Türk Böbrek Vakfı ve İstanbul Müftülüğünden salgın sürecinde azalan organ bağışı için ortak çağrı
GÜNDEMTBV Başkanı Timur Erk: ”Organ nakli için bir süreç var. O süreç de immünolojik testler ve doku uyumu için gerekli. Bu zaman alan olay için tedirginlik var, ’Hastaneye gidersem Kovid kaparım.’ diye. Artık öğrendik bu işi, 13 ay geçti. Her türlü tedbiri alıyoruz. Tedirginlikler bir tarafa bırakılsın, artık gelin o ötelemiş olduğunuz organ bağışlarını yapın ve ülkemizde verilmiş bir organla yaşayanların sayısı daha çok artsın” İstanbul Müftü Yardımcısı Hüseyin Demirhan: ”Yüce dinimiz İslam, organ nakline mani değildir. Bir takım tereddütler, şüpheler olsa da ilim adamlarımız bunların karşısında organ naklinin caiz olduğu hükmüne varmıştır. Bilakis dinimiz, mani olmanın ötesinde bunu teşvik etmektedir”
İSTANBUL (AA) Türk Böbrek Vakfı (TBV) ve İstanbul Müftülüğünce düzenlenen ortak basın toplantısında, yeni tip koronavirüs (Kovid19) salgını sürecinde sekteye uğrayan organ bağışlarının artması için vatandaşlara çağrı yapıldı.
TBV Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi bahçesinde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan TBV Başkanı Timur Erk, pandemi sürecinde hastanın beyin ölümü sonrası ailenin onayıyla yapılan organ bağışlarının yüzde 58, canlıdan yapılan organ nakillerinin ise yüzde 26 düştüğünü belirtti.
Salgın öncesinde bir yılda 3 bin 850 civarında böbrek nakli yapıldığını, bunun yüzde 22'sinin beyin ölümü sonrası kadavradan, yüzde 78'inin ise canlı gerçekleştirildiğini aktaran Erk, 62 bin diyalize giren böbrek hastası içerisinde 22 bin kişinin nakil beklediğini, bunun ciddi bir rakam olduğunun altını çizdi.
Organ nakli için salgın nedeniyle insanların tedirginlik duyduğunu ifade eden Erk, "Organ nakli için bir süreç var. O süreç de immünolojik testler ve doku uyumu için gerekli. Bu zaman alan olay için tedirginlik var, 'Hastaneye gidersem Kovid kaparım.' diye. Artık öğrendik bu işi, 13 ay geçti. Her türlü tedbiri alıyoruz. Tedirginlikler bir tarafa bırakılsın, artık gelin o ötelemiş olduğunuz organ bağışlarını yapın ve ülkemizde verilmiş bir organla yaşayanların sayısı daha çok artsın." diye konuştu.
Timur Erk, beyin ölümü sonrası kadavradan organ nakli için yüzde 22'lerde olan onay oranını yüzde 50'lere çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Erk, 81 ildeki camilerde cuma günleri hutbe ve vaazlarda organ bağışı konusunda bilgilendirme yapmak için İstanbul Müftülüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı'yla iş birliği yapacaklarını da sözlerine ekledi.
"Organ bağışı candan cana yapılan en büyük sadakadır"
İstanbul Müftü Yardımcısı Hüseyin Demirhan da normal durumlarda ölü ve diri kimselerden parça ve organ alınarak faydalanılmasının insan saygınlığına ve kerametine uygun görülmediği için din tarafından buna karşı çıkıldığını ancak ihtiyaç durumunda zaruretin mahiyet ve miktarı ölçüsünde bu hükmün değiştiğini söyledi.
Bazı şartlara uyulmak kaydıyla hayatı ve hayati bir uzvu kurtarmak için başka çare olmadığında kan, doku ve organ nakli yoluyla tedavinin caiz olduğu hükmüne varıldığını aktaran Demirhan, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun da yıllardan beri organ nakline cevaz verdiğini ve bunun teşvikini yaptığını belirtti.
"Yüce dinimiz İslam, organ nakline mani değildir." diyen Demirhan, "Bir takım tereddütler, şüpheler olsa da ilim adamlarımız bunların karşısında organ naklinin caiz olduğu hükmüne varmıştır. Bilakis dinimiz, mani olmanın ötesinde bunu teşvik etmektedir. Günümüzde de tıp bilimi ve teknolojisi organ naklinin tedavi yöntemlerinden birisi olduğunu kabul etmiştir. Rabb'imiz 'Her kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmış gibi olur.' ayeti kerimesiyle de buna ışık tutmaktadır." ifadelerini kullandı.
Demirhan, organ bağışının candan cana yapılan en büyük sadaklardan olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Malumunuz sadaka denildiğinde aklımıza mali bir ibadet gelir. Aslında bu doğru değildir. Sadaka, Allah'ın bizlere verdiği bütün nimetlerden verilebilir. Kendimize, topluma ve yaratıcımıza olan sadakatimizi göstereceğimiz en önemli davranışlardan birisi de organ bağışında bulunmaktır. Bugün hastane köşelerinde ve evlerinde gözleri kapıda, kulakları gelecek müjdeli bir haberde olan nakil bekleyen bütün kardeşlerimizin dertlerine derman olmak boynumuzun borcudur. Bu noktada bütün vatandaşlarımızı hassas olmaya, organ bağışında bulunmaya şiddetle davet ediyoruz. Bugün başkalarının başına gelen yarın bizim başımıza da gelebilir. Empati kurarak bir seferberlik ruhuyla hareket ederek organ bağışında bulunalım. Bilelim ki her bağış yeni bir hayattır. Yeni bir hayata vesile olmaksa Allah'ın rızasını ve hoşnutluğunu kazanmaktır. Umutla ve heyecanla nakil bekleyen kardeşlerimizin dualarında yer alalım. Onların yüzlerinde, gözlerinde tebessüme vesile olalım. Unutmayalım ki yapılacak her bir bağışta aslında alandan çok veren buna muhtaçtır."
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?