© Müzakerat 2017 - 2021

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelli Öğretmen Ataması ve Engelsiz Vizyon 2030 Tanıtım Toplantısı’nda konuştu

”Medeniyetimizin alametifarikalarından olan kerim devlet anlayışını günümüzün sosyal devlet ilkeleriyle mezcederek yeniden yorumladık. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibini siyaset ve devlet tasavvurumuzun merkezine yerleştirdik. Şimdi hiçbir vatandaşımızın dışarıda bırakılmadığı dünyanın en geniş kapsamlı sosyal güvenlik sistemini Türkiye’ye kazandırdık” ”Sosyal adaleti güçlendirme idealimize, yardım ve ihsan yerine, hak temelli politikalarla ulaşmaya gayret ettik. Bu süreçte engelli kardeşlerimizin sosyal hayata katılımını teşvik ettik” ”Kamuözel toplam 398 bakım merkezinde şu an 32 bin kardeşimize yatılı bakım hizmeti sunuluyor. Kamuya ait bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde sıra bekleyen hiçbir engellimiz kalmadı. 2007 yılında başlatılmış evde bakım yardımı kapsamında 535 bin 805 vatandaşımıza aylık 1800 lira ödeme yapıyoruz” ”Sadece küresel koronavirüs salgını sürecinde yaşananlar bile tek başına Türkiye’nin sağlık altyapısı ile beraber sosyal güvenlik sisteminin de gücünü göstermiştir”

İSTANBUL (AA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Medeniyetimizin alametifarikalarından olan kerim devlet anlayışını günümüzün sosyal devlet ilkeleriyle mezcederek yeniden yorumladık. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibini siyaset ve devlet tasavvurumuzun merkezine yerleştirdik. Şimdi hiçbir vatandaşımızın dışarıda bırakılmadığı dünyanın en geniş kapsamlı sosyal güvenlik sistemini Türkiye'ye kazandırdık." dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Engelli Öğretmen Ataması ve Engelsiz Vizyon 2030 Tanıtım Toplantısı"ndaki konuşmasında, mazisi 2200 yılı bulan köklü bir devlet geleneğine sahip, aynı şekilde 1400 yılı aşan bir medeniyet müktesebatının mirasçıları olduklarını aktardı.

Aynı zamanda tarih boyunca dünya siyasetine yön vermiş, insanlığın ortak kültür hazinesine eşsiz katkılar sunmuş, bilimde, sanatta, edebiyatta çığır açmış bir milletin mensupları olunduğunu dile getiren Erdoğan, siyasetten ekonomiye, sosyal politikalardan eğitime, diplomasiye kadar farklı alanlarda adımlar atarken tüm bu kaynaklardan beslenmeye özel önem verdiklerine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hazreti Mevlana'nın pergel metaforunda olduğu gibi bir ayağımızı kendi değerlerimize sabitliyor, diğeri ile de tüm dünyayı yumuşatmaya çalışıyoruz. Nerede insanlığın hayrına bir hizmet, düzenleme, çözüm yolu varsa bütün bunları alıp kendimize uyarlamaktan çekinmiyoruz. Bilhassa sosyal politikalar alanında kendi kadim birikimimizin yanı sıra insanlığın ortak hazinesinden de faydalanmanın çabasındayız." diye konuştu.

Engellilere yönelik son 19 yılda hayata geçirdikleri politikalarla da bu anlayışla hareket ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Medeniyetimizin alametifarikalarından olan kerim devlet anlayışını günümüzün sosyal devlet ilkeleriyle mezcederek yeniden yorumladık. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibini siyaset ve devlet tasavvurumuzun merkezine yerleştirdik. Şimdi hiçbir vatandaşımızın dışarıda bırakılmadığı dünyanın en geniş kapsamlı sosyal güvenlik sistemini Türkiye'ye kazandırdık. Devletimizin şefkat şemsiyesi altında toplumumuzun en dezavantajlı kesimlerden başlayarak 84 milyonun tamamını almaya çalıştık. Sosyal adaleti güçlendirme idealimize, yardım ve ihsan yerine, hak temelli politikalarla ulaşmaya gayret ettik. Bu süreçte engelli kardeşlerimizin sosyal hayata katılımını teşvik ettik. 2005 yılında çıkarılan Engelliler Kanunu ile eğitim hizmetlerinden bakım hizmetlerine, istihdamdan ayrımcılığın önlenmesine kadar birçok başlıkta engellilerimizin geçmişten gelen sorularını çözdük."

