Bayburtta 1700 yıllık tarihiyle Ayasofya konferansı
GÜNDEMBayburt Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haldun Özkan: Ayasofyanın bu müze olma hadisesi hiçbir zaman aslında kabul görmemiş, insanların içinde bir yara olarak kalmıştır
BAYBURT (AA) Bayburt Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haldun Özkan, "Ayasofya'nın bu müze olma hadisesi hiçbir zaman aslında kabul görmemiş, insanların içinde bir yara olarak kalmıştır." dedi.
Özkan, Baberti Külliyesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen konferansta yaptığı konuşmada, günümüzde var olan Ayasofya'nın üçüncü Ayasofya olduğunu, diğerlerinin yangın ya da çeşitli nedenlerle yıkıldığını söyledi.
Ayasofya'nın öneminin öncesi ve sonrası olmayan bir yapı olmasından kaynaklandığını belirten Özkan, şöyle dedi:
"Ayasofya'dan önce hiç böyle bir yapı kurulmamıştı. Bütün Bizans medeniyeti içinde Ayasofya'dan sonrada böyle hiçbir yapı kurulmadı. İşte bu Hristiyan dünyasının övünç kaynağı olarak geçer. Ayasofya mimarisi, ölçüleri, büyüklüğü, süslemesi, malzemesi ve tekniğiyle imparatorluğu yansıtan bir eser."
Özkan, Ayasofya'nın sıradan bir eser olmadığını, anıtsal bir eser olduğunu ifade ederek, gerek inşası sırasında gerekse de inşasının tamamlanmasının ardından hakkında çıkarılan efsanelerin Ayasofya'nın gerçeklerini geçtiğini anlattı.
Yapımından günümüze kadar Ayasofya'ya en büyük tahribatı Latin Hristiyan dünyasının verdiğine dikkati çeken Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"1204 yılında Latin Hristiyan dünyası İstanbul'da bir istila yaptı. Hiçbir zaman Latinlerin İstanbul'a ve Ayasofya'ya verdiği zarar ve tahribata ulaşmamıştır. Şehri yakıp yıkıp tahrip ettiler. Ayasofya'nın içerisine katırlarıyla girdiler, dansözleri sunak masaları üzerinde oynattılar ve anıtsal yapıya her türlü saygısızlığı yaptılar. Ayasofya'nın içerisinde ne kadar kıymetli eserler varsa hepsini İstanbul'dan Batı dünyasına kaçırdılar."
Özkan, İstanbul'un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya'yı camiye dönüştürdüğünü anımsatarak, "Ayasofya Türklerin eline sadece bir cami değildir aslında. Ayasofya Türklerin elinde bir külliyedir. Yanında şadırvan, mektep, muvakkithane, medrese ve türbeler yapıldı." ifadelerini kullandı.
Bugün Ayasofya'nın Mimar Sinan'ın yaptığı takviyelerle ayakta durduğunu aktaran Özkan, "Ayasofya camiye dönüştükten sonra adeta bir hat müzesi gibidir. Burada birçok tanınmış hattatın yazıları var. Ayasofya'da çok kıymetli hat koleksiyonun görürsünüz." şeklinde konuştu.
Özkan, Ayasofya'nın İstanbul'un fethi sonrası camiye dönüştürülmesinin ardından 1935 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürüldüğünü anımsatarak, şunları dile getirdi:
"Bu tarihte Ayasofya'nın müze hayatı başlıyor. O tarihe kadar cami olarak kullanılan Ayasofya bu tarihten sonra içerisindeki mozaik zenginliğinden dolayı 'müze olsun' şeklinde bir yaklaşım ve fikir ile bu karar alınıyor. Ayasofya'nın bu müze olma hadisesi hiçbir zaman aslında kabul görmemiş, insanların içinde bir yara olarak kalmıştır."
Konferansa, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Adalet Komisyonu Başkanı Menderes Akar, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.
İlginizi Çekebilir
Yetkisiz çakar ve ruhsatsız silaha cezalar arttırıldı
Yetkisiz çakar kullanımına ve ateşli silahlara yönelik cezaların artırılmasını da içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Cumhur İttifakı'nda görüş ayrılığı yok
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti'dir, Türk milletinin özüdür. Yedi düvel topuyla tüfeğiyle üzerimize gelse bile ilke ve irademizden milim taviz vermedik, vermeyeceğiz" dedi.
66 ilde FETÖ'ye Kıskaç operasyonu
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 66 ilde FETÖ’ye yönelik düzenlenen 'Kıskaç-30' operasyonlarında 459 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
Yenidoğan çetesi için hesap vakti
İstanbul'da, haksız kazanç elde etmek için bebek acil hastaların ölümlüne neden oldukları iddia edilen 'Yenidoğan çetesi' davasının ilk duruşması dün görüldü. Kimlik tespiti yapılan sanıkların savunmalarına bugün devam edilecek.