© Müzakerat 2017 - 2021

22. Avrasya Ekonomi Zirvesi

TBMM Başkanı Binali Yıldırım: (1) Avrasya bölgesi 21. yüzyılda, medeniyetlerin merkezi, zenginlik merkezi haline geliyor. Bu konuda bizlerin üzerine düşen, bölgemizi her türlü karışıklık, savaş, şiddet ve terörden korumaktır. Bölgeyi bir çatışma, hesaplaşma sahası olmaktan çıkarmaktır. Avrasya ülkeleri olarak ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeye daha çok zaman ayırmalıyız. Ulaşım, haberleşme, eğitim, sağlık, kültür, turizm, sanayi ve ticaret başta olmak üzere, her alanda ortak çalışma fırsatlarını daha da arttırmalıyız İçinde bulunduğumuz coğrafyanın, savaşla, terörle, şiddetle anılması dünyanın başka bölgeleri için bir avantaj, bir çıkar olabilir. Ancak biz, çözüm odaklı olarak bu işlere yaklaşmak mecburiyetindeyiz. Bir sorun olduğunda, aklımıza önce savaş ve çatışma gelmemeli. Bu noktada öncelikle bölge ülkeleri arasında anlaşmazlığa, kavgaya neden olan konuların ele alınması şarttır Göç, mültecilik gibi sorunları ortadan kaldırmak için yapmamız gereken yüksek yüksek duvarlar örmek değil, dünyada var olan adaletsizlikleri, kötü yönetişimi ve gelir dağılımındaki uçurumu azaltacak tedbirler almamız lazım

İSTANBUL (AA) TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Avrasya bölgesinin 21. yüzyılda, medeniyetlerin merkezi, zenginlik merkezi haline geldiğini belirterek, "Bu konuda bizlerin üzerine düşen, bölgemizi her türlü karışıklık, savaş, şiddet ve terörden korumaktır. Bölgeyi bir çatışma, hesaplaşma sahası olmaktan çıkarmaktır." dedi.

Yıldırım, Marmara Grubu Vakfı tarafından "Geleceğe Sorumluluk" ana temasıyla düzenlenen, 22. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, İstanbul'un gerçek anlamda Avrasya'nın kalbi olduğunu, çünkü Avrupa ve Asya'nın buluştuğu yerin Boğaz olduğunu söyledi.

Avrasya toplantılarının bir markaya dönüştüğünü dile getiren Yıldırım, düzenlenen bu faaliyetlerin Avrasya coğrafyası başta olmak üzere, bütün dünyadaki ekonomi, siyasi, kültürel dayanışma ve işbirliğine katkı sağlayacağına inandığını belirtti.

Yıldırım, 8 bin yıllık bir tarihe sahip, kıtaları birleştiren İstanbul'un bugüne kadar 3 imparatorluğa başşehirlik yaptığını, Türkiye'nin ve dünyanın en öneli ekonomi ve sanat merkezlerinden biri olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"20. yüzyıl, insanlığın en uzun yüzyılı oldu. Zehiri de panzehiri de birlikte sundu. İki büyük dünya savaşına şahitlik ettik. İmparatorluklardan, ulus devletlere geçiş geçtiğimiz yüzyılda oldu. Faşizm, komünizm gibi insanlara büyük acılar yaşatan sistemlere bu yüzyılda tanık olduk. 1989'dan itibaren de çağ dönümü niteliğinde coğrafyamızda değişim yaşadık. 70 yıllık perde indi Avrasya bütünlüğü ortaya çıktı.

Ülkeler ve toplumlar, barış, huzur ve refahı önceleyen çalışmalar yaparsa, insanlık daha mutlu daha huzurlu hale gelecektir. 1989'da yıkılan Berlin Duvarı esasında sadece bir duvar değildir. Berlin Duvarı ile birlikte insanları ve ülkeleri düşmanlaştıran ön yargılar da yıkılmış oldu. On binlerce insanı yıktığı duvarla birlikte insanların gözü açıldı. Avrasya coğrafyası insanların önünde büyük fırsatların manzumesini de bu süreçle beraber getirdi."

"Avrasya hepimizin ortak geleceği"

Nasıl anlatılırsa anlatılsın, nasıl tarif edilirse edilsin Avrasya'nın herkesin ortak geleceği olduğunu dile getiren Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Dünyada yaşayan 7,5 milyar insanın 5 milyarı Avrasya coğrafyasında yaşıyor. Dünyanın bir yıllık gayri safi milli hasılası yaklaşık 80 trilyon, bunun yüzde 60'ı Avrasya coğrafyasına ait. Bilinen enerji kaynaklarının dörtte üçünü de Avrasya bölgesi barındırıyor. Bölge doğal ve beşeri kaynakların havuzu niteliğinde. Avrasya coğrafyasında ortalama gelire baktığımız zaman 10 bin dolar düzeyinde gözüküyor. Afrika ve Güney Amerika'daki ülkelerin milli gelir ortalamaları dikkate alındığında bu rakam, yeterli görülebilir. Amerika, AB ve Japonya gibi ülkelerle karşılaştırdığımızda yetersiz olduğu aşikardır."

Avrasya'nın, yüzlerce yıldır birbiriyle yakın ilişkin içinde olan milletlerin coğrafyası olduğuna değinen Yıldırım, "Avrasya bölgesi 21. yüzyılda, medeniyetlerin merkezi, zenginlik merkezi haline geliyor. Bu konuda bizlerin üzerine düşen, bölgemizi her türlü karışıklık, savaş, şiddet ve terörden korumaktır. Bölgeyi bir çatışma, hesaplaşma sahası olmaktan çıkarmaktır. Avrasya ülkeleri olarak ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeye daha çok zaman ayırmalıyız. Ulaşım, haberleşme, eğitim, sağlık, kültür, turizm, sanayi ve ticaret başta olmak üzere, her alanda ortak çalışma fırsatlarını daha da arttırmalıyız." diye konuştu.

"Biz, çözüm odaklı olarak bu işlere yaklaşmak mecburiyetindeyiz"

Terörle, aşırılıklarla mücadele konusunda Türkiye olarak Pakistan, Rusya, İran, Afganistan meclisleriyle birlikte çalıştıklarını, bu okunda önemli toplantılara imza attıklarını anlatan Yıldırım, bütün bu çabaların ülkeleri ve bölgeyi barışa, huzura ulaştırmak için olduğunu söyledi.

İçinde bulunulan coğrafyanın, savaşla, terörle, şiddetle anılmasının dünyanın başka bölgeleri için bir avantaj, bir çıkar olabileceğini dile getiren Yıldırım, "Ancak biz, çözüm odaklı olarak bu işlere yaklaşmak mecburiyetindeyiz. Bir sorun olduğunda, aklımıza önce savaş ve çatışma gelmemeli. Bu noktada öncelikle bölge ülkeleri arasında anlaşmazlığa, kavgaya neden olan konuların ele alınması şarttır." dedi.

Her türlü terör, karışıklık ve anlaşmazlığın yoğunlaştığı bölgenin yine Avrasya coğrafyası olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Göç, mültecilik gibi sorunları ortadan kaldırmak için yapmamız gereken yüksek yüksek duvarlar örmek değil, dünyada var olan adaletsizlikleri, kötü yönetişimi ve gelir dağılımındaki uçurumu azaltacak tedbirler almamız lazım. Biz bu coğrafyanın sakinleriyiz, gidecek başka yerimiz yok. Coğrafyamızın barış, huzur ve güvenliğini sağlamak bizim görevimiz." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER