Muhit, bu ayki sayısında Erdem Bayazıt ve Akif İnan’ı kapağına taşıdı
GÜNDEM
İSTANBUL (AA) Şair ve yazar İbrahim Tenekeci yönetiminde yayın hayatına devam eden "Muhit", temmuz sayısında şair Erdem Bayazıt ve Akif İnan'ı ele alan yazılara yer veriyor.
Zeki Bulduk'un yakın zamanda vefat eden şair ve yazar Mevlana İdris'in ardından kaleme aldığı yazı ve Haşim Şahin'in "Haşhaşiler Kimlerdi?" başlıklı yazısı da bu ayın diğer kapak konuları arasında bulunuyor.
İbrahim Tenekeci, derginin giriş yazısında şu ifadeleri kullanıyor:
"15 Temmuz işgal girişiminin altıncı yılındayız. Adanmışlar ile aldanmışların mücadelesi hala devam ediyor. Prof. Dr. Haşim Şahin, bu vatansız ve karanlık zihniyetin tarihsel arka planını yazdı, 'Haşhaşiler kimlerdi?'. Temmuz kapağımızı Yedi Güzel Adam'dan ikisine ayırdık. M. Akif İnan 12 Temmuz 1940'ta dünyaya gelmiş, Erdem Bayazıt, 5 Temmuz 2008'de dünyadan ayrılmıştı. Birer yazıyla bu iki kıymetli şairimizi selamlıyoruz. Mustafa Özçelik ve Prof. Dr. Mehmet Narlı'ya yazıları için teşekkür ederiz."
"Dünyayı hiç kabullenmemiş bir adam"
Zeki Bulduk da "Allah'ın Gülleri" başlıklı yazısında, Mevlana İdris'i şöyle anlatıyor:
"Mevlana İdris'in ölümü de yaşamı gibi oldu. Çok sesli ama asla bağırmayan, zengin ama asla kibirlenmeyen, dertli ama asla dert vermeyen, güneşli ama asla yakmayan, olgunlaştıran. Kitapları kadar temiz bir ölüm. Kitapları kadar, şiirleri kadar, bakışı ve sohbeti kadar bitmesi asla istenilmeyen bir yaşam usulca toprağa doğru aktı. Hayır! Toprağa değil, 'parçan değil miyiz?' diye sorduğu Rabbine doğru, serin bir pınar gibi aktı.
Kızımın okuduğu ve tanışmak istediği tek yazar olduğunu söylemiştim ona. Telefondaydı. Kızım konuşmaya utanmıştı. Nedense bunu düşündüğümde gözlerim ıslanmış, ölümü üzerine ise ilk kez canım yanmıştı. Zira şiirleriyle ölümüne, gidişine bizi hazırlamıştı. Şiirini ilk okuduğumda öteleri özleyen bir adam vardı karşımda. Dünyayı hiç kabullenmemiş bir adam. Gitmek istediği yeri çok iyi bilen bir adam. Müdanasız. Tavizsiz. Dobra. Çocuk yürekli. Belki de bu sebeple son yıllarda özellikle çocuk edebiyatına ağırlık verdi. Çocuklara seslendi. Onların bakir dimağlarına güvendi. Zira çocuklar, geldiğimiz yeri daha çabuk hatırlayacak kadar temizdiler. Kirlenmemişlerdi..."
Her kuşaktan şairler okurlarla buluşuyor
Usta çizer Hasan Aycın'ın çizgisiyle başlayan dergi, her kuşaktan pek çok ismin şiirlerine de yer veriyor.
Soner Karakuş'un "Rutubet" isimli şiiriyle açılan şiir sayfaları, İbrahim Tenekeci'nin "Hicret", Emel Özkan'ın "Bugün Yok Yarın Varız" şiiri takip ediyor.
Tuba Kaplan, Arif Ay, Murat Güzel, Suavi Kemal Yazgıç, Ervanur Erdoğan, Nurettin Durman, Adem Yazıcı, Harun Yakarer, Mehmet Fatih Öz, Zülal Sema, Ayşegül Baytut, Emre Demir ve Yusuf Mahir bu sayının diğer şairleri arasında okurlarla bir araya geliyor.
Yunus Karadağ'ın "Denizi Bekleyen Deniz" isimli şiiri ise derginin arka kapağında yer alıyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün altıncı yılında Haşim Şahin, "Haşhaşiler Kimlerdi?" başlıklı yazısında Haşhaşiler’in ve FETÖ/PDY mensuplarının benzer yönlerini, tarihsel arka planı irdeliyor.
"Akif İnan için şiir, bir gelecek tasavvuru oluşturmanın önemli bir imkanıdır"
"Yedi Güzel Adam" olarak anılan şairler topluğundan şair Akif İnan'ı Mehmet Narlı, şair Erdem Bayazıt'ı ise Mustafa Özçelik yazılarıyla anıyor.
Narlı, "Akif İnan'da Geleneğin Bilinç ve Biçim Olarak Görünüşü" başlıklı denemesinde, "Akif İnan, Osmanlı şiirinin sesine ve biçimlerine sinmiş bir
insan ve hayat anlayışının mirasçısı olarak duyar kendini." değerlendirmesinde bulunarak, şunları kaydediyor:
"Akif İnan'ın klasik şiir biçimlerini, birimleme ve nazım şekli bakımından devam ettirmek istediği gazel, kaside, terkibibentler yazdığı görülür. Bu tavrın o biçimlere sinen sesi, imge düzenini ve tematik değerler sistemini tecrübe etmek, hatta içselleştirmek isteğine bağlı olduğunu varsayıyorum. Sanki o da Yahya Kemal gibi divan şiirinin nizamını kurmasının ve ahengine ulaşmasının arkasında milletinin yaşayıp duyduğunu ifade etme kabiliyetinin yattığını görmek istemiştir. Gelenek ve bilinç bağlamında Akif İnan için şiir, kültürel geleneği idrak ve ihya etmenin ve bu ikisine bağlı olarak bir gelecek tasavvuru oluşturmanın önemli bir imkanıdır."
"Erdem Bayazıt, nasıl bir çağda yaşadığının şuurunu taşır"
Şair ve yazar Mustafa Özçelik ise "Erdem Bayazıt'ın Şiiri Üzerine Notlar" başlıklı incelemesinde "Erdem Bayazıt; inancın, umudun, aşkın, sabrın, direniş ve dirilişin şairi olarak edebiyat dünyasına kayıt düşmüş bir şairdir." diyor.
Yazıda Erdem Bayazıt'ın çağının şairi olduğuna işaret eden Özçelik, "Bayazıt, nasıl bir çağda yaşadığının şuurunu taşır. Bu çağ adına modernleşme denilse de yabancılaşma çağıdır ve şair işte bu çağa karşıdır. Bu da onu muhalif bir şair olarak görmemizi gerektirir. Bu bakımdan şairin ilk şiir kitabı olan 'Sebep Ey', toplumumuzun karşı karşıya bırakıldığı çağdaş bunalımlara bir direniş ve diriliş destanı olarak okunabilecek özelliktedir. Kitap iki yüz yıllık bu direniş ve diriliş mücadelesinin mahiyetini çarpıcı kesitler halinde sayfa sayfa, mısra mısra ortaya koymaktadır." ifadelerini kullanıyor.
Dursun Çiçek de bu ay dergide "Hikmet Dağı" yazı dizisine devam ederken Erol Göka, ön yargının kaçınılmaz oluşu ve hoşgörünün mecburiyeti üzerine yazıyor.
Dilara Ayşe Akdeniz, "Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Ölüm" başlıklı yazısında ölümün bir kusur olmadığını aksine yaratılışsal bir zorunluluk olduğunu kaleme alırken Zeynep Merdan, "Keşif Yarası" başlıklı yazısıyla yaraları hem keşfedip hem de tasniflendiriyor.
Soner Karakuş, "Hakikat ve Pitbull" başlıklı yazısında "İnsanoğlu kendisinde bulunması gereken tüm güzel hasletleri maddeye hasretti, kendisine kalmadı." diyor.
Kamil Yeşil, yazısında Türk hikayesinin beş önemli hanım hikayecisi olan Yıldız Ramazanoğlu, Cihan Aktaş, Halime Toros, Fatma Barbarosoğlu ve Sibel Eraslan'ı konu edinirken Necip Tosun, inanç krizlerinden doğan iki yazarı, Dostoyevski ve Tolstoy'u yazıyor.
Ahmet Edip Başaran, "Gerçekle Kurgu Arasında" başlıklı denemesinde "Hayretimiz yoksa bilgi sadece hamallığını yaptığımız gereksiz bir yüktür." yorumunu yapıyor.
Berat Demirci "Hayat Ucuzluğu Hakkındadır", Selim Cerrah "Gayret Ehlinin Hedefi", Mustafa Uçurum "Romandan Tarih Devşirmek veya Tekkenin Halleri" başlıklı deneme yazılarıyla da Muhit'in temmuz sayısına konuk oluyor.
Dergide ayrıca Selime Kahraman'ın "Dünya Atı" isimli öykü kitabının yazarı Ayşegül Genç'le gerçekleştirdiği söyleşi okurların dikkatine sunuluyor.
Bu sayının ilk öyküsü ise Aynur Dilber'den oluyor. Ahmet Karacan da "Cariye Balığı" isimli öyküsüyle bu sayıya katkı sunan diğer öykücü olarak derginin yazar kadrosunda yer alıyor.
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?