© Müzakerat 2017 - 2021

Engelli genç yaşamını çocuklara adadı

Doğuştan yüzde 70 görme engeli bulunan albino hastası Erol Öztamur, aynı anda üç üniversitede okuyor ve sosyal sorumluluk projeleri içinde yer alarak dezavantajlı bölgelerde eğitim gören çocukların yaşamlarına dokunuyor Erol Öztamur: Kendi ülkemde gidebildiğim her ilde, her köyde çocuklarla buluşmak istedim. Dışardan gelen birisinden bir şeyler öğrenmek isteyen çocuklara umut kaynağı olmak istedim Bir şeye inanırsanız, inanmayan bir yığın insanın karşısında durabilirsiniz. Yeter ki bir şeyler hedefleyin ve inanın

ANKARA (AA) AYBÜKE İNAL Doğuştan yüzde 70 oranında görme engeli bulunan albino hastası Erol Öztamur, aynı anda üç üniversitede okuyor ve gönüllülük faaliyetleri yürüten Uluslararası Damla Gönüllüleri Derneğine başkanlık yaparak kendisi gibi dezavantajlı bölgelerde eğitim gören çocukların yaşamlarına dokunuyor.

Doğuştan yüzde 70 oranında görme engeli bulunan albino hastası Öztamur, ilk ve ortaöğrenimini Bartın'ın Arıt beldesindeki bir köyde tamamladı. Daha sonra Engelli KPSS sınavını kazanarak Ankara'da memur olarak çalışmaya başlayan Öztamur, aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet, İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümlerinde okuyor.

Türkiye'nin dört bir yanındaki okulları, yetimhaneleri, huzurevlerini ve engelli derneklerini ziyaret eden, çevre temizliği, boyama gibi aktiviteler düzenleyen Uluslararası Damla Gönüllüleri Derneğinin de başkanlığını yapan Öztamur, kendisi gibi dezavantajlı bölgelerde yetişmiş çocukların yaşamlarına dokunuyor.

Hayallerini nasıl gerçekleştirdiğini AA muhabirine anlatan 25 yaşındaki Öztamur, ülkesi için faydalı şeyler yapmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

"Yazabildiğim tüm cümleleri öğretmenlerime borçluyum"

Engelini ilkokula başladığında yazıları okuyamadığını fark ettiğinde anlayan Öztamur, Bartın'daki imkanların kısıtlı olması nedeniyle tedavi olamadığını belirtti. Bu süreçte öğretmenlerinin en büyük destekçisi olduğunu dile getiren Öztamur, "Büyütecimle yazıları büyütüyordum. Bazen de öğretmenlerim bana ders kitaplarımı okuyor ya da büyük puntolar ile yazıları çıkarıyorlardı. Kurabildiğim, yazabildiğim tüm cümlelerimi öğretmenlerime borçluyum." diye konuştu.

2012 yılında hem Engelli KPSS'ye hem de üniversite sınavına girdiğini anlatan Öztamur, İstanbul Üniversitesi Tükçe Öğretmenliği Bölümünü kazandığını ancak devlet memuru olarak atandığı için Ankara'ya gelmeyi tercih ettiğini söyledi. İstediği hayat standartlarına kavuşabilmek için bu tercihi yaptığını vurgulayan Öztamur, Ankara'ya geldiğinde sosyal sorumluluk projeleri içinde yer almaya başladığını ve üniversite seçiminde bu faaliyetlerin kendisine ilham olduğunu söyledi. Öztamur, "Çok fazla insanın desteğe ihtiyacı olduğunu gördüm ve insanlara yardım edebilmek adına Sosyal Hizmet Bölümü okumaya karar verdim. 2016 yılında Hacettepe Üniversitesini kazandım." dedi.

"'Sen yapamazsın'ları çok duydum"

Ankara'ya memur olarak atandığında yakın çevresinden tepkiler aldığını aktaran Öztamur, sözlerini şöyle sürdürdü:

"'Sen yapamazsın'ları çok duydum. Yakın çevrem 'sen Ankara'da yapamazsın' dedi. Annem ve babam da biraz tedirgindi. 'Ankara'da ne yapacak, ne edecek' diye düşündüler ancak yine de arkamda durdular. Bana, 'sen daha iyisini bilirsin, kendi bildiğini yap' dediler. Ben de kendi bildiğimi yaptım ve Ankara'ya geldim. Buraya gelerek dünyamı, sınırlarımı genişlettim. Ankara'ya ilk geldiğimde hem maddi durumum yetersizdi hem de şehri tanımıyor olmanın verdiği bir korku vardı. Zamanla alıştım ve kendi ayaklarım üzerinde durmaya başladım. Şu anda hem devletime hizmet ediyorum hem de kendi yaşamımı güzelleştiriyorum."

"Çocukken muhtar olmak isterdim"

Sosyal sorumluluk projeleri ile Türkiye'nin dört bir yanındaki köyleri gezdiğini ve çocuklara faydalı olmak için çalıştığını dile getiren Öztamur, kendisi gibi dezavantajlı bölgelerde yetişen çocukların yaralarına merhem olmak istediğini aktardı.

Küçük bir köyde, imkanları sınırlı bir okulda okuduğunu, çocukluk hayalinin muhtarlık olduğunu ifade eden Öztamur, şunları söyledi:

"Köyde en yetkili kişi muhtardı. İnsanlar, sorunlarını muhtara anlatırdı. Ben de büyüyünce onun gibi olup diğer insanların yaralarına merhem olmak isterdim. Ankara'ya geldiğimde de bunu düşündüm. Kendi ülkemde gidebildiğim her ilde, her köyde çocuklarla buluşmak istedim. Benim gibi dışardan gelen birisinden bir şeyler öğrenmek isteyen çocuklara umut kaynağı olmak istedim."

"Biraz roman, biraz şiir, biraz müzik ile hayata tutundum"

Matematik dersinde başarılı olmak istediğini ancak görselliğe dayalı bir ders olduğu için bunu başaramadığını ifade eden Öztamur, ortaokul yıllarında sesli kitap dinleyerek edebiyata ilgi duymaya başladığını anlattı. Okuduğu romanların, şiirlerin ve dinlediği müziklerin kendisine ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Öztamur, "Lise son sınıfta bağlama çalmaya başladım ve lisede öğretmenlerim sayesinde sosyal faaliyetlerin içinde bulundum. Bartın'daki sevgi evlerine gitmeye ve orada çocuklarla birlikte etkinlikler yapmaya başladık. Biraz roman, biraz şiir, biraz müzik ile hayata tutundum." şeklinde konuştu.

İnsanların inançları ile zorlukların üstesinden gelebileceğini söyleyen Öztamur, "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" isimli kitabın kendisine ilham kaynağı olduğunu vurgulayarak, "O kitapta hiçbir şey yapamayacağını düşünen yığınlara rağmen bir şeyler yapabileceğini düşünen bir insan vardı. Bu da benim için önemliydi. Bir şeye inanırsanız, inanmayan bir yığın insanın karşısında durabilirsiniz. Yeter ki bir şeyler hedefleyin ve inanın." dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER