DEAŞın elebaşı el Bağdadinin ölü ele geçirilmesi
POLİTİKACHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç: Bu figüranlar gider ama arkasında duranlar savaşa ve kana doymayan insanlardır. Aslında onların istedikleri kendi çıkarlarıdır, kendi beklentileridir. O yüzden bizim gibi, Yurtta barış, cihanda barış diyen ülkelerin duruşunun çok daha farklı olması gerekiyor
TBMM (AA) CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, DEAŞ'ın elebaşı Ebubekir elBağdadi'nin ABD'nin operasyonuyla ölü ele geçirilmesine ilişkin, "Bu figüranlar gider ama arkasında duranlar savaşa ve kana doymayan insanlardır. Aslında onların istedikleri kendi çıkarlarıdır, kendi beklentileridir. O yüzden bizim gibi, 'Yurtta barış, cihanda barış' diyen ülkelerin duruşunun çok daha farklı olması gerekiyor." dedi.
Özkoç, eski milletvekili Coşkun Karagözoğlu için TBMM'de düzenlenen cenaze törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Barış Pınarı Harekatı öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektuba ilişkin bir soru üzerine Özkoç, Trump'ın mektupta ağır ifadeler kullandığını belirtti.
O ifadeler kullanıldığı andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın bizzat kendisinin, bu ifadelere cevap vermesi gerektiğini söyleyen Özkoç, şu değerlendirmede bulundu:
"İlk önce, 'Bunu alıp çöpe attık.' daha sonra da 'Çöpten çıkarttık, şimdi kendisine götürüyoruz.' gibi ifadeler de başlangıçta yaptıkları tutarsız açıklamalardan farklı değil. O yüzden artık bunun bir anlamı kalmadı. O mektup ister çöpte kalsın, ister mektubu çöpten çıkartıp yanında götürsün... Yanında götürdüğünde onu Trump'a nasıl verecek, kime verecek, ne söyleyecek? Bütün bunlar önemli ama devlet protokolünde kendi düzeyindeki insanlar, eğer bir hakarete maruz kalmışsa aslında o ülke hakarete maruz kalmıştır. Burada hakaretin muhatabı Cumhurbaşkanlığının nezdinde Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarı zedelenmiştir. Cumhurbaşkanı'nın yerinde ve zamanında davranmayışı, maalesef ABD Başkanı Trump'ın gözünde, dünyada bizim itibarımızı sarsmıştır. Biz bunu en baştan itibaren söyledik; bu tavır doğru değildir. Bundan sonra yapılacakların çok da önemi yoktur."
DEAŞ'ın elebaşı Ebubekir elBağdadi'nin ABD'nin operasyonuyla ölü ele geçirilmesine ilişkin bir soru üzerine de Özkoç, emperyalist ülkelerin İslam dünyasında yarattıkları korku ve savaş ortamının, bin Ladin ile başladığını, bugün Bağdadi ile sürdüğünü ve yarın başkasıyla devam edeceğini söyledi.
Figüranların ne olup olmadığının önemli olmadığını belirten Özkoç, şöyle devam etti:
"Bu figüranlar gider ama arkasında duranlar savaşa ve kana doymayan insanlardır. Aslında onların istedikleri kendi çıkarlarıdır, kendi beklentileridir. O yüzden bizim gibi, 'Yurtta barış, cihanda barış' diyen ülkelerin duruşunun çok daha farklı olması gerekiyor. O ortama, o çamura, o çukura düşmemek gerekiyor. Maalesef biz Suriye ve Arap dünyasında yine bizzat Cumhurbaşkanının ifadesiyle o projenin eş başkanlığına varıncaya kadar o çamurun içerisine girdik. Türkiye'nin her tarafına o çamuru bulaştırdık. Bugün Bağdadi ölmüş, dün El Kaide lideri bin Ladin ölmüş, yarın bir başkası çıkacak. Önemli olan onlar değil, önemli olan Türkiye'nin, ülkesi ve milleti adına duruşudur. Bizim bu duruşu sergilememiz, 'Yurtta ve cihanda barış' ilkesini her seferinde uygulamamız gerekiyor."
Terör örgütü YPG/PKK'nın elebaşlarından "Mazlum Kobani" kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in gündemde olduğunun hatırlatılması üzerine Özkoç, "Bu isimlerin hiçbir anlamı yok. Bu isimler bugün vardır, yarın yoktur. Bizim gördüğümüz bir tek şey vardır; emperyalistler doymuyorlar. Ülkemizin, bir kurtuluş savaşı ile kurulan Cumhuriyet'imizin kendine özgü bir duruşu olması lazım." diye konuştu.
Engin Özkoç, başka bir soru üzerine, Sakarya'da belediyelerin tabelalarına "T.C" ibaresinin, verilen mücadele sonrasında eklendiğini söyledi. Özkoç, "Türkiye Cumhuriyeti damgasına, ismine tahammül edemeyen bir iktidarın bu yaptıkları çok şaşırtıcı değildir. Nasıl içlerine sindiriyorlar, bilemiyorum. Başka ülkeler, kendi bayramlarını coşkuyla kutlarlarken burada her şeyi itibarsızlaştırıp Cumhuriyet'i de değerlersizleştirmek için uğraşan bu iktidara en büyük cevabı milletin vereceğine inanıyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tavrının önemli olduğunu dile getiren Özkoç, "Cumhuriyet resepsiyonunu iptal etmek, bunu da sarayın içerisine çekmek ve orada kendisinin ayağına herkesi getirtmek, sokaklarda ve Türkiye'de çocuklarımızın hep birlikte kutlayacağı bir bayram havasından çıkartmak, bir protokole dönüştürmek, tam da onların amaçlarına hizmet ettiklerini gösteriyor. Bu Cumhuriyet'in sahibi kişiler değildir, milletimizdir. Milletimiz kendi cumhuriyetine sahip çıkacaktır." diye konuştu.
Özkoç, ikinci yargı paketine ilişkin bir soru üzerine de henüz kendilerine gelen bir şey olmadığını, geldiğinde değerlendireceklerini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirisinin hatırlatılması üzerine Özkoç, Bahçeli'yi ciddiye almadıklarını söyledi.
İlginizi Çekebilir
Disiplinsizliğin aması, lakini ve fakatı olmaz
Bakan Güler, teğmenlerin resmi olmayan yeminiyle ilgili, "Söz konusu eylem amirlerin izni olmadan grup halinde organize edilmiş, kasten emir komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Ortak değerimiz Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez. Disiplinsizliğin aması, lakini ve fakatı olamaz" dedi.
Terörle hiçbir yere varılamaz
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Terörsüz bir Türkiye, huzurlu, müreffeh ve güvenli bir Türkiye demektir. Terörle hiçbir yere varılamaz" dedi.
Kadına şiddet, insanlığa ihanettir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kadına yönelik şiddet, insanlığa ihanettir. Eşrefi mahlukat olan insana, özellikle de kadınlara yönelik şiddet kabul edilemez bir vandallıktır" dedi.
Türkiye, hedeflerine doğru koşar adımlarla gidecektir
Cumhurbaşkanı Erdoğan G20'nin ardından basın toplantısı gerçekleştirdi. Erdoğan, "Bölgemizdeki çatışmalar ve krizler çözüme kavuştukça Türk ekonomisindeki iyileşme daha da hızlanacak, Türkiye, hedeflerine doğru koşar adımlarla gidecektir" dedi.