Tunus Baro Başkanı, siyasi krizden çıkış yolunun ulusal diyalogdan geçtiğini söyledi:
GÜNDEM”Diyalog masasında kimlerin yer alacağıyla ilgili kriterlerin belirlenmesinin ardından ülkedeki krize son verecek projeler ele alınmalı” ”Cumhurbaşkanı Kays Said’i destekleyenler sadece 25 Temmuz öncesi siyasi dönemin geride kalmasıyla ilgileniyor, siyasi krizin çözümüyle ilgilenmiyorlar”
TUNUS (AA) MEHMET AKİF TURAN Tunus Baro Başkanı İbrahim Buderbale, ülkede yaşanan siyasi ve hukuki krizin çözümünün ulusal diyalogdan geçtiğini ifade etti.
Baro Başkanı Buderbale, Tunus'ta hukuki ve siyasi alanda yaşanan son gelişmelere dair AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Buderbale, diyaloğun önemine vurgu yaparak, "Cumhurbaşkanı Kays Said, ulusal örgütler ve bağımsız şahsiyetler ile siyasi sistemi dışlamadan geniş kapsamlı bir ulusal diyalog gerçekleştirmeli. Diyalog masasında kimlerin yer alacağıyla ilgili kriterlerin belirlenmesinin ardından ülkedeki krize son verecek projeler ele alınmalı." dedi.
Cumhurbaşkanı Said’e verilen desteğe ilişkin ise Buderbale, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Said’i destekleyenler sadece 25 Temmuz öncesi siyasi dönemin geride kalmasıyla ilgileniyor, siyasi krizin çözümüyle ilgilenmiyorlar. Bu kesim 25 Temmuz öncesi siyasi oluşumları dışlayanlar ve o günlere dönmek istemeyenler."
Tunus’ta Said’in parlamentoyu askıya alan ve milletvekili dokunulmazlığını kaldıran 25 Temmuz olağanüstü kararlarının ardından yaşanan siyasi kriz ülkedeki ekonomik krizi de derinleştirdi. Ülkedeki birçok kesim krizden çıkış için geniş katılımlı "ulusal diyalog" çağrısı yapıyor.
Yüksek Yargı Konseyinin feshi
Tunus Baro Başkanı Buderbale, Said’in Yüksek Yargı Konseyinin feshetmesi kararını desteklediğini söyledi.
Yargı Konseyinin feshini "acil bir gereklilik" şeklinde yorumlayan Buderbale, şöyle devam etti:
"Ulusal Hukukçular Birliği yönetimiyle yaptığımız toplantıda, Yüksek Yargı Konseyinin performansıyla ilgili gözlemlerimizi paylaştık. Konseyde yer alan avukatların, mesleklerinin gerektirdiği görevleri yerine getirme noktasında isteksiz olduklarını müşahede ettik.
Konsey hukuk sisteminde karşılaşılan sorunları çözmede yetersiz kalıyor. Konsey, Tunus Hakimler Birliği ve Tunus Hakimler Sendikası arasında yaşanan sorunların dahi çözümünde uygun kararlar alamadı."
Baro Başkanı, 7 hafta boyunca iş bırakma eylemi yapan hiçbir hakimin disiplin cezası almadığına dikkati çekerek, bu durumun da Konseyin çalışmalarını olumsuz etkilediğini söyledi.
Yargının bağımsızlığı tartışmaları
Yargının bağımsızlığının, hukukçular tarafından tesis edilip korunabileceğine dikkati çeken Buderbale, yeni konseyde yer alacak kişilerin dayanışmasının önemini vurguladı.
Baro Başkanı Buderbale, şu ifadeleri kullandı:
"Geçiş döneminden sonra kurulacak yeni Yüksek Yargı Konseyinde yer alacak hakimler, avukatlar, hukukçular, hükümet yetkilileri ve uzmanlar dahil tarafların birlik içerisinde ılımlı bir şekilde çalışmalarını sürdürmesi gerekiyor. Bunun yanında yargının bağımsızlığını da tarafların olumlu bir şekilde dayanışma içerisinde çalışmaları sağlayacak."
Buderbale ayrıca, "Yargı bağımsızlığı yıllardır ülkede hizmet eden hukukçuların savunduğu bir ilkedir. Hakimlerin çalışması için uygun koşullar sağlandığında, bu konuyu kolaylıkla halledeceklerine inanıyorum." diye konuştu.
Siyasi ayrışma Tunus Devrimi'nden sonra derinleşti
Cumhurbaşkanı Said’in destekçileri ve muhalifleri arasındaki siyasi ayrışmayı da değerlendiren Buderbale, "bölünmenin" 14 Ocak 2011 devriminden önce de var olduğundan söz etti.
Buderbale, "Devrimin ardından basın özgürlüğü ve sendikalaşma hakkının sağlanması, maalesef bu ayrışmayı derinleştirdi. Ülkedeki siyasi, ekonomik ve sosyal durum, Tunusluların istediği gibi şekillenmedi." dedi.
25 Temmuz öncesi siyasi tablonun da iç karartıcı olduğuna dikkati çeken Buderbale, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı Said’in kararını alkışlayanlar, yıllardır işletilemeyen siyasi sistemin krizleri beslemesi ve her alanda istikrarsızlığın artarak devam etmesine karşı çıkanlardan oluşuyor.
Ülkenin yıllardır kötü yönetilmesi, ekonomik krizler, sosyal protestolar ve ülkenin mali durumunu etkileyen hassas kurumlarda bitmeyen grevler.. 25 Temmuz öncesinde yaşanan tüm bu başarısızlıklar, Tunus için yeni bir sayfa açma fikrini kuvvetlendirdi."
"Ulusal diyalog samimi niyetlerle sürdürülmeli"
Said'in 25 Temmuz olağanüstü kararlarının ardından ülkede devam eden "istisnai durumu" değerlendiren Buderbale, siyasi krizden çıkışın kapsamlı bir ulusal diyalogdan geçtiğini vurguladı.
Buderbale, "Tunuslular ekonominin doğru yönlendirilmesini, yatırımların gelişmesini, ücretlerin ödenmesini ve borçlanmanın sona ermesini istiyor. Bunu sağlamanın yolu siyasi sistemde ve seçim sisteminde yapılacak olan reformlar. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Said, ulusal örgütler ve bağımsız şahsiyetler ile siyasi sistemi dışlamadan geniş kapsamlı bir ulusal diyalog gerçekleştirmeli. Bu diyalog ülkede toplumsal barışı yeniden sağlamak için samimi niyetler ile yürütülmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Ulusal diyaloğun geniş kapsamlı olması gerektiğini vurgulayan Buderbale, sözlerini şöyle tamamladı:
"Cumhurbaşkanı'ndan, Tunus Genel İşçi Sendikası ve İşverenler Sendikasına kadar ülkedeki sivil örgütler, öne çıkan STK’lar ve ulusal çıkarları savunan mücadele geçmişine sahip insanların öncülüğünde yapılacak ulusal ve sosyal bir diyalog bekliyoruz. Bu yaklaşımı destekleyen taraflar, Tunus’un kalkınma yoluna dönmesini ve darboğazdan çıkmasını sağlayacaktır."
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?