© Müzakerat 2017 - 2021

Sabrımızı zorluyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemiz topraklarını da içeren vadedilmiş topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyorlar." dedi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik vahşi saldırıları verdiğimiz mücadelenin önemini ve bir an önce başarıya ulaşmasının ne kadar gerekli olduğunu tekrar ispatlamıştır. Bütün dünyanın gözü önünde bir felaket, bir facia, bir insanlık suçu yaşanıyor. Filistin halkının binlerce yıldır yaşadığı topraklarını zorla gasp edenler bunun üzerinde geçmişi 75 yılı ancak bulan ve meşruiyetini bizzat kendi faşistlikleri ile tartışmalı hale getirdiği bir devlet inşa etmeye çalışıyor. Bununla da yetinmiyor. Ülkemiz topraklarını da içeren vadedilmiş topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyorlar. Sahip oldukları teknolojik üstünlüğe ve ahlaksız zorbalığa rağmen daha Filistin'in masum çocuklarıyla, kadınlarıyla ve yaşlılarıyla baş edemeyenlerin bu ham hayalden uyanacakları günler yakındır.

Henüz doğmamış bebeklerden masum çocuklara, mazlum kadınlara ve erkeklere kadar onbinlerce insanın yitip giden canlarının hesabı elbette sorulacak. Neredeyse bir asırdır hastalıklı bir fanatizm uğruna milyonlarca insanın maruz kaldığı zulmün hesabı elbette sorulacaktır. Bu zalimlerin her biri ve onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar önce insanlık vicdanında, ardından tarih önünde mutlaka yargılanacaktır.

Türkiye olarak bu işin öncülüğünü tüm platformlarda biz yapacağız. Dünyada devletlerin ve yönetimlerin önemli bir kısmı yaşanan zulme gözlerini kapatıyor olabilir. Ama bu ülkelerin halklarının vicdanlarından yükselen seslerin her geçen gün daha da artması, insanlığın geleceği adına bizi umutlandırıyor. Maşeri vicdanın sesinden de aldığımız güçle Gazze halkının evlerini ve topraklarını terk etmeme iradesine sonuna kadar destek vereceğiz. Vatanlarını, canlarını ve namuslarını koruma mücadelesi veren Gazzeliler başta olmak üzere tüm Filistin halkının can ve mal güvenlikleri sağlanana kadar hakkı söylemekten, yanlışı düzeltmekten vazgeçmeyeceğiz.

Tabii bu hedeflere ulaşabilmemiz, devleti ve milletiyle bizim tek yürek, tek bilek, tek ses, tek nefes olarak hareket etmemize bağlıdır. Türkiye sadece son 10 yılda bir başka devletin ve toplumun maruz kalması halinde yıkıcı sonuçlarla karşılacağı düzinelerce saldırıyı alnının akıyla savuşturmuş bir ülkedir. Bu başarıyı milletimizin birliğine ve beraberliğine, ülkesinin bütünlüğüne, devletin ebet müddet bekasına, gerektiğinde canı pahasına sahip çıkması sayesinde elde ettik.

Yaşadığımız hadiseler aslında herkesin bildiği ama çeşitli sebeplerle dile getirmekten geri durduğu hakikatlerin üstündeki örtüleri de kaldırmıştır.reflekslerin esiri haline gelen bu kesim, giderek marjinal hale gelmektedir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER