© Müzakerat 2017 - 2021

TÜRKİŞ Genel Başkanı Atalay, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istedi:

”Önümüzdeki yasama döneminde, sendikalarla müzakere edilerek, darbe anayasasının sendikal haklar üzerindeki olumsuz etkisini ve örgütlenmenin önündeki engelleri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmalıdır” ”Asgari ücretlinin, emeklilerin ve dar gelirlilerin alım gücünün korunması, emeklilikte yaşa takılanların durumu, taşeron işçilerin kadroya alınması, geçici işçilerin çalışma süreleri ile ilgili sorunlar acil çözüm bekliyor”

CENEVRE (AA) TÜRKİŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "Sendikalarla müzakere edilerek, darbe anayasasının sendikal haklar üzerindeki olumsuz etkisini ve örgütlenmenin önündeki engelleri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmalıdır." dedi.

Atalay, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO), İsviçre'nin Cenevre kentinde devam eden 110. Uluslararası Çalışma Konferansı'nda, Türkiye'nin işçi delegesi olarak Genel Kurula hitap etti.

Ergün Atalay, Kovid19 salgının ilk dönemlerinde maske, eldiven, solunum cihazı ve aşı bulamayan gelişmiş ülkelerin paralarının bir işe yaramadığının, emekçiler olmadan gündelik yaşamın devam edemeyeceğinin görüldüğünü belirtti.

Türkiye'de milyonlarca kişinin salgından etkilendiğini, binlercesinin hayatını kaybettiğini anlatan Atalay, "Bu süreçte sendikalar olarak hükümet ve işveren tarafı ile iş ve ücret kayıplarını önlemek için gayret gösterdik. Devletimiz tüm test, aşı ve sağlık masraflarını karşıladı. Ülkemde salgın sürecinin doğru ve başarılı bir şekilde yönetildiğine inanıyor, devlet başkanından, sağlık çalışanlarına kadar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.

"Emekçilerin alım gücü günden güne azalıyor"

Salgının tahribatının giderilmesi gereken bir dönemde Ukrayna'da başlayan savaşın geleceğe dair kaygıları arttırdığını dile getiren Atalay, şunları kaydetti:

"Son dönemde enerji güvenliğini, gıdaya ve suya erişimde yaşanan sıkıntıları ve yüksek enflasyonu konuşmaya başladık. Emekçilerin alım gücü günden güne azalıyor. Sendikal örgütlenmeye karşı olan bazı işverenler emeği sömürmeye devam ediyor. Geçmişten beri gıda ve enerji gibi kritik öneme sahip sektörlerin özelleştirilmemesi gerektiğini dile getiriyoruz. Bu salonda yer alan işveren örgütlerinin üyesi olan işyerlerinin büyük bölümünde daha rahat örgütleniyoruz. Ancak diğer iş yerlerinde ve ülkemdekilerin yüzde 90'ında sendikalaşma nedeniyle işten çıkarmalar ve sendika karşıtı faaliyetler devam ediyor. İşverenler, sendikalara ve işçilere karşı bakış açılarını değiştirmediği, kar hırslarını bir kenara bırakmadığı sürece, demokrasiden ya da sendikal hakların tam anlamıyla varlığından söz edemeyiz. Önümüzdeki yasama döneminde, sendikalarla müzakere edilerek, darbe anayasasının sendikal haklar üzerindeki olumsuz etkisini ve örgütlenmenin önündeki engelleri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmalıdır."

TÜRKİş Başkanı Atalay, kayıt dışı sorunu çözülmeden sosyal diyalogun tesisinin, iş kazalarının önlenmesinin, iş güvencesinin sağlanmasının ve çalışma hayatının diğer sorunlarının çözülmesinin mümkün olmadığını dile getirerek, "Asgari ücretlinin, emeklilerin ve dar gelirlilerin alım gücünün korunması, emeklilikte yaşa takılanların durumu, taşeron işçilerin kadroya alınması, geçici işçilerin çalışma süreleri ile ilgili sorunlar acil çözüm bekliyor. Ayrıca, kamu çalışanlarının da işçiler gibi toplu pazarlık yapabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır." dedi.

"Ege'de botlarını batıranlar insanlık suçu işliyor"

Türkiye'nin, savaştan kaçan milyonlarca Suriyeli mülteci ile Ukrayna'dan ve diğer ülkelerden gelenlere ev sahipliği yaptığını vurgulayan Atalay, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili şunları söyledi:

"Ege'de mültecilerin botlarını batıranlar, dünyanın gözü önünde insanlık suçu işlemektedir. Uluslararası topluluk, bu duruma sessiz kalmamalıdır. Üç gün önceki oturumda Kıbrıs Rum Kesimi işçi delegesi, adada 'Türk işgali' şeklinde bir terim kullandı. 1963'ten 1974'e kadar Kıbrıslı Rumların, Kıbrıs Türküne karşı silahlı bir etnik temizlik kampanyası yürüttüğünü hatırlatmak isterim. 50 yılı aşkın süredir Kıbrıs sorununun çözülememesinden muzdarip olan Kıbrıs Türk halkıdır. Kıbrıslı Türklerin Annan Planı'nı 2004'te kabul ettiğini, çözüm bulunamadığından şikayet eden Rumların ise reddettiğini asla unutmamak gerekir. Uluslararası platformlarda temsil hakları Kıbrıslı Rumlarca reddedildiği için Kıbrıslı Türk işçi veya işveren örgütlerinin seslerini bugün burada duyamıyoruz. Uluslararası toplumu, hiçbir hukuki ve meşru dayanağı olmayan bu kısıtlamalara son vermeye çağırıyoruz."

"İyi olmak kolay, zor olan adil olmaktır"

TÜRKİŞ Başkanı Ergün Atalay, bazı ülkelerin egemen ve demokratik ülkelerin savunma amacıyla satın alamadıkları silahları parasız olarak terör örgütlerine verdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"İnsanlar can verirken, kazananlar silah tüccarları oluyor. Genel Direktörün ifade ettiği gibi savaş başlatanlar ve teröre destek olanlar sosyal adaleti engelliyorlar. İnsan hakları, demokrasi ve sosyal devlet gibi yıpratılan değerler yeniden her ülke için öncelikli hedefler haline gelmelidir. Ünlü bir yazarın güzel bir sözü var; iyi olmak kolay, zor olan adil olmaktır. İyi bir dünya için herkes adil olmak mecburiyetindedir."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER