© Müzakerat 2017 - 2021

Tabii ki hedefimiz yeni bir anayasa

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Tabii ki hedefimiz yeni bir anayasa. Bu anayasanın yapılması da partilerimizin uzlaşmasıyla inşallah mümkün olacak. Uzlaşmaya yanaşanları milletimiz evet takdir edecektir ama uzlaşmaya yanaşmayanlarla ilgili olarak da önüne gelen ilk sandıkta cevabını verecektir" dedi.

 AK Parti Türkiye Buluşmaları programı kapsamında Tekirdağ'a gelen Tunç, Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'ndeki konuşmasında, sürekli gelişen ve kalkınan illerden Tekirdağ'da bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Türkiye Buluşmaları'na Tekirdağ'dan başladıklarını belirten Tunç, AK Parti'nin her zaman milletle buluşan, halktan kopmayan bir parti olduğunu vurguladı.

Tunç, 22 yıldır iktidarda olan AK Parti'nin bu başarısının dünya siyaset tarihinde görülmemiş olduğunu belirterek, "AK Parti'mizin başarısının en önemli sebebi milletin taleplerini karşılaması ve milletle aynı düşünmesi. O nedenle biz 22 yıldır Cumhurbaşkanımızın liderliğinde iktidarda kalmayı başardık çok şükür" diye konuştu.

AK Parti'nin kurulmasını milletin sağladığını ifade eden Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhullerin, siyasi krizlerin, ekonomik krizlerin birbirini tetiklediği, koalisyonların, 1,5 yılda bir değişen hükümetlerin, anarşinin, terörün zirveye çıktığı o yıllar, temel insan haklarının maalesef kısıtlandığı 28 Şubat'ın yaşandığı o sıkıntılı yıllardan çıkış olarak milletimiz AK Parti'yi kurmakta gördü. Milletimiz 'Recep Tayyip Erdoğan bir parti kursa da hemen onun kurduğu partiyi iktidara getirsek ve ülkemizin içerisinde bulunduğu bu sıkıntılardan Türkiye'yi kurtarsa' dedi ve adeta AK Parti'nin kurulmasını zorladı."
"AK Parti kronikleşmiş sorunları çözdü"

Tunç, AK Parti'nin kurulduktan sonra vesayetçi bir direnişle ve parti kapatma davasıyla karşı karşıya kaldığını anlattı.

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın 3 Kasım 2002'deki seçimlerde milletvekili olmasının engellendiğini ifade eden Tunç, şunları kaydetti:

"Genel başkanı milletvekili olamayacak bir parti seçimlerden tek başına iktidar olarak çıktı. İktidara geldikten sonra da 4,5 yıl bir acil eylem planıyla ülkemizin kronikleşmiş sorunlarını bir bir çözmeye başladı ve millet 'Aradığımız iktidarı bulduk' dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2007'de gelip çattığında o vesayetçi, darbeci anlayış yine devreye girdi. Bir '367' krizi icat ettiler. e-muhtıralar verdiler, 'Meclis'e Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz' dediler. Bugüne kadar hep aynı usulle seçildi. 'Hayır bu sefer böyle olacak' dediler ve Meclis'te Cumhurbaşkanı seçimini engellediler. 'Halk seçsin' dediğimizde de halka dediler ki 'Halk da seçemez', 'hayır' propagandası yaptılar.

Türkiye'nin ana muhalefeti vesayetçi ve darbeci anlayışın yanında oldu. Milli iradenin, demokrasinin yanında durmayı tercih etmedi. Sonrasında o krizler aşıldı, Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti. Cumhurbaşkanını halk seçecek referandumunda millet, artık yeni bir dönemi başlattı. Halk tarafından seçildiği 2008 referandumunda da millet 'evet' oylarını kullandı. Sonrasında tekrar daha büyük başarıyla iktidara geldik ikinci dönemimizde."
"Biz demokrasinin yanında, milli iradenin yanında durmaya devam edeceğiz"

Tunç, AK Parti'nin 2008 yılında bir kez daha kapatma davasıyla karşı karşıya kaldığını, 2012'de ise MİT krizinin yaşandığını hatırlattı.

Daha sonra Gezi Parkı olaylarının gerçekleştiğini dile getiren Tunç, şöyle devam etti:

"Faizlerin yüzde 5'e düştüğü, enflasyonun tek haneleri rakamları yüzde 6'lara kadar neredeyse indiği, ekonomide en parlak dönemi yaşadığımız, dünyanın en büyük projelerine adım attığımız, nükleer enerjisinden diğer enerji projelerine, dünyanın en büyük havaalanlarının, köprülerinin konuşulduğu, temellerinin atıldığı, projelerin ihale edildiği parlak bir dönemde 2013'ün Mayıs'ında Gezi Parkı'nda bir ateş yaktılar. Bütün Türkiye'yi saracak ve bir kalkışmayla hükümeti düşüreceklerini zannettiler. Bir sokak darbesiyle AK Parti'yi bitirebileceklerini düşündüler. Başaramayınca bu sefer 17-25 Aralık emniyet, yargı darbesiyle masa başında 'Acaba seçilmiş hükümeti zorlayabilir miyiz?' diye bir kalkışma hareketine giriştiler. Orada da başarılı olamadılar, 2014-2015 yıllarını hatırlayalım Kobani olayları, terörün azdırılması, Türkiye'nin değişik yerlerinde Kızılay'da, Suruç'ta patlamalar. Bir kaos ortamına doğru Türkiye'yi sürüklemeye çalıştılar.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER