© Müzakerat 2017 - 2021

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığındaki 25 bin işçiyi kapsayan TİS imzalandı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin: ”(Kamu Çerçeve Protokolü) Bazı kamu kuruluşlarında, bazı belediyelerde ve bazı üniversitelerde bu sözleşmenin şartlarına uymama gibi eğilimler oluyor. Bu işler keyfi olmamalı. Kamu Çerçeve Protokolü bağlayıcı bir sözleşmedir”

ANKARA (AA) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, bazı üniversite, belediye ve kurumların Kamu Çerçeve Protokolü'nün yükümlülüklerine uymadığını belirterek, "Bu işler böyle keyfi olmamalı. Kamu Çerçeve Protokolü bağlayıcı bir sözleşmedir." dedi.

Bilgin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında 25 bin işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesinin (TİS) imzalanması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Reşat Moralı Salonunda düzenlenen törene katıldı.

Toplu iş sözleşmeleri, sendikal örgütlenme ve sendikal mücadelenin bir ülkede demokrasinin göstergesi olduğunu vurgulayan Bilgin, Türkiye'nin demokrasiyi bütün kurumlarıyla işleten bir ülke olduğunu söyledi.

Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin emekçilerin toplu pazarlık mücadeleleriyle güçlendiğini ifade eden Bilgin, şöyle konuştu:

"Biz toplu iş sözleşmelerinin her aşamasını bu mücadelelerin demokrasiye yaptığı katkı açısında da değerlendirmek durumundayız. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız bünyesinde çok özel hizmetler üretiliyor. Bu hizmetleri üretenler de bu hizmetleri alanlar da bizim hassasiyetle üzerinde durduğumuz insanlar. Zor zamanlarda 24 saat nitelikli hizmet ortaya koyuyorlar. Bu bakımdan onların emeklerini ücretle değerlendirmek zordur ama hayatımızı sürdürmemiz için gerekli olan şeylerden biri de elde ettiğimiz gelirdir. Çalışanlarımızın bu gelirlerinin artırılması önemlidir. Özellikle enflasyon dönemlerinde bu gelirlerin artışı daha çok ortaya çıkmaktadır. Bu sözleşmeyle günlük ücretler 130 liradan 300 liraya çıkartılmıştır. Bu fevkalade önemli bir artıştır."

"Emeği korumak bizim görevimiz"

Bakan Bilgin, geçen yıl imzaladıkları Kamu Çerçeve Protokolü'nün üniversitelerden bakanlıklara, belediyelerden diğer kurumlara varıncaya kadar tüm kamuyu ilgilendirdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bazı kamu kuruluşlarında, bazı belediyelerde ve bazı üniversitelerde bu sözleşmenin şartlarına uymama gibi eğilimler oluyor. Bu işler böyle keyfi olmamalı. Kamu Çerçeve Protokolü bağlayıcı bir sözleşmedir. Buna uymamak demek, 'biz Türk iş hukukuna, sendikalar hukukuna, toplu sözleşme hukukuna uymuyoruz' demektir. Bu, suç duyurusunda bulunmaya kadar götürecek bir yargı davranışıdır. Onun için bu sözleşmelerin uygulanmasının müeyyidesi bizim hukuk sistemimizdir. Çalışanlarımızı, emekçilerimizi demokratik sistem içerisinde koruyan mekanizma sendikal örgütlenme ve onun da toplu sözleşme hukukuyla çerçeve anlaşmasında ortaya çıkan pratiklerdir. Bu pratiklere herkes uymak zorundadır. Bu aynı zamanda Türkiye'nin toplumsal barışına katkı yapan düzenlemedir."

Enflasyonun çalışanların gelirlerini azaltan etkisine karşın sosyal devlet olarak gerekeni yapacaklarını vurgulayan Bilgin, "Emeği korumak bizim görevimizdir. Emeklilerimizi her şartta, her durumda korumak zorundayız. Asgari ücretle ilgili düzenlemeler daha sonra. Altı aylık enflasyon farkları temmuzda netleşecek. Bu dönemin enflasyon tahribatını ortadan kaldıracak, onları yeniden tahkim edecek düzenlemeleri yapacağımızı kamuoyu zaten biliyor." dedi.

"Sözleşmesinin masada imzalanması büyük başarı"

HAKİŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da imzalanan sözleşmeyle sosyal diyalog mekanizmaları sayesinde çalışanların haklarının azami ölçüde korunduğu ve kamu hizmetlerinde de verimliliğin sağlandığı bir modelin hayata geçirildiğini söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına emeğinin ve emekçinin hakkının verilmesi konusundaki yaklaşımından dolayı teşekkür eden Arslan, şöyle konuştu:

"Sahada gerginliği artırmadan, grev sürecini yaşamadan, çeşitli tepkilerle kamuoyunu rahatsız etmeden bu toplu iş sözleşmesinin masada imzalanmış olması hakikaten bizim için büyük bir başarı. Bir toplu iş sözleşmesinin iyi bir sözleşme olmasının birinci şartı, önce sosyal diyalog mekanizmalarıyla bir uzlaşının sağlanmasıdır. Bazen tek başına ücretin yüksek olması iyi bir sözleşme anlamına da gelmiyor. Onun için ülkemizde diyalogun, uzlaşmanın ve zorluklara rağmen sorunları çözme irademizin varlığı Türk endüstri ilişkiler sistemimizin tecrübesini gösteriyor. Ben bunu çok önemsiyorum. Toplu iş sözleşmemizde yeni birtakım haklar elde edildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığındaki çalışanlar en zor işleri yapıyorlar. El uzatılması gerekenlere hizmet ediyorlar, hayırlı bir iş yapıyorlar. Onların ödüllendirildiği bir toplu iş sözleşmesine imza atmak benim için büyük bir onur ve gurur."

Konuşmaların ardından, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında çalışan yaklaşık 25 bin işçiyi kapsayan 5. Dönem Toplu İş Sözleşmesi, Öz Sağlıkİş Sendikası ile Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında imzalandı.

İmza törenine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan yardımcıları, Öz Sağlıkİş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert ile ilgililer katıldı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER