AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK Toplantısı’na ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)
GÜNDEM”(CHP) Politik sorumluluk, politik tartışma yerine meselenin içine aileyi karıştırıyorlar, bu son derece saygısız, ahlaki olmayan bir yaklaşım” ”(MB rezervleri) Şimdiye kadar yapılmış gizli saklı bir işlem yok. Her şey kanunlara ve piyasa kurallarına uygun bir şekilde yapılmış” ”Sürekli söylüyoruz ’siyasi eleştiri getirin, siyasi tartışma yapalım, siyaseten birbirimize gerekirse sert eleştirelim’ ama onlar maalesef aile değerleri üzerinden siyaset yapmaya devam ediyorlar”
ANKARA (AA) AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "(CHP) Politik sorumluluk, politik tartışma yerine meselenin içine aileyi karıştırıyorlar, bu son derece saygısız, ahlaki olmayan bir yaklaşım." dedi.
AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenleyen Çelik, Yunan adalarında göçmenlerin gayri insani yaşam koşullarına mahkum edildiğini söyledi.
Yunan Sahil Güvenlik birimlerinin göçmenlerin botlarını şişleyerek onları ölüme terk ettiğini belirten Ömer Çelik, "Bizim tarihimizde böyle bir suç, böyle bir utanç yok. Bugünkü politikamızda da böyle bir şey yok. Bu insanlara yardım edilmeseydi, kucak açılmasaydı Yunan Sahil Güvenliği ya da Avrupa Sınır Birliği Frontex'in yaptığı gibi bir zulümle mi karşılaşsaydılar?" ifadelerini kullandı.
Türk tarihine, değerlerine, siyasi tutumlarına yakışır şekilde ölümden kaçan insanların muhafaza edildiğini vurgulan Çelik, "Bütün dünyanın vicdanını tek başına Türkiye yüklenmiştir. Bunun hedef alınması, yani 'bunlara sahip çıkacak yerde şunları yapsaydınız', 'camilerimizde şu kadar Suriyeli namaz kılıyor', 'bunları harcanan parayı şu kesimleri harcasaydınız' diye. Türkiye'nin büyüklüğü, çeşit toplum kesimlerine, onların gelişmesine katkı sağlayacak politikaların yürütülmesi ile gerçekleşiyor." diye konuştu.
Esnafın, sanayicinin ve çiftçinin önünü açacak pek çok politika geliştirildiğini ve bundan sonra da güçlü bir şekilde geliştirilmeye devam edeceğini bildiren Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Bu birbiriyle mukayese edilmesi söz konusu olmaması gereken şeyleri maalesef Avrupa'daki aşırı sağ mukayese eder ki bu insanlara karşı birtakım kışkırtmalarda bulunmak için göçmenlere, yabancılara karşı. Aynı dilin bu şekilde kullanılması ilk defa oluyor. Tek tük kişiler kullandı ama bir genel başkan tarafından ölümden kaçan insanların ve bu insanlara Türkiye'nin sahip çıkmasını bu şekilde eleştirilmesi ilk defa oluyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse sağlıklı bir yaklaşım değil. Bunun sonu ırkçılığa, çeşitli şekillerde nefret politikaları üretmeye varır. O yüzden herkesin dilini çok dikkatli kullanması gerekir. Bu, dilin zehirleyici, bu şekilde insanları hedef gösterici etkisinin Avrupa demokrasilerini nasıl istikrarsızlaştırdığını çok yakın bir şekilde görüyoruz."
"Aile değerleri üzerinden siyaset yapmaya devam ediyorlar"
Bütün siyasi partilerin mazlumlara sahip çıkılması konusundaki hassasiyeti paylaştığını anımsatan Çelik, "Bazı kişiler birtakım aykırı konuşmalar yaptılar ama onun bir önemi yok, o kayboldu gitti. Bu hassasiyetin korunması gerekiyor çünkü nihayetinde hepimiz bu konuda el ele verirsek, bu politikalar konusunu dünyayı anlatmakta daha güçlü hale geliriz ama bunun yerine bunların hedef haline koyulması maalesef yanlış bir sonuç doğuracaktır ve bu birtakım ırkçı yaklaşımların kışkırtılmasına yol açacaktır." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, partisinin bugünkü grup konuşmasındaki açıklamalarını hatırlatan Çelik, şunları bildirdi:
"Sürekli söylüyoruz 'siyasi eleştiri getirin, siyasi tartışma yapalım, siyaseten birbirimize gerekirse sert eleştirelim' ama onlar maalesef aile değerleri üzerinden siyaset yapmaya devam ediyorlar. Biz diyoruz ki Cumhurbaşkanımızdan, eski Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Albayrak'tan bahsederken sürekli aile ilişkilerini hedef alan bir yaklaşım içerisinde girmeniz ahlaki değil. Diyorlar ki 'Peki bu insanlar görev yaptılar, görev yapıyorlar. Biz bunları eleştirmeyecek miyiz?' Siyasi pozisyonları, siyasi sorumlulukları gereği muhalefet bunu tabii ki eleştirecek biz de gereken cevabı vereceğiz.
Söyledikleri siyasi şeylere zaten cevap veriyoruz ama siz bunu aile ilişkileri sürdürmeye devam ettiğiniz zaman gayri ahlaki bir iş yapıyorsunuz. Merkez Bankası rezervleri ile ilgili soracağın soru varsa cevabımız var. Ekonomi politikaları ile ilgili söyleyeceğiniz varsa cevabımız var. Fakat ne zaman 'CHP'deki taciz iddiaları ne yaptınız? Bunlarla ilgili bir önlem aldınız mı?' diye sorsak hemen çıkıyorlar aile değerlerine saldıran bir siyasi tutum geliştiriyorlar. Demokratik değerlere saygı konusunda çok parlak bir sicile sahip olmadıklarını biliyoruz ama şimdi siyasi hayatta hiç olmayan bir şeyi yapıyorlar. Politik sorumluluk, politik tartışma yerine meselenin içine aileyi karıştırıyorlar, bu son derece saygısız, ahlaki olmayan bir yaklaşım."
Çelik, "Ne zaman sorsanız, 'terör meselesiyle ilgili bu yaşadığınız savrulma doğru değil daha düzgün, daha net bir dil kullanmalısınız' diye bir eleştiri getirilse hemen aile değerlerine saldıran bir siyaset geliştiriyorlar. Bu hiç sağlıklı bir şey değil Allah'tan bir tek bunlar yapıyorlar. Yoksa bu kötü örnek Türk siyasi hayatına bulaşsa, Türk siyasi hayatı için son derece vahim ve içinden çıkılmaz bir yol açar." dedi.
"Gereken cevabı üslubunca vermeye devam ederiz"
Herkesin birbirinin aile değerlerini uğraştığı bir siyasi ortamın ne manaya geleceğini, ne kadar çirkin ve ahlak dışı olacağını herkesin görmesi gerektiğini belirten Ömer Çelik, şunları kaydetti:
"Üstelikte bunu en çok dinlendiren kişiler, çeşitli partiler içerisinde oligarşik bir şekilde 23 nesildir aynı koltukları koruyan kişiler. Bunlar doğru yaklaşımlar değil ama biz diyorduk ki 'aile değerlerini hedef almayın.' Daha önce 'demokratik değerleri hedef almayın' dediğimizde olduğu gibi ama gördüğüm kadarıyla bunda ısrar edecekler, dolayısıyla da temiz siyaset, temiz bir dil kullanarak bu konuları konuşma çağımızın herhangi bir şekilde karşılık bulmayacağını net bir şekilde görmüş oluyoruz. O zaman aile değerlerine karşı saldırgan tutum, iftara siyaseti, kendileriyle anılan bir mesele haline gelir. Biz de bundan sonrasında gereken cevabı üslubunca vermeye devam ederiz.
Merkez Bankası rezervleri ve diğer konularda sordukları sorulara arkadaşlarımızın verdiği cevaplar açık. Şimdiye kadar yapılmış gizli saklı bir işlem yok. Her şey, kanunlara ve piyasa kurallarını uygun bir şekilde yapılmış. Ülkemizde ekonomik saldırının olduğu dönemlerde, arkasından neredeyse küresel tedarik zincirinin kapanacak kadar güçlü negatif etkileri olan bu pandemi döneminde ortaya çıkan tabloda, Türkiye bu dönemdeki finansal istikrarı en başarılı şekilde yönetmiş ülkelerden bir tanesi. Bunun için yapılan döviz işlemlerini sanki gizli saklı, kanun dışı, birilerinden saklanan bir işlem gibisinden sunmak en azından siyasi ciddiyete yakışmıyor."
Ekonomik alanlarda yürütülecek tartışmaların, net bir şekilde siyasi ve ekonomik bir tartışma olması gerektiğini belirten Çelik, "Defalarca cevaplar verildi, kayıtlar orada duruyor. Saat saat, isim isim, nasıl işlemler yapılmış, bunlar nasıl gerçekleşmiş, hangi koşullarda gerçekleşmiş herkesin buna ulaşması gayet mümkündür. Aile değerleri üzerinden siyaset yapan, siyasi eleştiri getiren kim varsa bunun kınanacak bir durum olduğunu, bundan kaçınılması gerektiğini bir kere daha ifade etmek istiyoruz." dedi.
(Sürecek)
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?