Boynuz kulağı geçti

YENİ hafta... Toparlayıp gidelim. Kavgayı görelim...
Ve neler olacağı konusunda fikir sahibi olalım...
Haydi...
2016'daki ABD Başkanlık seçimi, dünyanın kaderi için çok önemliydi.
Eğer Hillary Clinton başkan seçilseydi, bugün Çin dünyanın en güçlü devleti olacaktı. Ancak Hillary'nin en yakın arkadaşı, neredeyse her hafta ziyaret ettiği Trump seçildi. Donald Trump'ın seçilmesi Pentagon'un büyük bir projesiydi. Trump'ın damadı Jared Kushner'le birlikte Rothschild ailesiyle yakınlaştığı, bu da onun birçok anlamda güçlendiğinin göstergesiydi.
Ancak Beyaz Saray'a gönderilen Trump, ne Pentagon'un ne de Rothschild ailesinin planlarını uygulamayı düşünüyordu.
Herkesle yakın ama kendi yolundan gitmek istiyordu.
Kafasında bu vardı.
Kimi zaman Pentagon'un kimi zaman da Rothschild ailesinin taleplerini de gören ve bunu kabul eden Trump, aslında kendi planlarıyla ülkeyi yönetmek istiyordu.
Tabii bu mümkün değildi, ABD bunu kabul edemezdi.
Pentagon bu durumu erken fark edince herkesin bildiği Özel Savcı Robert Mueller'e görev verildi. Mueller, Trump'ı gerekirse ailesini çevrelemekle sorumluydu. Mueller de bunu başarılı şekilde yaptı. Ancak Rothschild ailesinin baskısıyla, Trump Pentagon'u zor durumda bırakacak açıklamalar da yaptı.
Hala da bu cesaretini görüyoruz.
Son Suriye'den çekilme açıklaması, Trump'ın Pentagon'a güç gösterisiydi. Hatırlayın, defalarca "ÇEKİLEMEZLER" diye yazdım. Nedeni buydu...
Pentagon ve DERİN ABD izin vermezdi...
Bu adım üzerine Pentagon fitili daha da ateşledi, FBI ve Mueller üzerinden Trump'ı neredeyse 'Rus ajanı' ilan etti. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde belki de halkın yüzde 35-40'ı, Trump'ın 'Rus ajanı' olduğunu düşünüyor. Bu algı bile Pentagon'un gücünü gösteriyordu. Pentagon, dünyayı yönetmek için kendisini destekleyen derin Amerika'nın her kararını uygulamak zorunda. Çünkü Pentagon'da aksi bir durum düşünülemez.
Pentagon'un gücü Çin'i hedef seçti. Yakın geçmişe bir yolculuk yaparsak, bugünü daha iyi anlayabiliriz. Olay bu çünkü...

Yazının devamı için tıklayın