© Müzakerat 2017 - 2021

Bakan Albayrak' tan IMF 'nin yancısı Öztrak'a Tokat Gibi Cevap

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak canlı yayında gündeme ilişikin önemli açıklamalarda bulundu. Her fırsatta liyakattan dem vuran CHP’lilerin skandal iftiralarına cevap veren Bakan Albayrak Öztrak'a eleştirerek, "Kendi imkanlarıyla iki oğlunu da yetiştirmiş köyden çıkıp gelen bir adamın oğlu olarak ben sosyete olacağım, 7 sülalesi, dedesi, abası, amcası bütün akrabai tâlukatı bakanlıklardan vekilliklere kadar devletin tüm imkanlarını kullanacak, ben devletten bir kuruş almadım." dedi.

CHP'li Faik Öztrak'ı da isim vermeden eleştiren Bakan Albayrak, "Ben 1942'de doğmuş, kıt kanaat geçinmiş, 12 Eylül'de kitap yazdığı için hapis yatmış, çocuklarını okutmak için iki Osmanlıca eserini satmış bir babanın oğluyum. Ben sosyete olacağım. Yedi ceddi bütün akrabaları bakanlıklardan devletin bütün imkanlarını kullananlar olmayacak öyle mi? Siyasetin çukur seviyesine inmeyi zul addediyorum. Biz Allah'tan başka hiç kimseye minnet etmeyeceğiz, kul bilmese de halik bilir" dedi. Öztrak'ın Hazine Müsteşarlığı dönemine atıf yapan Bakan Albayrak, "IMF'nin hazinecisi... Hazine Müsteşarlığı dönemde 2000'de Türkiye yüzde 12 faizden 30 milyar dolar borçlandı. Bugün dövizle borçlanma faizi yüzde 2'lerde... Kim tefeci? Biz hala onların borçlarını ödüyoruz. Belki Hacı Ahmet Hamdi'nin torunu bu makama geldiği için zorlarına gidiyordur. Siyaset kirli bir iş... Ben bilemiyorum" diye konuştu.


BENİM İÇİN ŞEREFTİR
İkincisi Türk İslam tarihinin en önemli liderlerinden bir tanesinin damadı olmak bir şeref. Birilerinin ilişkisi siyasettir. Siyasi bir ilişkim yok. Benimkisi gönül ve dava ilişkisi. Bugün çok sevdiğini iddia edenler yarın menfaati uyuşmayınca giderler. Bizimki ölümüne. Dava noktasında ölümüne bir ilişki. Böyle bir ilişkide damat olmak benim için gurur duyulacak bir husus. Birilerinin küçümsemek için söyledikleri benim için gurur.

BEN Mİ SOSYETEYİM 7 SÜLALESİ DEVLETTEN GEÇİNEN Mİ SOSYETE?
Berat Albayrak kim? Berat Albayrak, 1942'de Trabzon'un bir köyünde doğmuş, 1960'larda üniversite okumak için İstanbul'a gelmiş kıt kanaat geçinmiş, yıllarca kirada oturmuş, maddi imkanları olmamış, 12 Eylül'de davası ve şuuru için kitap yazdığı için hapis yatmış, yüzlerce yıl hapisle yargılanmış bir insanın oğlu. Ve o evlatlarını, 2 oğlunu okutmak için kütüphanesindeki Osmanlıca eserleri satmak zorunda kalan bir babanın oğlu olarak, 2 oğlu da kimseye hiç kimseye bir kuruş müdana etmeden devletin en iyi okullarını kazanarak okumuş. Kendi imkanlarıyla iki oğlunu da yetiştirmiş köyden çıkıp gelen bir adamın oğlu olarak ben sosyete olacağım, 7 sülalesi, dedesi, abası, amcası bütün akrabai tâlukatı bakanlıklardan vekilliklere kadar devletin tüm imkanlarını kullanacak, ben devletten bir kuruş olmadım. Burs bile almadan okudum ben. Siyasetin çukur seviyesi diyoruz ya, ben o çukur seviyeye inmeyi zul addediyorum.


HALA 2000 YILINDA DOLARLA ALINAN BORÇLARIN FAİZLERİNİ ÖDÜYORUZ
Şimdi ben IMF'nin hazinecisi diyorum. Hazine müsteşarlığı dönemde 2000 yılında yüzde 12 faizden 30 yıl vadeli dolarla kredi almış bir yapıdan bahsediyoruz. Hala onun faizlerini ödüyoruz. 10 senemiz daha var. 2030'a kadar ödenecek. Milyarlarca borçlanmış bir yapıdan, Hazine müsteşarlığı yapmış bir kişiden bahsediyoruz. Kim tefeci! Benim bakanlığım döneminde, dünya ekonomik krizinin çıktığı bu yıl hazine olarak yüzde 2'lerden borçlandık. Yüzde 12 dolar ile 2000'de borçlandılar. Yüzde 50'lerden 55, 60'lardan TL borçlanmaları var. Biz bu yıl yüzde 8'lerden. Mayıs ortalaması yüzde 8,5'lardan. Kim paraları nereye vermiş? Biz hala sizin borçlarınızı ödüyoruz.

 

HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin artık rekabetçi kur politikasıyla, üretim odaklı üreticilerin desteklendiği bir çerçevede eskisinden çok başka yeni bir ekonomik modele geçtiğini belirterek, bu sürecin Türkiye'nin en büyük dinamizmi olacağını bildirdi.

Türkiye'nin yaşadığı tüm türbülanslara rağmen dünyada pozitif ayrışan ülkelerden biri olduğunu belirten Bakan Albayrak, Türkiye'nin özellikle son 6-7 yıldır yaşadığı tüm zorluklara rağmen siyasi ve ekonomik olarak bir bağımsızlık süreci yürüttüğünü vurguladı.

Albayrak, ekonomide paradigma değişikliğinin altında son iki yıldır milli ekonomiye ve milli enerjiye geçişin yattığını ifade ederek, "Ekonomi politikalarında onlarca yıl öncesinden Türkiye'yi sanki uyuşturucuya alıştırıyormuş gibi sahte bir hayat, 'sen onu üretme ben sana bunu vereyim' politikası güdüldü. AK Parti iktidarları döneminde, Cumhurbaşkanımız ilk günden beri hep bu konsept ile bu noktaya geldi, 'üretim ve düşük faiz'. Türkiye şimdi ilk defa bunu bu kadar güçlü ve sağlam bir şekilde uygulayacağı bir döneme giriyor. Bunu yapmanız için bazı bedeller ödemeli, bazı planlar yapmanız, bazı şeyleri sizin yönetmeniz lazım." diye konuştu.

Türkiye'nin güçlü üretim ve ihracat altyapısıyla devam edeceğini belirten Albayrak, söz konusu paradigma değişikliğinin, ihracat odaklı, sanayiciyi ithalata bağımlı kılan değil, üretime dayalı, kendi para birimiyle borçlanmaya dayalı bir sistem olduğunu anlattı.

IMF söylemlerine yönelik de iktidarda oldukları sürece bu ülkenin anahtarının bu milletin elinde olacağını ifade eden Albayrak, "Okları takip etmek lazım kim kime ok atıyor? Bana nereden ok geliyorsa bakıyorum onları atanlara, hasetinden mi, kötülüğünden mi, yerli milli söyleminden rahatsız olandan mı? Sonra diyorum ki 'Elhamdülillah doğru işler yapıyoruz'. Ekonomi politikalarında kazan-kazan ilişkisine dayalı hareket ediyoruz. Hamaset yapmıyoruz ama ahmak da olmayacağız. Ülkemizin varlığını ve değerlerini teslim etmeyeceğiz." değerlendirmelerinde bulundu.

Albayrak, yerli ve milli üretime yönelik paydaşlarla yoğun görüşmelerinin olduğunu, iş dünyasında ekonominin gidişatıyla ilgili inanılmaz bir memnuniyet duyulduğunu kaydetti.

Bakan Albayrak, şöyle devam etti:

"Türkiye artık rekabetçi kur politikası ile üretim odaklı üreticilerin desteklendiği bir çerçevede eskisinden çok başka yeni bir ekonomik modele geçiyor. Bu geçiş özellikle sanayici ve üretici tarafından çok olumlu karşılanan bir süreç. Bu süreç Türkiye'nin en büyük dinamizmi olacak. Maliyetler ve yatırımların yüksek maliyetli faiz marjlarına değil, düşük faiz marjlarıyla uzun vadeli ve öngörülebilir bir yatırım iklimiyle bir sürece giriyoruz."

Beklenti anketlerinde mayıs, haziran aylarında çok daha olumlu bir sürece girileceğine yönelik bir beklentinin olduğunu ifade eden Albayrak, "Dünyanın en büyük krizinin yaşanmasına rağmen, ekonomisi paramparça olan bir Türkiye değil, güçlenerek çıkacak bir Türkiye... Ne faizi, ne kuru, ne borsası, ne ödeme dengesi ne de bütçesi raydan çıktı, mayısta, haziranda, her şey daha olumlu, daha güçlü, daha sakin, daha özgüvenli bir yere doğru gidiyor." diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER