Türkiye’nin denizleri koruma çalışmaları BM Okyanus Konferansı’nda
GÜNDEMÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri ve bilim insanları, Lizbon’da dün başlayan BM Okyanus Konferansı’nda Türkiye’nin deniz kirliliğinin önlenmesi ve denizlerdeki biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik çalışmalarını anlattı TÜBİTAK MAM İklim Değişikliği ve Sürdürebilirlik Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Burcu Özsoy: ”Ekstrem fırtınalar, sel felaketleri iklim değişikliğinin sonuçları. Dünyanın mutlaka aksiyon alması gerekiyor”
LİZBON (AA) Birleşmiş Milletler (BM) Okyanus Konferansı'nda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri ve bilim insanları, Türkiye'nin deniz kirliliğinin önlenmesi ve denizlerdeki biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik çalışmalarını anlattı.
"Okyanusumuzu Kurtarın, Geleceğimizi Koruyun" temasıyla Portekiz ve Kenya hükümetlerinin iş birliğinde dün Altice Arena'da başlayan BM Okyanus Konferansı'nda bakanlık tarafından "İklim Değişikliğine Uyumda Planlama ve Sürdürebilirlik" başlıklı oturum düzenlendi.
Bakanlık Çevre Yönetimi Genel Müdürü Eyyüp Karahan, konferans kapsamında yürütülen çalışmalar ve düzenlenen oturuma ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, ikincisi düzenlenen BM Okyanus Konferansı için bakanlık uzmanlarının yoğun bir ön hazırlık süreci yürüttüğünü dile getirdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un, Kastamonu'daki sel nedeniyle konferans programını iptal ettiğini anımsatan Karahan, "Konferansta düzenlediğimiz oturumda ülkemizin denizlerle ilgili saha planlaması, biyoçeşitliliğin korunması, deniz kirliliğinin önlenmesine ilişkin çalışmalarımızı, ülkemizin çevrenin korunmasına yönelik savunduğu tezleri BM camiasına anlattık. Oldukça etkili geçti. Bundan sonra da bu gibi platformlarda çalışmalarımızı anlatmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"Okyanus ve denizleri korumaya yönelik stratejiler belirlendi"
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Abdullah Uçan ise dünyadaki oksijenin ana kaynağının okyanuslar olduğuna dikkati çekerek, konferansta okyanusları ve denizleri korumaya yönelik stratejilerin belirlendiğini aktardı.
Uçan, 150 ülkeden katılım sağlanan konferansta Türkiye'nin yürüttüğü çalışmaların anlatılmasının önemine işaret etti ve şu değerlendirmelerde bulundu:
"İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin ciddi bir şekilde görülmeye başladığı bu dönemde okyanuslar ve deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik çalışmalar büyük önem kazanıyor. Biz de deniz koruma alanlarında ne tür faaliyetler yürüttüğümüzü uluslararası camia, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte değerlendirdik. Geleceğin politikalarına yön verecek stratejileri belirlemeye çalıştık. Bakanlığın çalışmalarını burada anlatarak belirlenecek politikalarda ülkemiz adına katkıda bulunduk. Ülkemizin deniz koruma alanlarında, denizlerdeki biyoçeşitliliği korumaya dönük çalışmaları burada çok değer gördü, bundan da çok mutluyuz."
"Sel felaketleri iklim değişikliğinin sonuçları, mutlaka aksiyon alınmalı"
İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) İklim Değişikliği ve Sürdürebilirlik Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Burcu Özsoy da "Türkiye'nin sesini BM Okyanus Konferansı'nda duyurabilmek, bilim insanlarımızın yaptıkları çalışmaları anlatmaları açısından bu oturum bizim için büyük bir gurur ve mutluluktu." ifadesini kullandı.
Oturumda Türkiye'nin Antarktika'da yürüttüğü bilimsel faaliyetler, veri toplama çalışmaları ve bu çalışmaların geleceğe ışık tutma açısından taşıdığı önem hakkında bilgi verdiğini dile getiren Özsoy, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak kutuplara yaptığımız keşif seferlerinin temelini de iklim değişikliği oluşturuyor. Kutup bölgeleri, iklim değişikliğinden en çok etkilenen ve iklim değişikliğine en çok etkisi olan bölgeler. Dünyanın iklim sisteminin taşıyıcı noktaları ve 'dünyanın buzdolapları' olarak adlandırılıyorlar.
Bu alanların etkilenmesinin sonuçlarını artık arka bahçemizde görüyoruz. Ekstrem fırtınalar, iç denizimizde olmaya başlayan hortumlar, sel felaketleri bu değişimin sonuçları. Tüm bunlar çok üzücü ve bir aksiyon alınması için BM Okyanus Konferansı'ndayız. Dünyaya bir bütün olarak bakmak lazım. Hep birlikte mutlaka bir aksiyon alınması gerekiyor ve Türkiye'nin de bu süreçte masada olması, sahada yürüttüğü çalışmaların aktarılabilmesi açısından konferans çok önemliydi. Hep birlikte Türkiye'nin sesini duyurduk."
Türkiye'nin caretta carettaları koruma çalışmaları da konferansta ele alındı
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu ise oturumda denizlerde ekosistemi koruyarak gıda, enerji, turizm gibi alanlarda "mavi ekonomi" olarak adlandırılan çalışmaların nasıl büyütüleceği ve geliştirileceği konusunu anlattığını belirtti.
Salihoğlu, "Bakanlıklar, üniversiteler ve TÜBİTAK'ın yürüttüğü çalışmalar burada tartışıldı ve ülke olarak bu konularda öncü çalışmalarımızın olduğunu da gördük. Oturuma ilgi de bunu gösteriyor." şeklinde konuştu.
Pamukkale Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) Başkanı Prof. Dr. Yakup Kaska da oturumda caretta carettaların korunmasına yönelik çalışmalar hakkında bilgi verdiğini anlattı.
Kaska, "Bakanlığımızın 34 yıl önce deniz kaplumbağaları için başlattığı koruma çalışmalarının olumlu sonuçlarını alıyoruz. Bu çalışmalarla yuva sayıları 200'lü rakamlardan 700'lere ulaştı. Bu güzel sonuçları konferans vesilesiyle dünyayla, bilim insanlarıyla paylaştık." dedi.
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?