© Müzakerat 2017 - 2021

Bakan Özer Fen Liseleri Yöneticileri Tarih, Kültür, Medeniyet Bilinci Semineri’ne katıldı: (1)

”Yıllardan beri kız çocuklarının eğitime erişimiyle ilgili bu ülkede dünya kadar kampanyalar yapıldı, konuşuldu. Çoğu zamanda sanki muhafazakar kesim eğitime kız çocuklarını göndermiyormuş gibi bir algı operasyonları da gerçekleştirildi” ”İmkan verildiği zaman niye insanlarımız çocuklarını okula göndermesinler? Bu her noktaya eğitim kurumlarını yaygınlaştırma seferberliğinin neticesinde bu ülkede kız çocuklarının okullaşma oranı, erkek çocuklarının okullaşma oranını geçti”

İSTANBUL (AA) Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yıllardan beri kız çocuklarının eğitime erişimiyle ilgili ülkede çok sayıda kampanya yapıldığını belirterek, "Çoğu zamanda sanki muhafazakar kesim eğitime kız çocuklarını göndermiyormuş gibi bir algı operasyonları da gerçekleştirildi. İmkan verildiği zaman niye insanlarımız çocuklarını okula göndermesinler? Bu her noktaya eğitim kurumlarını yaygınlaştırma seferberliğinin neticesinde bu ülkede kız çocuklarının okullaşma oranı, erkek çocuklarının okullaşma oranını geçti." dedi.

Bakan Özer, Pendik'te Green Park Hotel'de düzenlenen Fen Liseleri Yöneticileri Tarih, Kültür, Medeniyet Bilinci Semineri'nde yaptığı konuşmada, göreve geldikleri günden bu yana İstanbul'a verdikleri yatırım miktarının 8,9 milyar lira olduğunu söyledi.

Önceki dönemlerdeki yatırımlarla mukayese edildiğinde, İstanbul'un okul ihtiyacı ile ilgili en fazla yatırımın yapıldığı 8 aya tanıklık edildiğini kaydeden Özer, "Bu 8,9 milyara İstanbul'a yapacağımız bin anaokulu dahil değil. Yani 10 milyarın üzerindeki bir yatırımla İstanbul'umuzun okul öncesinden liseye kadar tüm ihtiyaçlarını inşallah 2022 yılı sonu itibariyle bitirmiş olacağız." diye konuştu.

Özer, fen liselerinin eğitim sisteminin göz bebeği, PISA uluslararası öğrenci başarı araştırmalarında Türkiye'yi başarıyla temsil eden en önemli liseler olduğunu, her zaman Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalamasının üzerinde bir performans sergilediğini dile getirdi.

Mart 2020 itibariyle dünyanın öngörülemeyen bir salgınla yüz yüze kaldığını kaydeden Özer, bu nedenle tüm ülkelerin sorunlara bakış ve yaklaşım şeklini değiştirmeye zorlandığını, tüm sektörlerin bundan etkilendiğini söyledi.

Göreve başladığı zaman "Okulları açık tutmak için vakaların sıfırlanmasını beklemeyeceğiz. Gerekli önlemleri alarak okulları açık tutacağız" dediğini hatırlatan Özer, daha sonrada okulların ilk açılması ve en son kapatılması gereken yerler olduğunu, kapatmaya okullardan başlanamayacağını özellikle vurguladığını kaydetti.

Bakan Özer, gerekli önlemleri alarak elektronik takip sistemi kurduklarını, Bakanlıktaki tüm bürokratlar, 81 ildeki il milli eğitim ve ilçe milli eğitim müdürleri ve okul yöneticileri ile bu süreci başarılı bir şekilde sonuçlandırdıklarını belirtti.

Emeklerinden dolayı tüm eğitimcilere şükranlarını sunduğunu ifade eden Özer, "Bu sürecin kahramanları siz değerli öğretmenlerimizsiniz. Gerçekten maske ile mesafeye dikkat ederek ders anlatabilmek, okullarda bu süreçleri yönetebilmek öyle kolay bir şey değil." değerlendirmesini yaptı.

Özer, okulların yüz yüze eğitime devam edememesi halinde Türkiye'nin bu kadar hızlı şekilde normalleşemeyeceğine dikkati çekerek, "Çünkü bizim eğitim sistemimiz 18 milyon öğrencinin, 1,2 milyon öğretmenin olduğu, yer aldığı 20 milyonluk devasa bir sistem. Bu sistemle destekleyici mekanizmaları normalleşmeden, normal hayatın akışına devam etmeden Türkiye'de diğer sektörlerin normalleşmesi mümkün değil. Onun için siz sadece eğitimle ilgili değil, Türkiye'nin normalleşmesi ile ilgili de çok önemli bir katkı sağladınız." ifadelerini kullandı.

"Eğitimde son 20 yılda büyük bir dönüşüm yaşandı"

Bakan Özer, eğitimde son 20 yılda büyük bir dönüşüm yaşandığını, okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarında artış sağlandığını, 81 ilde 922 ilçede devasa eğitim kurumları kurulduğunu ve derslik sayılarının artırıldığını anlattı.

OECD ülkelerinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yakalamış oldukları eğitimdeki kitleselleşme ve evrenselleşme trendini Türkiye'nin 70 yıl gecikmeyle 2000'li yıllarda tamamlayabildiğini dile getiren Özer, 355 bin civarında derslik sayısı varken bugün 855 bin dersliğin olduğu eğitim sisteminden bahsedildiğinin altını çizdi.

Milli Eğitim Bakanı Özer, bu süreçte çok sayıda okul yapıldığını, eğitim neferlerinin seferber olduğunu, bu yatırımların da kısa sürede sonuçlara yansıdığını, 2000'li yıllarda ortaöğretimdeki okullaşma oranının yüzde 44'ler seviyesindeyken bugün 90'ı geçtiğini aktardı.

Okul öncesinde 5 yaşta okullaşma oranının yüzde 14'ten bugün yüzde 92 seviyesine geldiğini belirten Özer, yıl sonunda da okul öncesi eğitimde yüzde 100'e erişmeyi hedeflediklerini bildirdi.

Özer, 500 bin öğretmen varken bugün 1,2 milyon öğretmenin olduğu bir eğitim sisteminden bahsettiklerini, 729 bin öğretmenin de son 19 yılda atandığını ifade ederek, "Bu şu demek aslında, bir taraftan eğitim sistemindeki öğrenci sayısını artırırken yani okullaşma oranını artırırken, aynı zamanda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı da azaltıldı. Bu ikisini birlikte yapan ülke çok nadirdir." dedi.

"Kız çocuklarının okullaşma oranı, erkek çocuklarını geçti"

Bu evrenselleşme ve kitleselleşme sürecinden en fazla faydalanan iki kesim olduğunun altını çizen Özer, şöyle devam etti:

"Birincisi kızlar ve kadınlarımız. Yıllardan beri kız çocuklarının eğitime erişimiyle ilgili bu ülkede dünya kadar kampanyalar yapıldı, konuşuldu. Çoğu zamanda sanki muhafazakar kesim eğitime kız çocuklarını göndermiyormuş gibi bir algı operasyonları da gerçekleştirildi. İmkan verildiği zaman niye insanlarımız çocuklarını okula göndermesinler? Bu her noktaya eğitim kurumlarını yaygınlaştırma seferberliğinin neticesinde bu ülkede kız çocuklarının okullaşma oranı, erkek çocuklarının okullaşma oranını geçti."

Bakan Özer, 2000'li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 38'ler civarındayken bugün yüzde 88'ler civarına çıktığını, yükseköğretimdeki kadınların ve kız çocuklarının okullaşma oranının da yüzde 11'lerden yüzde 48'lere geldiğini kaydederek, "Son 19 yılda bu ülkede bu evrenselleşme süreci yaşanırken aynı zamanda bu ülke kız çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili tüm problemlerini çözmüş bir ülke olarak çıktı ve artık sayfayı kapattı. Artık başka şeyler konuşuyor ülke." ifadelerini kullandı.

Öğretmenlerin dağılımına bakıldığında kadınların çok daha fazla öğretmen olarak istihdam edildiğini gördüklerini aktaran Özer, 2000'li yıllarda 500 bin öğretmenin yaklaşık yüzde 3940'ı kadın öğretmenlerden oluşurken bugün 1,2 milyon öğretmenin yüzde 60'ının kadın öğretmenlerden oluştuğunu dile getirdi.

Özer, bakanlık olarak sosyoekonomik arka planına bakmaksızın tüm çocukların, bölgelerinden, illerinden ve lokasyonlarından bağımsız şekilde aynı nitelikteki eğitime erişimlerini güçlendirmek için çalıştıklarını söyledi.

(Sürecek)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER