© Müzakerat 2017 - 2021

Kılıçdaroğluna yapılan saldırı

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç: CHP liderinin koruma müdürü saat 10.03te Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğüne Kılıçdaroğlunun cenazeye katılacağına dair bilgi verdi. Prosedür yerine getirilmişti. Emniyetin ve Valinin haberi vardı Bu kadar ciddiyetsiz, bu kadar yanlı davranan İçişleri Bakanının bir dakika dahi koltuğunda oturmaması gerekir

TBMM (AA) CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıya ilişkin, "CHP liderinin koruma müdürü saat 10.03’te Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğüne Kılıçdaroğlu'nun cenazeye katılacağına dair bilgi verdi. Prosedür yerine getirilmişti. Emniyetin ve Vali'nin haberi vardı." dedi.

Özkoç, partisinin milletvekilleriyle Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıya ilişkin açıklama yaptı.

Partisinin, 31 Mart yerel seçimlerinin bahar havasında geçmesi için elinden gelen gayreti gösterdiğine işaret eden Özkoç, benzer şekilde vatandaşların da vakur bir tavırla sandığa giderek oy kullandığını anlattı.

Cumhur İttifakı liderlerince, kendilerine oy vermeyenler için "aşağılık, zillet" gibi tanımların kullanıldığını ve "terörist" ilan edildiğini savunan Özkoç, "İçişleri Bakanı'nın daha önceden 'Şehit cenazelerine CHP'yi almayın, protokole sokmayın, onlar terör örgütleriyle hareket ediyorlar.' kışkırtması hafızalardaydı. Biz bu seçimi, hoşgörü içinde geçsin diye uğraştıkça karşı taraf germek, huzursuzluk yaratmak ve insanları karşı karşıya getirmek için çaba gösterdi." diye konuştu.

"Emniyetin ve Vali'nin haberi vardı"

Özkoç, kendilerini kışkırtmaya yönelik çaba gösterildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"4 evladımız şehit düştü. Tüm Türkiye'de bu acı büyük bir üzüntüyle karşılandı. CHP'nin lideri, şehit cenazesine gideceğini ifade edince CHP liderinin koruma müdürü saat 10.03’te Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğüne Kılıçdaroğlu'nun cenazeye katılacağına dair bilgi verdi. Prosedür yerine getirilmişti. Emniyetin ve Vali'nin haberi vardı. Hatta Milli Savunma Bakanı'nın korumasının arayıp 'Genel Başkanınız katılacak mı?' sorusuna arkadaşlarımız 'Evet katılacak.' diye cevap verdiler."

Özkoç, oraya gitmeden önce bazı hazırlıkların yapıldığının emniyet tarafından biliniyor olması gerektiğine dikkati çekerek, "Görüntüler, tanıkların verdiği ifadeler elimizde, tek bir müdahale olmadı. Olayın gelişi belliydi ama daha önceden bilgilendirilen emniyet görevlilileri görevini maalesef yapmıyorlardı." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun, namazın ardından şehidi uğurlamak üzere hareket ettiğinde büyük bir saldırının başladığını anlatan Özkoç, "Bu saldırı tam anlamıyla bir linç saldırısıdır, tam anlamıyla öldürmek kastıyla yapılan bir saldırıdır. Genel Başkan'a defalarca yumrukla vuruldu, tekmeler atıldı. Yanında bulunan milletvekili arkadaşlarımız, TBMM Başkanvekilimiz Levent Gök defalarca insanlar tarafından tekmelendi, yumruklandı. Genel Bakan Yardımcımızın kaburgası kırıldı. Milletimiz koruyordu, korumalar koruyordu, milletvekillerimiz koruyordu. Haince, tamamen öldürmeye kastedilen bir saldırıydı." şeklinde konuştu.

"Emniyet güçlerinin yapamadığı korumayı milletimiz yapmıştır"

CHP'li Özkoç, Kılıçdaroğlu'nun saldırıya uğradığı köye ilişkin de "O köyde bu sele kendilerini kaptırmış bazı insanlar, Genel Başkan'la karşı karşıya gelmişti. Evini açan ve linç girişiminden Genel Başkanımızı kurtaran o hane halkını evlatlarıyla beraber selamlıyor, kendilerine teşekkür ediyoruz. Devletimizin, emniyet güçlerinin yapamadığı korumayı, milletimiz yapmıştır. Genel Başkanımızı kucaklamış ve sahiplenmiştir." ifadelerini kullandı.

Söz konusu olay sırasında orada bulunan bazı üst düzey komutanların Kılıçdaroğlu'na "Sizi buradan bizim ölümüz çıkmadan alamazlar." dediklerini aktaran Özkoç, komutanlara teşekkür etti.

Kılıçdaroğlu'na parka ve şapka giydirilmek istendiğini ancak CHP liderinin bunu kabul etmediğini anlatan Özkoç, "Bu teklifi yapanlar, bugüne kadar kimi öyle giydirip kaçırıyorlarsa aynı kişilikte ve aynı düşüncede insanlardı. Genel Başkanımızın milletten kaçacak hiçbir durumu yoktu." diye konuştu.

Özkoç, söz konusu olaya yönelik üzüntülerini bildirenlere teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Cumhuriyeti yasalarla, adaletle yönetiliyorsa bunu, bu noktaya getiren kişiler, yasalar karşısında gerekli cevabı vermeli ama önce kendilerini zırh gibi koruyan görevlerinden istifa etmeli. Başta İçişleri Bakanı, bu olayın çok öncesinden yurttaşlarımızı ayrıştırarak karşı karşıya getiren, savaştıran bir tutum sergilemiştir. Oysa ki biz savaştan değil, barıştan yanayız. İçişleri Bakanı, basın toplantısında söylediği gibi, kendilerine oy vermeyenleri teröristlerle ilişkilendirmiştir. CHP'de vatansever insanlarımızı bulursunuz, ülkesinin geleceğiyle ilgili kaygılı insanları bulursunuz, her kademesinde bu ülkenin yetiştirdiği değerleri bulunsunuz ama asla vatan haini ve terörist bulamazsınız.

Bir tane bulmuş olsaydınız bugün çoktan zaten gereğini yapardınız."

Özkoç, ayrıca Ankara Valisi Vasip Şahin'in de istifa etmesi gerektiğini savundu.

CHP olarak bu olayın gerçek yönlerinin tespiti için çalışmaları sürdürdüklerini, bütün videoları izlediklerini kaydeden Özkoç, kendilerine ulaşan bilgileri emniyet ve jandarmayla paylaştıklarını dile getirdi. Bu konuyla ilgili 9 kişinin gözaltına alındığını bildiren Özkoç, teşvik edenlerin yargılanması ve gerekli cezayı alması için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.

"Farklı yöntemlerle durdurmaya davet ediyoruz"

Özkoç, bu olayın linç girişimi olduğunu ve önceden tasarlandığını savunarak, "İnsanlara sopa verilen, tahrik eden insanların görüntüleri ortadadır. Tam böyle bir zamanda İçişleri Bakanı diyor ki 'Herhangi bir provokasyon yok.' Bu kadar ciddiyetsiz, bu kadar yanlı davranan İçişleri Bakanı'nın bir dakika dahi koltuğunda oturmaması gerekir." şeklinde konuştu.

Vatandaşları bu olaylar karşısında tahrike kapılmamaya çağıran Özkoç, "İstedikleri, bizi sokağa döküp demokrasiyi engellemektir. İstedikleri, insanları kışkırtıp çıkamadıkları ekonomik problemleri insanların üzerine yükleyerek kendilerini kurmaktır. Oysa ki bizim istediğimiz barıştır, bütün milletimizi kucaklayan bir yönetim anlayışıdır, haktır, adalettir. Şehit ailelerine tekrar başsağlığı diliyoruz. Evlatlarının cenazelerinin annelerinin önüne gelmemesi için güvenlik güçlerini ve siyaset yapan sorumlularını daha ciddi davranmaya, farklı yöntemlerle bu terör olayını durdurmaya davet ediyoruz." dedi.

"Emniyet bunu duymamazlıktan gelmiş olabilir"

CHP'li Özkoç, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin saldırı sonrası yaptığı değerlendirmelere ilişkin soru üzerine Özkoç, "puslu havayı sevenlerin, ülkenin puslu ortam içinde olmasını istediklerini" savundu.

Özkoç, şunları kaydetti:

"Sanırım bu puslu hava, Sayın Devlet Bahçeli'nin havasıdır. Sayın Devlet Bahçeli, bu puslu havayı çok sevmektedir ve pusların dağılmaması için elinden gelen gayreti göstermektedir. Kendisinin söylemlerini, yaptığı politikadaki zikzaklardan sonra ciddiye almamaya çalışıyoruz ancak tahrik edici, milletimizi karşı karşıya getirici, ayrıştırıcı söylemlerini de görmemezlik etmiyoruz. Bunları hepimiz, toplumsal hafızamıza kazıyoruz. Yeri ve zamanı geldiği zaman bu millet kime hesap sorulması gerekiyorsa bu adalet ve yasalar kimden bunun bedelinin ödetilmesini istiyorlarsa o gün herkes bunun karşılığını verecektir."

Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi tarafından saldırıya yönelik bilgi talep edildiğini anlatan Özkoç, "Eğer Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi, bu olayla ilgili bilgi istiyorsa kendi İçişleri Bakanı'nı arasın. Kendi İçişleri Bakanı'na güven duymuyorsa İçişleri Bakanı'nı görevden alsın. Darbe girişimini dahi kendi çevresindeki yakınlarından duyan, duyması gerekenlerden duymayan, ciddiyetsiz bir devlet yönetimi içinde olan bu makamın, bugün gelinen noktada 'Özel kalemi arayarak bilgi alıyoruz.' demesini gayriciddi buluyoruz." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun şehit cenazesine katılmasına yönelik bilginin emniyetle paylaşıldığını vurgulayan Özkoç, şunları dile getirdi:

"Emniyetin bilgisi vardır ama emniyet bunu duymamazlıktan gelmiş olabilir. Emniyet bunu duymamazlıktan gelmemiş olsa dahi birileri emniyete yeterli derecede orada güvenlik tedbirinin alınmamasıyla bir ilgili emir vermiş olabilir. Bu emrin kimin olduğunu çok merak ediyorsak bugünkü açıklamasında provokasyon açık olduğu halde 'Burada bir provokasyon yok.' diyen, hala milletimizi kışkırtmaya ve ayrıştırmaya çalışan, oradaki olayı sıradan bir olaymış gibi niteleyen İçişleri Bakanı'na bakmak gerekir.

Bu İçişleri Bakanı görevini ihmal etmiştir. Milletimizi karşı karşıya getirmekle ilgili provokatörlük görevini bizzat kendisi de yapmaktadır ve bugün de hala görevini yapmamakta ısrar etmektedir."

Özkoç, saldırının araştırılması için milletvekillerinin gelecek hafta içinde araştırma önergesini TBMM'ye sunacaklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıyla ilgili açıklamasına ilişkin soru üzerine Özkoç, şunları söyledi:

"Geç kalmış bir mesaj olmasına rağmen içindeki vurgulara da dikkat edersek aynı Milli Savunma Bakanı'nın, orada yaptığı açıklama gibi. Sanki işte 'Siz vereceğiniz mesajı verdiniz'. Soruyorum o mesaj nedir? Nedir o mesaj? Sizin göreviniz, oradaki insanlara yandaşlık etmek midir yoksa bulunduğunuz görevi layıkıyla yerine getirmek midir? İkincisi, İçişleri Bakanı'nın hala bizi ilişkilendirmek istediği olay. Üçüncüsü de Cumhurbaşkanı'nın 'Protestolar şiddet eylemine dönmüştür.' gibi mesaj içeren göndermeleri. Bunları samimiyetten uzak görüyoruz.

Bir cumhurbaşkanına, bir devlet adamına yakışan bir yaklaşım olarak görmüyorum. Her şeyin biz farkındayız ama daha da önemlisi millet de farkında."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER