Yahudi yerleşimcilerin saldırısından zor kurtulan Filistinli küçük kız korku içinde yaşıyor
GÜNDEM11 yaşındaki Filistinli Hala elGut: ”Ders çalışmak için evimize yakın olan amcamın evine gidiyordum. Aniden bir grup maskeli yerleşimci karşıma çıktı. Bana taş atmaya başladılar. Hatta taşlardan biri yüzüme isabet etti ve yaralandım. Bilincimi kaybettim. Bazıları beni çekip, kaçırmaya çalıştı” Baba Meşhur elGut: ”Kızımı neredeyse kaybediyordum. İsrailli Yahudi yerleşimciler tarafından 2014’te kaçırılıp öldürülen Muhammed Ebu Hudayr olayı neredeyse yeniden yaşanacaktı”
NABLUS (AA) KAYS EBU SEMRA İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bir akrabasına gitmek için evden çıktığı sırada Yahudi yerleşimcilerin saldırısına uğrayan 11 yaşındaki Filistinli Hala elGut, yaşadığı korkuyu unutamıyor.
Nablus'un güneyinde Madama köyünde yaşayan Filistinli küçük kız, pazar günü ders çalışmak için amcasına gitmek üzere evden çıktı. O sırada bir grup Yahudi yerleşimcinin taşlı saldırısına uğradı.
Yahudi yerleşimcilerin saldırmakla kalmayıp kaçırmaya çalıştığı küçük kız, isabet eden taşlar nedeniyle yüzünden yaralandı.
Amcası ve köylüler, 11 yaşındaki kız çocuğunu Yahudi yerleşimcilerin elinden zor kurtardı.
Gut ailesinin yaşadığı evin pencerelerinin kırıldığı saldırıda, 6 yaşındaki kardeşi ve annesinin vücutlarında da morluklar oluştu.
Dışarı çıkmaktan korkar oldu
Yerleşimciler tarafından kaçırılmaya çalışılan Hala elGut, yaşadıklarını AA muhabirine şöyle anlattı:
"Ders çalışmak için evimize yakın olan amcamın evine gidiyordum. Aniden bir grup maskeli yerleşimci karşıma çıktı. Bana taş atmaya başladılar. Hatta taşlardan biri yüzüme isabet etti ve yaralandım. Bilincimi kaybettim. Bazıları beni çekip, kaçırmaya çalıştı."
Yaşadığı olayın "korkunç" olduğunu kaydeden küçük kız, "Taşlar bana ve eve doğru yağmur gibi yağıyordu. Çok fazlaydı." dedi.
Artık dışarıda oynamak veya okula gitmek için dahi evden çıkmak istemeyen küçük kız, halen şaşkınlık ve korku içinde olduğunu, Yahudi yerleşimcilerin geri dönmesinden endişe ettiğini dile getirdi.
"Yüzüm ağrıyor ve başımın her yerinde acıyı hissediyorum." diyen Hala, geceleri kabuslar gördüğünü aktardı.
Ebu Hudayr olayını akıllara getirdi
Baba Meşhur elGut da Yahudi yerleşimcilerin ailesine başka bir saldırıda daha bulunmasından endişe ettiğini söyledi.
Gut, "Kızımı neredeyse kaybediyordum. İsrailli Yahudi yerleşimciler tarafından 2014'te kaçırılıp öldürülen Muhammed Ebu Hudayr olayı neredeyse yeniden yaşanacaktı." dedi.
Olayın yaşandığı günden bu yana evinden ayrılmayan Gut, "Normalde işe gittiğimde bazen bir hafta evde olmuyorum. Ancak şu anda Yahudi yerleşimcilerin saldırılarından korktuğum için bunu yapamam." diye konuştu.
Söz konusu saldırıların sorumluluğunun İsrail'e ait olduğunu kaydeden Gut, "Bu çeteler saldırılara göz yuman İsrail ordusunun himayesi altında çalışıyor." ifadelerini kullandı.
İsrail ve uluslararası insan hakları kurumlarının desteğiyle İsrail mahkemelerinde dava açmayı planladığını aktaran Filistinli baba, "İsrail yargı sistemine pek güvenmiyoruz ancak bu failleri cezalandırma girişimi olacak." dedi.
Saldırıyı "terör eylemi" olarak nitelendiren Gut, "Kızım sadece 11 yaşında ve amcasının evine, okuluna gitmekten korkuyor. Yahudi yerleşimciler çocukların ve kadınların kalbine korku ekmek istiyor ancak başaramayacaklar." şeklinde konuştu.
Evlerinin köyün ücra bir bölgesinde yer aldığını ve yerleşimcilerin bu toprakları kontrol etmek için kendilerini evden çıkarmaya çalıştığını aktaran Gut, "Evimizden ve topraklarımızdan çıkmayacağız. Onlar gidecek." dedi.
Madama köyü Meclis Üyesi İhab elGut, pazar günü AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yahudi yerleşimcilerin Hala elGut isimli küçük kızı kaçırmaya çalıştığını ancak amcası başta olmak üzere ailesinin, küçük kızı yerleşimcilerin elinden kurtardığını ifade etmişti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı da konuya ilişkin pazartesi günü yaptığı açıklamada, İsrail yönetimini "terörist yerleşimci milisleri" desteklemekle sorumlu tutmuştu.
Yahudi yerleşimciler daha öncede benzer saldırılarda bulundu
Uluslararası insan hakları örgütlerinin geçen yıllarda yayımladığı raporlara göre, Yahudi yerleşimciler Batı Şeria'nın kuzeyindeki Filistinlilere yönelik öldürme, yaralama, ağaçları köklerinden sökme ve mülkleri tahrip etme gibi onlarca saldırıda bulunuyor.
Filistinli genç Muhammed Ebu Hudayr, 2 Temmuz 2014'te işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şuafat beldesindeki evinin önünden fanatik Yahudiler tarafından kaçırılmış ve yakılarak katledilmişti.
Ayrıca Devabişe ailesinin Batı Şeria'nın Nablus kenti yakınlarındaki Duma beldesinde bulunan evi, 31 Temmuz 2015 sabahı fanatik Yahudi yerleşimciler tarafından ateşe verilmişti.
Olayda ailenin 18 aylık bebeği Ali Devabişe yanarak hayatını kaybetmiş, anne, baba ve 4 yaşındaki Ahmed ise ağır yaralanmıştı.
Filistin'de ve uluslararası toplumda büyük infiale yol açan saldırının ardından baba Saad (31) ve anne Riham Devabişe (28) de tedavi gördükleri hastanede yaşamını yitirmiş, kundaklamadan tek sağ kurtulan kişi olan Ahmed ise vücudunun yüzde 60'ı yandığı için uzun süre hastanede tedavi görmüştü.
İsrail ve Filistin verilerine göre, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki 164 büyük, 124 küçük yerleşim biriminde yaklaşık 650 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?