"Engelliler için ayrı ve merkezi bir sınav uygulaması getirdik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, 2007'de Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'ni imzalayan ilk ülkelerin arasında yerini aldığını dile getirerek, 2010'da yapılan anayasa değişikliği ile engellilere yönelik pozitif ayrımcılığı anayasal güvenceye kavuşturduklarını ifade etti.

Engellilerin eğitim ve sağlık başta olmak üzere her türlü kamu hizmetine kolaylıkla erişmelerini gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, kamu kullanımına açık binaların kaldırım, yaya geçidi, park gibi açık alanların, toplu taşıma araçlarıyla, bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hale getirdiklerini söyledi.

Erdoğan, 2013'te yapılan bir başka önemli düzenlemeyle "özürlü, sakat, çürük" gibi incitici ve tahkir edici ifadeleri mevzuattan tamamen temizlediklerini belirterek, her ilde en az bir merkez olacak şekilde Türkiye genelinde 128 Engelsiz Gündüz Yaşam Merkezi'ni hizmete sunduklarını kaydetti.

Kamu bakım ve rehabilitasyon merkezi sayısının 2002'de 21 iken, 2021 yılı Ekim ayı itibarıyla bu sayının 104'e çıktığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kamuözel toplam 398 bakım merkezinde şu an 32 bin kardeşimize yatılı bakım hizmeti sunuluyor. Kamuya ait bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde sıra bekleyen hiçbir engellimiz kalmadı. 2007 yılında başlatılmış evde bakım yardımı kapsamında 535 bin 805 vatandaşımıza aylık 1800 lira ödeme yapıyoruz. 2012 yılında dünyada bir ilke imza atarak, engelliler için ayrı ve merkezi bir sınav uygulaması getirdik. Uyguladığımız istihdamı teşvik politikalarıyla bugüne kadar toplam 384 bin engelli kardeşimizi iş hayatına kazandırdık. Bunların yanında son 19 yılda eğitim, rehabilitasyon, istihdam, sosyal yardım, evde bakım, girişimcilik, sportif ve kültürel faaliyetler, sağlık ve erişilebilirlik gibi geniş bir yelpazede pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik. Ülkemizi engellilerimizin kapısının dahi çalınmadı o günlerden, dünyanın en başarılı sosyal politikalarının uygulandığı bir iklime kavuşturduk. Kısaca saydığım tüm bu çalışmaları insanlarımıza bahşedilmiş bir lütuf olarak değil, yıllardır eksikliği hissedilen hakların sahiplerine teslimi olarak değerlendiriyoruz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, değişen şartlara ve ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara göre engellilere yönelik politikaları güncellediklerini, engellilerle ilgili meselelerde takip eden yerine takip edilen, referans alınan bir konumda olmak istediklerini vurgulayarak, "Sadece küresel koronavirüs salgını sürecinde yaşananlar bile tek başına Türkiye'nin sağlık altyapısı ile beraber sosyal güvenlik sisteminin de gücünü göstermiştir. Yine bu döneminde milletimizin insani hasletleri, paylaşmayı, dayanışmayı, merhameti esas alan medeniyet değerleri ön plana çıkmıştır. Şimdi bunu her alanda daha ileriye taşımanın mücadelesini veriyoruz." değerlendirmesini yaptı.

(Sürecek)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER