”Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü”nün ilki BioNTech’in kurucuları Şahin ve Türeci’ye
SAĞLIKVehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Cihan Özsönmez: ”Çok kıymet verdiğimiz bu ödülümüzü, tüm dünya için fayda yaratma başarısını göstermiş ve artık nerede yaşarsa yaşasın geçmişiyle ve ondan da önemlisi yüreğiyle bu ülkeye bağlı kişilere vermek istiyoruz” Prof. Dr. Uğur Şahin: ”Türkiye’de kanser ve immünoterapiler kapsamındaki klinik araştırmalarımızı artırmak istiyoruz. Türkiye’de bir genel müdür görevlendirdik ve klinik ekibimiz için çalışmalarımız sürüyor. Öyle tahmin ediyoruz ki önümüzdeki yıl BioNTech markası altında klinik çalışmalarımızı başlatacağız”
İSTANBUL (AA) Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü'nün ilki Kovid19 aşısını geliştiren Türk kökenli bilim insanları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin'e verildi.
Vehbi Koç Vakfı, her yıl sırasıyla sağlık, eğitim ve kültür alanlarında üstün başarıları takdir ve teşvik ettiği "Vehbi Koç Ödülü" kapsamında yeni bir ödül kategorisi başlattı. Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü'nün ilk kazananları ise BioNTech'in kurucuları, Kovid19 aşısını geliştiren Türk kökenli bilim insanları Şahin ve Türeci oldu.
Koç Üniversitesi'nde düzenlenen törende ödülü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Türeci ve Şahin'e takdim etti. Koç Holding Şeref Başkanı ve Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı Rahmi M. Koç ise profesörlere Şeref Doktorası diplomalarını verdi.
Törende konuşan Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Cihan Özsönmez, Kovid19'un, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın yaşadığı en büyük felaket olduğunu belirterek, bu felaketin büyük ölçüde geride bırakılmış olmasını bilim insanlarına, sağlık çalışanlarına ve onların sürdürdüğü küresel iş birliğine borçlu olduklarını söyledi.
Daha önce görülmemiş bir hızla aşıların sunulduğunu dile getiren Özsönmez, her şeyin geride kalmadığını ancak karamsar olmadıklarını anlattı.
"Ödülü, yüreğiyle bu ülkeye bağlı kişilere vermek istiyoruz"
Cihan Özsönmez, ödülü, küresel veya bölgesel çapta etkili, önemli sorunların aşılmasında ve insanlık için yeni imkanların yaratılmasında olağanüstü başarılar elde eden kişilere vereceklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok kıymet verdiğimiz bu ödülümüzü, tüm dünya için fayda yaratma başarısını göstermiş ve artık nerede yaşarsa yaşasın geçmişiyle ve ondan da önemlisi yüreğiyle bu ülkeye bağlı kişilere vermek istiyoruz. Böylece, bugün maalesef akıllarında geleceğe ilişkin pek çok soru işareti olduğunu bildiğim pırıl pırıl gençlerimize 'Evet, ben de yapabilirim, biz de yapabiliriz.' azmini aşılayacağımıza, onlara güç ve ilham vereceğimize inanıyoruz."
Özsönmez, ödülü kazanan Şahin ve Türeci'nin öncülük ettikleri yenilikçi bilimsel çalışmalar sayesinde hızla geliştirilen aşıyla, Kovid19 sırasında milyonlarca hayatın kurtarılmasına doğrudan katkı sağladığını belirterek, onların salgına karşı verilen mücadeleye sunduğu katkılardan bahsetti.
Bugüne kadar pek çok ödül alan Prof. Dr. Türeci ile Prof. Dr. Şahin'in Yunanistan'da "İmparatoriçe Theophano" ödülüne layık görüldüklerini anımsatan Özsönmez, ikilinin bu ülkeye gittiğinde Selanik'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu evi ziyaret ettiklerini ve oradaki anı defterine yazdıkları notları hatırlattı.
Özsönmez, "Büyük Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte doğan ve attığı her adımda onun 'muasır medeniyet' ülküsüne hizmet etmeye çalışan Vehbi Koç Vakfı olarak, insanlığa üstün hizmet ödülümüzün ilkini sizlere takdim etmek bizim için bir şereftir." ifadelerini kullandı.
"Bu özel ödüle layık görülmekten dolayı çok mutluyuz"
Prof. Dr. Özlem Türeci de bu prestijli ödüle layık görülmenin kendileri için büyük bir onur olduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
"Çünkü cesur bir karar almanın, bilinmeyen bir yolu seçmenin, kararlılık ve azim ile ilerlemenin yanı sıra insanlık için fark yaratmanın ve insanlığa katkı sağlamanın takdir edilmesi için süper kahraman olmanıza gerek yok. İnsanlığa hizmet etmeyi ödüllendiren bu özel ödüle layık görülmekten dolayı çok mutluyuz. Vehbi Koç Vakfını, bu ödülü başlatmada gösterdiği kararlılığı için takdir ediyor, ödülün birçok insana ilham vermesini ve motivasyon sağlamasını umuyoruz."
Prof. Dr. Uğur Şahin ise kendilerine ilk kez ödülü kabul etmek isteyip istemedikleri sorulduğunda çok mutlu olduklarını belirterek, "En başta tek bir kişiyi kurtarmayla başladık. Bireyselleştirilmiş tıp ile insanlığı kurtarmayı başardık. Tek bir insanı kurtarabilirseniz, insanlığı da kurtarabilirsiniz. Ben de buna benzer bir alıntıyı paylaşmak istiyorum: Bir kişiyi eğitebilirseniz, insanlığı da eğitebilirsiniz." şeklinde konuştu.
Törene Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Y. Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Caroline N. Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi İpek Kıraç, Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu ile holdingin bazı üst düzey yöneticileri ve davetliler katıldı.
200 bin dolarlık ödül bilimsel araştırmalar ve öğrenciler için harcanacak
Tören öncesi düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Cihan Özsönmez, ödülün 200 bin dolarlık karşılığı olduğunu söyledi.
Özsönmez, Türeci ile Şahin'in bu ödülü nakit olarak almayı tercih etmediklerini, söz konusu tutarın ortak belirlenecek ARGE çalışmaları ve ihtiyaç sahibi öğrenciler için kullanılacağını bildirdi.
Türeci ve Şahin'den basın toplantısı
Basın toplantısında gazetecilerin soruları yanıtlayan Prof. Dr. Özlem Türeci, çalışmalarına ilk başladıkları andan itibaren planlarının "insanlığa hizmet etmek" olduğunu belirterek, kanser için ilaç ve yenilikçi tedavi yöntemleri geliştirmek için çalıştıklarını söyledi.
Bilimsel çalışmalar için artık daha fazla ekonomik imkanlarının bulunduğunu aktaran Türeci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim sorumluluk duyduğumuz kanser hastaları ile ilgili hissettiğimiz sorumluluk arttı. Geliştirdiğimiz bilimin artık başka ciddi hastalıklara da hizmet edebileceğini düşünüyoruz. Sıtma, tüberküloz, otoimmün gibi hastalıklarla ilgili çalışmalar yapmak, biraz daha genişlemek istiyoruz. Hem dünyanın başka coğrafyalarına hem de başka hastalık dallarında genişlemek istiyoruz. Bunu sürdürülebilir yapmak istiyoruz. Bu gayretlerimiz bir bileşen etkisi yapacaktır. Yavaş yavaş çalışmalarımızı ilerleteceğiz."
"Türkiye'de daha aktif olmak istiyoruz"
Prof. Dr. Özlem Türeci, sağlık çalışanlarının salgın sürecindeki fedakarlıklarına ilişkin bir yorum üzerine, "Zorlu dönemlerden geçtik, geçiyoruz. Bütün doktorlar pandemi ile mücadelede en ön cephedeydi. Biz onlarla gurur duyuyoruz. Türkiye'deki sağlık çalışanlarının yaptıklarıyla gurur duyuyoruz. Yurttaşların onlara güvenmesi gerekiyor." diye konuştu.
Türkiye'deki Kovid19'a yönelik hem kamusal hem de özel çalışmalara değinen Türeci, aşı kampanyalarındaki ve salgınla mücadelesindeki çalışmaların çok başarılı olduğunu anlattı.
Türeci, bundan sonraki çalışmalarının hangi yönde olacağına ilişkin bir soruya, "Faaliyetlerimiz daha çok kanserle mücadele alanında devam edecek. Kovid19 çalışmalarımız da devam ediyor. Çalışmalarımızı Türkiye'ye de yaymak istiyoruz. Türkiye'deki hastanelerle birlikte çalışmak istiyoruz. Koç Vakfı nitekim bu alanda aktif bir kuruluş. Türkiye'de biraz daha aktif olmak istiyoruz." karşılığını verdi.
"Kanser aşısı ile ilgili Faz2 çalışmalarımız sürüyor"
Prof. Dr. Türeci, Türkiye'de çok iyi yetişmiş gençler olduğunu, kendilerinin de çok sayıda başvuru aldığını belirterek, bilimsel anlamda kendini iyi yetiştirmiş öğrencilerin bulunduğunu anlattı.
Kanserle ilgili çalışmaları sorulan Türeci, sadece tedavi konusunda değil kanseri önlemeye yönelik çalışmalarının da sürdüğünü kaydederek, "Şu anda halihazırda devam eden klinik çalışmalarımız var kişiselleşmiş aşı çalışmaları ile ilgili. Pek çok kanser tipi üzerine çalışıyoruz. Şu anda mesela Faz2 çalışmalarına devam ettiğimiz bir aşı çalışmamız var kanser ile ilgili. 3 ila 5 yıl içerisinde bu aşının kanser hastalarına uygulanıp uygulanmayacağını görebileceğimizi umuyorum." ifadelerini kullandı.
"Kovid19'da ilk başlangıçtaki virüs artık yok"
Prof. Dr. Uğur Şahin, Kovid19 ile ilgili bir soruyu, "İlk virüsü etkin şekilde kontrol altına almış durumdayız. Yani ilk başlangıçtaki virüs yok artık. Aşılama kampanyası başarılı oldu. Şimdi Omicron var. Bu varyant çok farklı başlangıçtaki virüsten. Virüs değişiyor, buna evrim diyoruz. Bu en baştan beri beklediğimiz bir şeydi." diye cevapladı.
Bundan sonraki süreçte Kovid19 ile ilgili beklentilerinin sorulması üzerine Şahin, şunları söyledi:
"2020'de bana sorulduğunda, 'Bu virüs en az 10 yıl bizimle olur.' demiştim. Buna alışmak zorundayız. Buna karşı yapacağımız iki yol var. Bir tanesi aşıları benimsemek. Şu anda Omicron aşısına yakın frekansta olan aşılar geliştiriyoruz. Yeni aşının onayını önümüzdeki sonbaharkış gibi almaya çalışacağız. İkincisi yeni normal olarak bunu kabul etmek zorundayız. Yaz sonu, sonbahar gibi yeniden maskelerimizi takmaya başlayabiliriz."
"Yeni bir pandemiye karşı hızlıca aşı üretebilecek potansiyele sahibiz"
Prof. Dr. Uğur Şahin, yeni aşı çalışmaları hakkında, mRNA teknolojisiyle aşı üretimi üzerinde çalışmalarının sürdüğünü belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
"Bu yöntemle sıtma, HIV, tüberküloz gibi pek çok hastalıklar üzerine pek çok aşı çalışmalarımız var. Henüz kamuoyuna duyurmadığımız çalışmalarımız da var. Yeni bir pandemi ile karşılaşırsak elimizdeki teknolojiyi yeni bir aşı için kullanabilecek potansiyele sahibiz. Yeni bir virüsle başa çıkabilecek teknolojiye sahip olacağımızı temin edebilirim. Bu birkaç hafta da birkaç ay da sürebilir ancak uzun süreceğini zannetmiyorum. Koronavirüs pandemisinde gösterdiğimiz hızlı tepkiyi göstereceğimizi düşünüyorum."
"Türkiye'de klinik araştırmalarımızı artıracağız"
Uğur Şahin, Türkiye'deki klinik çalışmalarına ilişkin bir soruya karşılık, şu açıklamalarda bulundu:
"Elbette Türkiye'de kanser ve immünoterapiler kapsamındaki klinik araştırmalarımızı artırmak istiyoruz. Bunun üzerine çalışmalarımız sürüyor. Bir kuruluş ile birlikte Türkiye'de klinik bir ekip oluşturmak istiyoruz. Türkiye'de bir genel müdür görevlendirdik ve klinik ekibimiz için çalışmalarımız sürüyor. Öyle tahmin ediyoruz ki önümüzdeki yıl BioNTech markası altında klinik çalışmalarımızı başlatacağız. Ayrıca iş birliklerimiz kapsamında Türkiye'de devam eden birtakım klinik çalışmalarımız var. Akciğer kanseri ile ilgili çalışmalarımız da bunlar arasında. Hem aşı hem de immünoterapi ile ilgili çalışmalarımızla ilgili önümüzdeki dönemde daha fazla bilgi paylaşacağız."
"Yanlış bilgilerle mücadele tüm toplumun sorumluluğu"
Uğur Şahin, aşı ile ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine, gerçeklerin artık gerçek olarak algılanmadığı ve sorgulandığı bir dönemde yaşadıklarını söyledi.
Medyaya burada gerçekleri açıklamak ve toplum ile bilimi buluşturmak için büyük görev düştüğünü dile getiren Şahin, dezenformasyonu ve yanlış bilgilerin yayılmasını önlemeleri gerektiğini bildirdi.
Şahin, "Bu komplo teorilerinin önüne geçmek sadece bilim insanlarının değil bütün toplumun sorumluluğu." diye konuştu.
"Olaylı geçmeyecek sonbahar ve kışın bizi beklediğini söyleyebiliriz"
Prof. Dr. Uğur Şahin, Omicron varyantının hatırlatılması ve aşıdan uzaklaşılması halinde insanları neyin beklediğinin sorulması üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gelecekte bizi neyin beklediğini bilmiyoruz ancak en azından çok yoğun ve olaylı geçmeyecek bir sonbahar ve kışın bizi beklediğini söyleyebiliriz. Ancak şunu da belirtmek lazım ki yeni bir dalga kapıda. Bunun zararsız olacağına dair elimizde bir veri yok. O yüzden hazırlıklı olmakta fayda var. Hazırlığı yapmalı ve en kötü senaryoyu düşünmemiz gerekiyor. Omicron'a uyarlanan aşılarımızın kullanılabilir olduğunu söylemek isterim. Çünkü bir sonraki dalganın kontrol dışına çıkmaması için buna hazırlamamız gerekiyor."
İlginizi Çekebilir
Her 10 kişiden biri KOAH
Dünyadaki en yaygın sağlık sorunlarından biri de KOAH… Öyle ki her 10 kişiden birinde görülüyor. Hastalıktan korunmanın başlıca yolu ise sigaradan uzak durmaktan geçiyor.
Sağlık sistemimizi lekelemeye çalışanlara göz açtırmayacağız
Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Özel hastanelere ilişkin denetimler aralıksız devam ederken özel sağlık kurumlarına ilişkin yapısal reformlar da bakanlığımızın gündemindedir. Bütün dünyanın takdir ettiği sağlık sistemimizi, kişisel çıkarları ve maddi menfaatleri için lekelemeye çalışanlara göz açtırmayacağız" dedi.
Dünyanın ilk akciğer kanseri aşısı denemeleri yedi ülkede başlatıldı
Dünyanın ilk mRNA akciğer kanseri aşısı, Türkiye'nin de dahil olduğu 7 ülkedeki hastalar üzerinde denenmeye başladı. Uzmanlar, bu aşının binlerce hayatı kurtarma potansiyelini "çığır açıcı" olarak nitelendiriyor.
30'u yerli 39 ilaç daha geri ödeme listesine alındı
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan düzenlemeyle 30'u yerli üretim olmak üzere 39 ilaç daha geri ödeme listesine alındı.