel yayınlarla insanlığı sahih dini bilgiyle buluşturma gayretini sürdürmektedir." diye konuştu.
Toplumların gelişmişlik düzeyinin en etkin belirleyicisi olan nitelikli insan kaynağının ancak inanç, değer ve ahlak birlikteliği içerisinde sağlam bir metodolojiye ve doğru bilgiye dayalı kapsamlı bir eğitim öğretimle elde edileceğini dile getiren Erbaş, şunları kaydetti:
"Bu gerçekten hareketle Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 2010 yılında İstanbul'da kurulan İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, medeniyet değerlerimiz ışığında gerçekleştirdiği öğretim, düşünce ve araştırma faaliyetleriyle önemli bir ilim merkezi haline gelmiştir. Güçlü akademik kadrosuyla insani, ahlaki ve ilmî değerlere bağlı, ülkemizin ve insanlığın temel sorunlarına duyarlı, sorumluluk bilinci yüksek insanlar yetiştirmeyi hedefleyen üniversitemiz, tüm faaliyet alanlarında uluslararası yeterlilikte bir kurum olarak milletimiz ve insanlık için bilgi ve değer üretmektedir. Dünyanın devasa değişimlere sahne olduğu, İslam coğrafyasında büyük travmaların yaşandığı bir zamanda üniversitemiz, eğitimöğretim kalitesiyle ve gerçekleştirdiği başarılarla umut vermektedir."
Hindistan'da Müslümanlara yönelik tavırlar endişe verici"
Asırlardır insanlığın yolunu ve ufkunu aydınlatan İslam medeniyetinin ilmi, tarihi ve kültürel mirasının bugünün insanıyla doğrudan buluşturulmasının, yeryüzünün geleceği açısından hayati öneme sahip olduğuna dikkati çeken Erbaş, "İslam inanç, düşünce, tarih, kültür, sanat ve edebiyatının kendi imkanlarımız ve ilmi birikimimizle ortaya konması için yaklaşık 40 yıl önce kurulan İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), ülkemizdeki diyanet hizmetlerinin uluslararası boyutta bir başarısıdır. İSAM, zengin kütüphane, arşiv ve dokümantasyon birimiyle, benzersiz ansiklopedi deneyimiyle ülkemizin ve dünyanın her köşesinden binlerce araştırmacı, öğrenci ve ilim insanı için müstesna bir araştırma ortamı sunmaktadır. İSAM'ın temel hedefi, kültür, tarih ve medeniyetimizin doğru ve bilimsel bir tarzda öğrenilmesini sağlamak ve Orta Asya'dan Balkanlara, Kafkaslardan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan ümmet coğrafyamızdaki İslami araştırmalara katkıda bulunmaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında Hindistan'da yaşanan olaylara dikkati çeken Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, şunları söyledi:
"Son zamanlarda özellikle Hindistan coğrafyasında İslam'a ve Müslümanlara yönelik ırkçı yaklaşımlar ve tavırlar endişe vericidir. Rahmet dini İslam'a ve herkes için adalet, merhamet ve özgürlükleri savunmayı inançlarının gereği kabul eden Müslümanlara yönelik düşmanca yaklaşımlar asla kabul edilemez. Esasında ibadethanelere saldırılardan başörtüsü yasağına kadar yaşanan menfur hadiseler, Hindistanlı Müslümanlara uygulanan ayrımcı ve yasakçı politikaların bir sonucudur. Hindistan makamlarını ülkede artan İslam düşmanlığı karşısında politikalarını yeniden gözden geçirmeye ve Müslümanlara dini özgürlüklerini temin edecek bir duruş sergilemeye davet ediyoruz."
(Sürecek)
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın