CHP Sözcüsü Öztrak, MYK toplantısına ilişkin açıklama yaptı
”(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransız mallarını boykot çağrısı) Eğer karşı taraf böyle bir boykotu uyguluyorsa Türkiye’nin de buna cevap vermesi kaçınılmazdır. Boş sözlerle hamasetle bu işi geçiştirmek yerine diplomasinin bu tür yaptırım ve diğer imkanlarını da mutlaka kullanmak lazımdır. Samimiyet orada gözükür. Birileri elçiyi çekiyorsa o zaman siz de ne yapacağınızı düşüneceksiniz” ”Avrupa’nın popülist siyasetçileri İslam’a ayar vermekten bahsediyor. Türkiye düşmanlığı, seçime giden ülkelerde popülist siyasetçilerin en önemli ekmeği oluyor” ”(Rus savaş uçaklarının, İdlib’te ılımlı muhaliflerin eğitim kampını vurması) Hem Rusya ile konuşmak gerekiyor hem Suriye ile konuşmak gerekiyor. Gerçekten bu çok sıkıntılı bir sürecin başlangıcı olabilir”
ANKARA (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransız mallarını boykot çağrısına ilişkin, "Eğer karşı taraf böyle bir boykotu uyguluyorsa Türkiye'nin de buna cevap vermesi kaçınılmazdır. Boş sözlerle hamasetle bu işi geçiştirmek yerine diplomasinin bu tür yaptırım ve diğer imkanlarını da mutlaka kullanmak lazımdır. Samimiyet orada gözükür. Birileri elçiyi çekiyorsa o zaman siz de ne yapacağınızı düşüneceksiniz." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), parti genel merkezinde, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Parti Sözcüsü Öztrak, MYK toplantısında ülkenin gündeminde öne çıkan konuları ele aldıklarını belirtti.
Öztrak, tüm dünyanın salgınla boğuştuğunu, açıklanan hasta ve vefat sayılarına artık kimsenin güvenmediğini savundu.
Hükümetin grip aşısında patinaj yaptığını ileri süren Öztrak, ne olduğu belirsiz bir risk belirleme sistemiyle vatandaşlara grip aşısının karneyle dağıtıldığını, bu konuda şikayetler olduğunu söyledi.
Öztrak, Türk Eczacılar Birliğinin girişimiyle yurt dışından 1,5 milyon doz grip aşısı getirileceğini, bürokratik yazışmalar uzayınca aşıların İran'a kaptırıldığını öne sürdü.
Faik Öztrak, bu hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bütçe görüşmelerinin başladığını, hükümetin, bütçeyi TBMM'ye zamanında gönderme özenini göstermediğini savundu.
Öztrak, gelecek yıl faizcilere ödenecek paradaki artışın, toplanacak vergilerdeki artışın iki katı olacağını, devletin asgari 246 milyar lira daha borçlanacağını kaydetti.
TBMM'ye getirilen Torba Yasa'da Konaklama Vergisi'nin bir yıl ertelenip 2022'ye bırakılacağını aktaran Öztrak, "Ama 2021 bütçesinde Konaklama Vergisi'nden 1 milyar lira gelir yazılmış." dedi.
Birkaç gün önce getirilen Orta Vadeli Program'da (OVP) ortalama dolar kurunun 2020'de 6 lira 91 kuruş olmasının öngörüldüğünü, bu kurla da milli gelirin 702 milyar dolar olacağının tahmin edildiğini, ancak doların 8 lirayı aştığını, avronun ise 10 liraya koştuğunu söyledi.
Öztrak, "OVP'ye göre dolar kuru 2023’te 8 lira 2 kuruş olacaktı. Bugün dolar kuru 8 lira 5 kuruşun üzerinde. Hem de gösterge devlet tahvili faizinin yüzde 14’ü aşmasına rağmen. Faiz artıyor kur da başını alıp gidiyor. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete." diye konuştu.
CHP Sözcüsü Öztrak, bu yıl milli gelirin OVP'de yazıldığı gibi 700 milyar doların üstünde olmasının da artık mümkün olmadığını belirtti.
Ülkenin her yerinden feryatlar yükseldiğini, esnafın, çiftçinin, besicinin, okul servisçilerinin zor durumda ve mağdur olduğunu savunan Öztrak, "Bütün dünyanın yaptıklarına bakın onu yapın. Esnafa sizin kararlarınız nedeniyle mahrum kaldığı geliri ödeyin. Sigortasını, vergisini erteleyin." dedi.
"Bizim milli paramız Türk lirası, dolar değil"
TBMM'ye gelen yasa teklifi ile Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasının amaçlandığını dile getiren Öztrak, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizmasında önemli değişiklikler yapıldığını belirtti.
Öztrak, "Her şeyden önce, biz, yenilenebilir enerjinin desteklenmesine karşı değiliz, yenilenebilir enerjinin desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz ama biz destek diye dolar bazında fiyat garantisi verilmesine karşıyız. Bizim milli paramız Türk lirası, dolar değil. Bir de bu düzenlemede, 2010 sonundaki dolar cinsinden verilen fiyatlar üzerinden yeni garantileri veriyorlar." şeklinde konuştu.
Bu teklifin 13. maddesinin geriye doğru "fiyat garantisi imtiyazı" diye, bugüne kadar hiç karşılaşılmayan mekanizma getirdiğini söyleyen Öztrak, bundan önce dolar bazında fiyat garantisinin 2015'ten sonra işletmeye alınmış santraller için olmadığını kaydetti.
Mevcut kapasiteler dikkate alındığında bu yasayla tüketiciye yüklenecek yıllık 10 milyar dolar civarında bir yük bulunduğunu ifade eden Öztrak, 10 yıllık garanti süresinde bu yükün toplam 100 milyar doları geçeceğini, tüketicinin ve sanayicinin elektrik faturasına yansıyacağını savundu.
"Türkiye'miz dünyada yalnızlaştı"
Hükümetin dış politikasını eleştiren Öztrak, Suriyelilerin, İzmir'den İstanbul'a kadar ellerinde ÖSO bayraklarıyla meydanlarda gösteri yaptıklarını söyledi.
Öztrak, "Bu ülkede Somalı madencilere, çiftçilere, baro başkanlarına tanınmayan yürüyüş hakkı, ÖSO bayraklı Suriyelilere tanınıyor. Ne yazık ki Türkiye'miz dünyada yalnızlaştı. Çevremizde ne kadar ülke varsa bize karşı birleştirmeyi bu saray hükümeti başardı." ifadesini kullandı.
Suudi Arabistan'ın Türk ürünlerine boykot çağrısı yaptığını, pek çok Kuzey Afrika ülkesinin Suudi Arabistan'ın ardına takıldığını belirten Öztrak, ihracatçı üreticilerin, tesislerini yurt dışına kaydırmayı düşündüğünü, boykotu durdurmak için hükümetin hiçbir planının bulunmadığını iddia etti.
"Dışişleri Bakanlığının adı var, kendi yok. Büyükelçiliklerimiz mütekait AK Parti vekilleriyle doldu." diyen Öztrak, yolsuzluktan aklanmamış eski bakanların büyükelçi olduğunu, dış politikanın AK Parti il kongrelerinde iç siyasete malzeme yapıldığını ileri sürdü. Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu arada Almanya'da cami, polis tarafından basılıyor, Fransa'da, Peygamberimiz Hazreti Muhammed'e hakaret eden karikatürlerin, düşünce özgürlüğü denilerek binalara asılmasına göz yumuluyor. Avrupa'nın popülist siyasetçileri İslam'a ayar vermekten bahsediyor. Türkiye düşmanlığı, seçime giden ülkelerde popülist siyasetçilerin en önemli ekmeği oluyor. Bu sorumsuzlukları önleme makamındaki AK Parti Genel Başkanı da bunların üstüne gideceğine bunu fırsat biliyor. Bağırıp çağırarak bu saygısızlıkları, hadsizlikleri kendisi bu sefer içerde siyasete malzeme yapıyor. Bununla ekonomik buhranın üstünü örtmeye çalışıyor."
Öztrak, "İl kongrelerinde 'Ambargo uygularsanız uygulayın.' diye rest çekmek, hörelenmek ne demek? Siz bir NATO müttefikine, 'Bana ambargo uygulayamazsınız.' deme, milletin hakkını savunma, ambargoyu önleme makamındasınız. Bu atarlı tavırla anlaşılan yine, 'Bu can, bu tende kaldıkça rahibi vermem.' senaryosu devreye sokuluyor. Nasıl rahibi bir emirle verdiyseniz, S 400'leri de hangara atıp, ülkenin 'en pahalı hurdası' haline getirmeye hazırlanıyorsunuz." diye konuştu.
"Bu yaşananlar bir devlet krizi"
Anayasanın açık hükmüne rağmen Enis Berberoğlu'nun dokunulmazlığının tanınmadığını, Anayasa'ya aykırı bir şekilde hakkındaki davaların sürdürüldüğünü iddia eden Öztrak, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin Anayasa Mahkemesinin kararına uymadığını, Anayasa'nın ihlal edildiğini savundu.
Öztrak, "Bu sıralı hukuk cinayetleri, bunun sarayın şatafatlı salonlarında senaryosu yazılan organize bir iş olduğunu gösteriyor. Burada millet iradesine sarayın vesayeti altındaki 'adalet cellatları' eliyle darbe yapılıyor." dedi.
Bu yaşananların bir devlet krizi ve bu meselenin partiler üstü olduğunu değerlendiren Öztrak, şunları kaydetti:
"Yargı eliyle yasamaya darbe yapmak yol olursa bu dört başı mamur bir 'beka meselesi' olur. TBMM Başkanı, yargının saldırıları karşısında Meclis'in hukukunu tahkim edecek, milletvekilinin tetikçi yargıçların oyuncağı olmasını önleyecek yasa değişikliği teklifini derhal gündeme getirmelidir. TBMM adına HSK'ya suç duyurusunda bulunmalı, başında olduğu HSK'yi bugüne kadar toplamayan Adalet Bakanının, HSK'yi toplayarak, Meclis hukukuna tecavüze yeltenen hakimler hakkında gerekli işlemleri derhal başlatmasını sağlamalıdır.
Tarih herkesi, yaptıkları kadar yapmadıklarıyla da yargılayacaktır. Son bir çağrı da Anayasa Mahkemesine: Mahkemenin kararlarına, alt mahkemelerin direnmesi, hukuk hiyerarşisinin yok olması demektir. Bu, yol olmamalıdır. Anayasa Mahkemesi, konumunun ağırlığına uygun olarak bu hukuksuzluğa karşı tavrını koymak zorundadır."
"Bu kitapçığın birilerini çok rahatsız ettiği belli"
CHP'nin bastırdığı "21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı" kitapçığına yasak getirildiğini anımsatan Öztrak, kitapçık hakkında el konma ve toplatılma kararı çıkarıldığını söyledi. Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de FETÖ’nün siyasi ayağının kim olduğunu herkes gayet iyi biliyor. Yani kitapçıkta Allah'ın ve kullarının bildiğinden başka hiçbir şey yok. Kitapçıkta Sayın Genel Başkanımızın TBMM'de kürsüsünden yaptığı bir konuşmanın yanında kamuya mal olmuş bilgiler, belgeler ve karikatürler var. Örneğin 2004'te alınan ama uygulanmayan MGK kararının resmi de var. Mesela AK Parti sözcülerinin, FETÖ'ye yaptıkları güzellemeler de bu kitapta. Bu kitapçığın birilerini çok rahatsız ettiği belli. Kitapçığın yasaklanması ve toplatılması ana muhalefet partisinin siyasi faaliyetine yargının ağır bir müdahalesidir. Biz bu müdahaleyi kabul etmiyoruz. Biz, Allah'ın da kulun da bildiğini söylemeye, anlatmaya devam edeceğiz."
Faik Öztrak, Genel Merkez olarak, bu soruşturmayı açan savcı hakkında da kararı veren hakim hakkında da HSK'ye suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
"Muhtarların bu hizmeti yerine getirebilmeleri için gerekli desteğin verilmesi lazım"
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun muhtarların da özel kalemi olmasına yönelik görüşüne ilişkin soru üzerine Öztrak, seçimle belirlenen muhtarların halka en yakın birimler olduğunu belirtti.
Öztrak, muhtarlara bu çerçevede destek verilmesi ve çalışma şartlarının kolaylaştırılmasının milletin dertlerinin çok daha rahat belediyelere ve hükümete taşınmasına imkan vereceğini ifade ederek, "Muhtarlar gerçekten hizmet ediyorlar, dolayısıyla muhtarların bu hizmeti bihakkın yerine getirebilmeleri için gerekli desteğin mutlaka verilmesi lazım. Kim çıkıp, 'Kaynak nerede?' diye soruyorsa o bu işi bilmiyor demektir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransız mallarını boykot çağrısına yönelik soru üzerine Öztrak, şunları söyledi:
"Din ve milliyetçilik aksı üzerinden dış politikayı götürmenin ülkeleri getirdiği nokta bu. Fransa'nın yaptığı iş bu. Fransa'nın özellikle son dönemde söyledikleri dünyadaki birçok ülke tarafından protesto ediliyor. Önce bir kere Fransa'nın Türk mallarını almama diye bir talebi varsa tabii ki mütekabiliyet içinde Türkiye de Fransa'nın mallarını almama talebinde bulunacaktır."
Öztrak, din ve milliyetçilik aksı üzerinden yapılan dış siyasetin sürdürülebilir olmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, "Eğer karşı taraf böyle bir boykotu uyguluyorsa Türkiye'nin de buna cevap vermesi kaçınılmazdır. Biraz önce söylediğim de o. Yani böyle boş sözlerle, hamasetle bu işi geçiştirmek yerine diplomasinin bu tür yaptırım ve diğer imkanlarını da mutlaka kullanmak lazımdır. Samimiyet orada gözükür. Birileri elçiyi çekiyorsa o zaman siz de ne yapacağınızı düşüneceksiniz." değerlendirmesini yaptı.
Çamlıdere'deki öğretmen ataması iddiaları
Ankara'nın Çamlıdere ilçesine atanan bir öğretmenin görevlendirme süreciyle ilgili iddialara yönelik soru üzerine Öztrak, şunları kaydetti:
"Herkesin bildiğini artık AK Parti'nin kendi evlatları da söylemeye başladı. Yani bu ülkenin gençlerinin liyakate inanmadığını yapılan son anketlerde görüyoruz. Şimdi artık bu gerçeği AK Parti yöneticileri, AK Parti'nin seçilen yöneticileri de söylemeye başladı. Hatta devamında şöyle de bir şey var, 'Tuz koktu.' diyor. Tuz çoktan koktu. Memlekette liyakat diye bir şey kalmadı. Hep sadakat, hep torpil."
Öztrak, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Hazreti Muhammed'e hakaret içerikli karikatürlerin devlet kurumlarına ait binalarda gösterilmesine yönelik soruyu yanıtlarken, Fransa'nın bu kararının kabul edilemeyeceğini ve bunun arkasındaki fikrin tüm dünyada diplomatik kurallar içinde ve dünya demokrasilerinin ortak normları çerçevesinde teşhir edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Rus savaş uçaklarının, Suriye'nin İdlib ilinde ılımlı muhaliflerin eğitim kampını vurmasını da değerlendiren Öztrak, şu ifadeleri kullandı:
"İdlib'de suların ısınmaya başladığını görüyoruz. İdlib'de Suriye ordusu ile bizim ordumuzun karşı karşıya gelme riski de var. Dolayısıyla İdlib konusunda son derece dikkatli olmak gerekiyor. Baştan itibaren söylüyoruz. Bütün dünya Suriye yönetimiyle ilişki kurmaya başladı. Bizim de bunu Suriye yönetimi ile konuşmamız, daha önce İdlib'de yaşadığımız ve çok sayıda maalesef şehit vermemize neden olan birtakım olayların tekerrür etmesini önlememiz gerekiyor. Hem Rusya ile konuşmak gerekiyor hem Suriye ile konuşmak gerekiyor. Gerçekten bu çok sıkıntılı bir sürecin başlangıcı olabilir."
Haşim Kılıç'ın Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olacağı iddiası
Öztrak, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olacağı iddiasına yönelik, bu tartışmaların ciddiyet ile uzaktan yakından hiçbir alakası olmadığını söyledi.
CHP'nin Enis Berberoğlu ile ilgili karara yönelik TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile görüşüp görüşmeyeceğini değerlendiren Öztrak, CHP'li milletvekillerin gerektiğinde görüşmeleri yaptığını aktardı.
Öztrak, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in partisinin oy kaybettiğine yönelik ifadelerine ilişkin soruya, "Ben baştan beri şunu ifade ediyorum. Partimizin üyelerinin, partimizin milletvekillerinin kamuoyu önünde partimizi eleştirmelerini partimiz iktidara yürürken doğru bulmam. Bu eleştirilerin yapılacağı yerler tüzüğümüzde belirtilmiştir." yanıtını verdi.
İstihdam paketine ilişkin soru üzerine Öztrak, işçinin kazanılmış hakları ile kıdem tazminatını ilgilendiren ve bunların gaspına yol açacak her konunun karşında olduklarını kaydetti.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın