© Müzakerat 2017 - 2021

İranlı bazı uzmanlara göre Rusya’nın garanti talebi nükleer anlaşmaya zarar veriyor

Reformist siyasetçi Dr. Ahmed Zeydabadi: ”Rusya’nın garanti talebi apaçık bir şekilde nükleer anlaşmanın engellenmesi veya nihai anlaşmaya varma süresinin uzatılması anlamına gelmektedir” İranlı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Mehdi Mutahharniya: ”Asıl konu İran’ın dünya petrol pazarına ulaşımının önüne geçmek. Her ne kadar İran Rusya’yı stratejik ortak ülke olarak adlandırsa da iki ülke, enerji piyasasında rakip ülkelerdir”

İSTANBUL (AA) MUSTAFA MELİH AHISHALI İran, ekonomik yaptırımların kaldırılması için aylardır Viyana'da muhataplarıyla müzakereleri sürdürürken stratejik ortağı olarak bilinen Rusya'nın Washington yönetiminden garanti istemesi nükleer anlaşma görüşmelerine ara verilmesine neden oldu.

Nükleer anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesi ve İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılması amacıyla Avusturya'nın başkenti Viyana'da geçen yıl başlayan görüşmelerde aralık ayında 8. tura geçilmişti. Ancak Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'ya saldırısı üzerine Batı'nın bu ülkeye yönelik ağır yaptırım kararlarını açıklaması sonrasında Moskova yönetiminin garanti şartını ortaya atması 11 aydır süren görüşmeleri çıkmaza soktu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 5 Mart'ta yaptığı açıklamada, "ABD'li meslektaşlarımızdan, (Ukrayna savaşı sonrası Rusya'ya yönelik başlatılan) yeni yaptırımların Rusya'nın İran'la ekonomik, ticaret, yatırım ve teknoloji transferinde özgürce iş birliği yapmamıza engel olmadığını içeren yazılı bir garanti istedik." dedi. Bu ifadeler İran'da bazı siyasi analizler tarafından Rusya'nın Viyana görüşmelerini olumsuz yönde etkileme çabaları olarak yorumlandı.

AA muhabirine konuşan İranlı reformist siyasetçi Dr. Ahmed Zeydabadi, Rusya'nın garanti talebinin Viyana görüşmelerini olumsuz yönde etkilediğini düşünüyor.

Nükleer anlaşmanın hayata geçmesinden sonra İran'la ticari ilişkilerinin yaptırımlar nedeniyle durdurulmaması garantisi istemesinin Moskova'nın çıkarları açısından anlaşılır olduğunu dile getiren Zeydabadi, "Aksi takdirde anlaşmanın taraflarından biri olan Rusya nükleer anlaşmanın hayata geçirilmesiyle bir menfaat elde edemeyeceği gibi bundan zarar görecektir." ifadelerini kullandı.

"İran'ın çıkarları tehlikeye girebilir"

Rusya'nın bu adımıyla İran'ın çıkarları açısından iki sorunun ortaya çıktığını dile getiren Zeydabadi, şunları söyledi:

"Birincisi; Rusya'nın garanti talebi, apaçık bir şekilde nükleer anlaşmanın engellenmesi veya nihai anlaşmaya varma süresinin uzatılması anlamına gelmektedir. İkincisi; eğer İran, Rusya'nın dünyayla tek ticaret kanalı haline gelirse, Moskova bu kanaldan en üst faydayı elde etmek isteyecektir ve İran'dan talepleri günden güne artacaktır. Bu durumda, Rusya'ya gereğinden fazla yakınlaşmış olan İran, bu taleplere karşı çıkamayabilir ve bu durumda kendi çıkarları tehlikeye girebilir. Bu iki yönden Rusya'nın garanti talebi İran için çok zararlıdır. Tabii bu talep Rusların kendi çıkarları açısından mantıksız değildir."

"İran halkı Rusya'ya güvenmez"

İranRusya ilişkilerinin tarihine bakıldığında bir güven sorunundan söz edilebileceğini kaydeden Zeydabadi, "İran halkı Rusya'ya güvenmez. Ama yönetim, özellikle muhafazakarlar, ABD'ye karşı Rusların kendilerini koruyacaklarına inanıyorlar ve bir tür güven duyarak ona yakın olmaya çalışıyorlar." dedi.

Zeydabadi, Rusya'nın nükleer anlaşmaya engel çıkarmasıyla ilgili İran devleti içindeki muhafazakarların ikiye ayrıldığına dikkati çekerek, "Nükleer anlaşmaya karşı olanlar, Rusya'nın bu adımından memnuniyet duyuyorlar. Nükleer anlaşma sağlanırsa ABD ve Batılı ülkelerle ilişkiler yumuşayabilir bu da muhafazakar kesimin iç siyasetteki yerini tehlikeye düşürebilir diye düşünüyorlar." diye konuştu.

Çeşitli sorunlarla karşı karşıya olan hükümetin ise Rusya'nın bu çıkışından rahatsız olduğunu belirten Zeydabadi, bu rahatsızlığı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in şimşeklerini üzerlerine çekmemek ve içeride Batı'ya yönelişi istemedikleri için açıkça dile getirmediklerini söyledi.

Zeydabadi, "İran yönetimi Rusya'ya tepki göstermeyi erteleyecektir. Fakat perde arkasından bu sorunu çözmeye çalışacaklardır. Eğer bunu perde arkasında çözemezlerse o takdirde bir tavır alacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.

ABD ve İran'ın Rusya'yı müzakere dışında tutarak diğer taraflarla anlaşma ihtimaline ilişkin ise Zeydabadi, "Rusya, taraflardan biri ve bu anlaşmada payı var. taraflardan birinin imzası olmadan bu anlaşma mümkün olmaz. Ancak önceki anlaşma lağvedilir ve yerine başka bir anlaşma yapılırsa o takdirde olur." dedi.

"Asıl konu İran'ın dünya petrol pazarına ulaşımının önüne geçmek"

İranlı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Mehdi Mutahharniya, nükleer anlaşmaya yaklaşılmışken Rusya'nın son anda oyunun kurallarını değiştirdiğini söyledi.

Mutahharniya, "Her ne kadar korkuyla ümit arasında bazı görüşülmesi gereken konuların kaldığı söylense de genel olarak bir anlaşmaya varmaya yaklaşıldığı ifade ediliyordu. Anlaşmaya varılacağı bekleniyordu. Dışişleri bakanlarının anlaşmaya son şeklini vermek için Viyana'da bir araya gelmeleri konuşulurken, Ukrayna olayının patlak vermesiyle Rusya'nın bu garanti isteme konusu gündeme geldi." dedi.

ABD ve Batılı ülkelerin Ukrayna savaşı sonrasında Rusya'ya uyguladıkları yaptırımların İran'a uygulanan yaptırımları geçtiğini dile getiren Mutahharniya, şunları kaydetti:

"Asıl konu İran'ın dünya petrol pazarına ulaşımının önüne geçmek. Her ne kadar İran Rusya'yı stratejik ortak ülke olarak adlandırsa da iki ülke, enerji piyasasında rakip ülkelerdir. Rusya bu nedenle son anda garanti talebini gündeme getirdi ve müzakere masasını yıktı. Bir anlaşmaya varılmanın son merhalesinde gelinmişti ki, Rusya son anda oyunun kuralını değiştirdi."

Viyana nükleer müzakereleri

İran'ın nükleer faaliyetleri konusundaki Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan anlaşmanın ilki, 2015 yılında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi (İngiltere, ABD, Çin, Fransa, Rusya) ile Almanya ve İran arasında imzalanmıştı.

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018'de ülkesini tek taraflı olarak anlaşmadan çekme kararı sonrasında İran'a yönelik ekonomik yaptırımlar tekrar uygulamaya konulmuştu. Bunun üzerine Tahran yönetimi nükleer faaliyetlerine aşamalı olarak geri dönmüştü.

KOEP'in yeniden yürürlüğe konulması amacıyla taraflar Nisan 2021'de Avusturya'nın başkenti Viyana'da görüşmelere başlamıştı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER